Abdülkerim Bardakçı: 42 numaralı formayı her zaman en iyi şekilde taşıyacağım

Süper Lig ekiplerinden Konyaspor forması giyen ekip kaptanı Abdülkerim Bardakçı kulüp dergisine açıklamalarda bulunmuş oldu. Dört sezonluk ayrılığın peşinden Konyaspor’a geri dönen Abdülkerim Bardakçı kariyerini ve hedeflerini söyledi.

“HEDEFLERİME HER GEÇEN GÜN BİRER BİRER ULAŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM”

Ilk olarak bizlere birazcık kendinden bahseder misin?

7 Eylül 1994 tarihinde Konya’nın Meram ilçesinde doğdum. Rahmetli babam polisti ve mesleğinden dolayı ufak yaşta Zonguldak’a yerleştik. Arkasından 14 yaşlarında Konyaspor seçmelerine katılmak için uydurduğum ufak ve tatlı bir yalan sonrasında tekrardan Konya’ya yerleştik. Lise mezunuyum. Futbolu seviyorum.

Her insanın futbola başlama konularında bir ilginçlik olabiliyor. Abdülkerim Bardakçı’nın futbola başlama hikayesi nasıl gerçekleşti?

Benim hikayem fazlaca garip değil galiba… Zonguldak’a polis olan rahmetli babamın tayininden dolayı gittikten sonrasında 9 yaşlarında babam kendisi de futbolu fazlaca seviyordu beni Zonguldak’ta Fenerspor’un alt yapısına yazdırdı. Orada oynamaya başladı. Sonrasında 14 yaşlarında doğduğum memleketimin ekibi Konyaspor’a geçirme oldum.

Her işe başlarken insanoğlu kendilerine ilerisi için bir hedef koyarlar. Sen futbola başladığında bu hedefini ne olarak belirledin ve bugün bu hedefinin neresindesin?

Doğal ki de kendime hedefler koydum. Öncelikli hedefim ustalaşmış olarak fazlaca sevdiğim futbolu meslek olarak yapmak. İkinci hedefim memleketimin ekibi olan Konyaspor’umuzda ekip kaptanı olarak savaşım vermek. Üçüncüsü burada kendi ve ekip adına başarıya ulaşmış olarak, kulübümüze de maddi anlamda katkı sağlayarak Avrupa’ya yada yurt içine geçirme olmak. Son olarak da ay-yıldızlı formayı A Ulusal Ekip seviyesinde giymekti. İlk iki hedefime ulaştım. İnşallah en kısa sürede öteki hedeflerimi de gerçekleştiririm.

“RAHMETLİ BABAMA SÖYLEDİĞİM ‘KONYASPOR’UN SEÇMELERİNE KATILACAĞIM’ TATLI YALANI HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ”

Konya doğumlusun fakat futbola ilk adımını attığın ekip 2207 senesinde filiz lisans ile Zonguldak Fenerspor. Arkasından 2009 senesinde Konyaspor alt yapısına ilk transferini yapıyorsun. Bundan birazcık bahseder misin?

Bu öykü birazcık garip. Küçük ve tatlı bir yalandan sonrasında benim Konyaspor maceram başladı. Rahmetli babamın mesleğinden dolayı Zonguldak’a gitmiştik. Akrabalarımızın tümü burada olduğundan her yaz tatilinde buraya geliyorduk. O yıl maddi sıkıntılar sebebiyle Konya’ya gelemeyecektik. Fakat gelmeyi fazlaca istiyorduk. Babamın beni kıramayacağı tek nokta futboldu. Ben de o vakit Konyaspor’un alt yapı seçmelerinin olacağı yalanını söyledim. Doğal ki babam bunu duyunca borç-harç bir halde temin etmiş olduğu parayla bizi Konya’ya gönderdi. O vakit hakikaten de seçmeler varmış. Gövde Eğitimi öğretmeni olan dayımla beraber seçmelere gittik. Ön libero oynuyordum. Seçmelerde beğenildim ve takımda kaldım.

Geçirme yasağının olduğu dönem her genç oyuncu şeklinde senin adına da büyük bir fırsattı. Bu fırsatı iyi değerlendirip ilkin 1.lig şampiyonluğunu elde eden takımda peşinden da Süper Lig’de forma giymeye başladın. O günlerden bizlere neler söylerdin? Senin adına herhalde unutulmazlardı?

Evet.. Ben şimdinin U21 kısaca o devrin A2 Ekibi’nda oynamadan direkt olarak U18 Ekibi’ndan A Takıma gelmiştim. Geçirme yasağı vardı. Benimle beraber fazlaca sayıda dostum A Takıma terfi etti. O dönemde takımda yer edinen ağabeylerimiz bizi oldukça iyi karşıladılar. Aralarına aldılar ve fazlaca iyi bir aile ortamı sağladık. Hocamız Osman Özdemir’di. O sürem play-off yarı finali oynadık. Fakat Kasımpaşa’ya elenmiştik. Ondan sonrasında takımda devamlı oynamaya başladım. 2012-2013 sezonunda gene iyi bir kadromuz, birlikteliğimiz ve aile ortamımız olan bir takımla savaşım ettik. Kimsenin bizlere talih vermediği sürem başarıya ulaşmış olarak Konyaspor’umuzu hak etmiş olduğu Süper Lig’e taşıdık. Doğal ki de 17 yaşındaki genç ve hedefleri olan bir oyuncu için unutulmaz günlerdi.

Süper Lig’deki ilk müsabakasını hatırlıyor musun? Çıkarken neler düşündün?

17 yaşındaydım. Fenerbahçe şeklinde bir takıma karşı ilk Süper Lig maçıma çıktım. O günde hocam bana güvenerek talih verdi. Süper Lig’de memleketim takımında dolu tribünler önünde oynuyordum. Doğal ki büyük bir coşku vardı. Bir ihtimal ilk yarıyı 2-0 geride kapatmamız ve ilk 45 dakika sonunda oyundan çıkmam fena anılar olabilir. Fakat maçı 2-0’dan görkemli bir geri dönüşe imza atarak 3-2 kazanmamız unutulmazdı.

“İLK GOLÜMÜ ATTIĞIM ESKİŞEHİR MAÇINDAKİ DUYGULARIM ‘GERÇEKTEN ANLATILMAZ YAŞANIR'”

Konyaspor’umuz formasıyla Süper Lig’de ilk resmi golünü Eskişehirspor’a karşı oynanan lig maçında iç sahada atmıştın. O an neler hissettin?

O dönem beraber çalıştığımız Teknik Direktörümüz Aykut devasa bana antrenmanlarda duran toplarda sık sık ileri çıkarak fırsat aramam için emekler yaptırıyor ve uyarılarda bulunuyordu. Kendisinin üzerimdeki emeği hakikaten fazlaca büyük. Eskişehir maçında da duran topta ileriye çıktım. Beklediğim fırsatın bu bulunduğunu düşündüm. Topa inanarak gittim ve vuruştan sonrasında topun ağlara gitmesi, yaşadığım luk, takımımızın luğu, dolu tribünlerin ismimi hep beraber söylemesi, stadyum anonsunda ‘Konyaspor’umuzun golü 42 numaralı formasıyla Abdülkerim Bardakçı’ denilmesi bugün bile tüylerimi diken diken eden ve hayatımın sonuna kadar unutamayacağım fazlaca fazlaca hususi anlardı.

Sonrasında fazla forma şansı bulamayınca sırasıyla pilot takımımız Karatay Termal 1922 Konyaspor, Adana Demirspor, Samsunspor, Giresunspor, Denizlispor ve son olarak Altay takımlarında forma giydin. Denizlispor’da Süper Lig’e çıkma sevincini de yaşadın. Oynadığın bu takımlar ve savaşım ettiğin liglerin futboluna neler kattığını düşünüyorsun?

Doğal ki de oynadığım her takımın, savaşım ettiğim her ligin, çalıştığım her teknik direktörün bana ayrı ayrı şeyler kattığını düşünüyorum. Konyaspor ile ilk senemde play-off yarı finali oynadık. 2 yıl sonrasında gittiğim Adana Demirspor’da gene üzerimdeki emeği yadsınamaz Ünal Karaman hocamızla genç bir kadro ile play-off yarı finali oynadık. Rövanşta 1 gol attım, bir topum da direkten döndü. Lige çıkamadık. Samsunspor’da savaşım ederek ekibi ligde tuttuk. Denizlispor’da şampiyonluk olarak Süper Lig’e yükselme luğu yaşadık. Altay ile başarıya ulaşmış bir sürem geçirdik. Her devrin gelişimimde katkısının bulunduğunu söyleyebilirim.

“KONYASPOR’A SEZON BAŞINDA GELİRKEN ‘DİREKT OYNAYACAĞIM’ DEDİM VE ALLAH’A ŞÜKÜRLER OLSUN BU HEDFİMİ DE GERÇEKLEŞTİRDİM”

Ve sonrasında bu sürem başlangıcında Konyaspor’umuza tekrardan dahil oldun… Bu sürem başlangıcında kendine hedef olarak ne çizmiştin?

Aslen Konyaspor’da oynamayı 2-2,5 sürem öce düşünüyordum. Dahası kendimi buna hazır hissediyordum fakat nasip değilmiş o gün olmadı. Bu sürem gerçekleşti. Sürem başlangıcında takıma dahil olduğumda tek düşüncem ‘Ben Konyaspor’un vazgeçilmezi olacağımdı’… Aksini düşünmedim bile. Oldukça şükür Beşiktaş maçı ile formaya kavuştum ve bana bakılırsa bugüne dek da Konyaspor’umuzun formasını hakkıyla terlettim. İnşallah takımıma daha çok katkı sağlarım.

Beşiktaş ile iç sahada oynanan ve 4-1 kazandığımız 2.hafta maçıyla beraber tekrardan Konyaspor’umuzda formana kavuştun. O maçtaki duyguların nelerdi?

Gençlerbirliği maçında Marin Anicic sakatlandı. Hiçbir futbolcunun yaşamaması ihtiyaç duyulan bir durum. Ondan sonrasında bana forma şansı geldi. Daha ilkin de söylediğim şeklinde sürem başı hedefim burada direkt oynamaktı Gelen fırsatı iyi değerlendirdiğime inanıyorum. O gün iyi oynadık ve maçı da değişik kazandık. Hemen sonra hocamda bana güvenerek oynatmaya devam etti. Bu itimatı boşa çıkarmadığımı düşünüyorum. Gayem her geçen maç daha da üstüne koyarak gelişimimi sürdürmek.

“BUGÜNLERE GELMEMDEKİ EN BÜYÜK ETKEN KENDİME OLAN ÖZGÜVENİM VE İNANCIM”

Bakıldığında Beşiktaş maçıyla süregelen seride her geçen hafta üstüne koyarak büyüyen ve dikkatleri üstüne çeken bir Abdülkerim Bardakçı var. Sana bakılırsa bu gelişimindeki ve yükselişindeki (hem oyun hem de performans anlamında) en büyük etken neydi?

Bana bakılırsa en mühim etken ÖZGÜVEN… Kendine güvenen, daha iyi şeyler yapabileceğine inanan, mücadeleci, aşırı istekli bir yapım var. Bu durumun gelişimime katkısının olduğuna inanıyorum. Her maç, verilen savaşım, meydana getirilen hatalar, meydana getirilen güle işler, bunların analizinin ve değerlendirilmesinin yapılması, çıkarılan dersler insana kişilik ve oyunculuk anlamında fazlaca şeyler katıyor. Eğer olmazsa olmaz ise kendine güvenmek. Bunun en mühim artım bulunduğunu düşünüyorum…

Mevki itibariyle vatanımızda fazla bulunmayan özelliklere haiz oyunculardan birisin. Bu yüzden kesinlikle öteki takımlarında ilgisi oluyor. Bu durumun seni pozitif anlamda etkileyip performansının artmasına katkı sağladığını düşünüyor musun?

Futbol seçmelerinde ön libero oynadığımı söylemiştim. Oradan gelen özellikler, sol ayaklı ve topu oyuna sokma adına başarıya ulaşmış bir stoper olmam (söylenilen bu) aranılan biri olarak dikkat çekmemi sağlıyor. Bu yüzden ilginin olması oldukça organik diye düşünüyorum. Bu durum beni şımartmadan, ayaklarımı yerden kesmeden yoluma devam etmeme ve daha da iyi olmam gerektiğine niçin oluyor. Şu an esasen Türkiye’nin büyük ve mühim kulüplerinden önde gelen çocukluk aşkım Konyaspor’umuzda forma giyiyorum. Fakat ileride gerek yurt içinden gerekse yurt dışından teklifler olursa doğal ki de kulübümün maddi anlamda kazanç sağlayacağı bir durumda geçirme yapmak isterim.

Biliyoruz ki son yıllarda futbolda artık fizyolojik savaşım kadar mühim bir öteki noktada mental anlamda sağlam kalmak. Sen bu mevzuda herhangi bir destek aldın mı?

Bu mevzuda ustalaşmış bir destek almadım. Fakat samimi olduğum dostlarımla ve ağabeyimle beraber ger maç sonrasında değerlendirme yapıyoruz. Neleri doğru, neleri yanlış yaptığımızı konuşuyoruz. Daha iyi nasıl yapabiliriz diye çözümleme yapıyoruz. Bunun faydasının olduğuna inanıyorum.

Konyaspor bu sürem lige genel olarak bakıldığında dikkat çeken Beşiktaş ve Fenerbahçe galibiyetlerini de göz önüne alırsak iyi bir başlangıç yapmış oldu. Geride kalan haftaları değerlendirirsen puan ve sıralama anlamında ligde daha üst sıralarda olabilirdik diye düşünüyor musun?

Bence daha iyi olabilirdik. Şundan dolayı hakikaten iyi oynadığımız maçlarda meydana getirilen rahat hatalar, duran toplardan goller yedik ve şanssız puanlar kaybettik. Bunun yanı sıra fazlaca sayıda gol pozisyonuna girdiğimiz maçlarda bu tarz şeyleri değerlendiremediğimiz için yaşadığımız puan kayıpları oldu. Geriye dönerek bakıldığında bu tarz şeyleri da göz önüne aldığımızda hem puan hem de sıralama olarak ligde daha iyi yerlerde olabileceğimizi düşünüyorum. Fakat geçmişle yaşamak değil, geçmişten ders çıkartarak gelecekte daha iyi nasıl yapabilirim düşüncesiyle hareket edersek başarıya ulaşmış olacağımızı da biliyorum. Bizde ekip olarak bunun için çalışıyoruz.

Kesinlikle her maç ve alınan sonuçlar ilerisi için lüzumlu derslerin çıkartılacağı bir ortam. Sen kendi adına maçlardan ilkin ve sonrasında bu tür analizleri yapıyor musun? Bunun oyununa ve saha içindeki mücadelene katkılar sağladığını düşünüyor musun?

Futbolda maçlardaki performansınızı oldukça geniş platformlarda değerlendirebileceğiniz, fazlaca kapsamlı çözümleme programları var. Bunu hem kendimiz hem de kulübümüzün sağlamış olduğu imkanlarla yapıyoruz. Maçlardan sonrasında bu tarz şeyleri yapıyorum. Dostlarımla ve ağabeyimle beraber hatalarımı, artılarımı, eksilerimi görüyorum. Tekrarlamamak adına gerekenleri yapmak için savaşım ediyorum. Kesinlikle bana katkısının olduğuna inanıyorum.

“TARAFTARLARIMIZLA YENİDEN SAĞLIKLI VE BAŞARILI GÜNLERDE BULUŞMAYI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ”

Ilk olarak asla kimsenin alışık olmadığı bir PANDEMİ sürecinden geçiyoruz. Bunun kesinlikle ruhsal ve fizyolojik anlamda negatif yanları olabiliyor. Bununla savaşım etmek için neler yapıyorsun?

Doğal ki de birinci önceliğim kendime iyi bakmak… Bu bizim mesleğimiz. Futboldan para kazanıyoruz. Ailemize bakıyoruz. Kendimize, etrafımıza, ailemize karşı sorumluluklarımız var. Bu tarz şeyleri yerine getirmek adına kurallara azami olarak dikkat ediyoruz. Ruhsal olarak da ayakta sağlam durabilmek için moralinizi üst seviyede sağlam tutmak gerekiyor. İnşallah en kısa sürede bu zamanda sıhhatli bir halde geride kalır.

Konyaspor yandaş mevzusunda Türkiye’nin önde gelen talihli kulüplerinden biri. Fakat malum dönemden dolayı taraftarsız maçlar oynanıyor. Kesinlikle hepimiz şeklinde sende taraftarlara karşı oynamayı özlemişsindir. Taraftarsız oynamanın avantajları ve dezavantajları neler? Ek olarak taraftarlara karşı oynamak için sabırsızlanıyor musun?

Konyaspor taraftarının nasıl bulunduğunu anlatmaya gerek yok. Şundan dolayı tüm Türkiye bunu gerek takımımızın maçlarında, gerekse ulusal takıma ev sahipliği yapmış olup, onları buradan 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na yolladığımız eleme maçlarında görmüş oldu. Bende 17 yaşlarında onların huzuruna çıktım. Oynadığım her maçta bana ve öteki futbolcu arkadaşlarıma, ağabeylerime netice ne olursa olsun destek verdiler. Bunu hepimiz de biliyor. Onlarla tekrardan bir arada olmaktan büyük mutluluk duyacağımızı ve bu mevzuda sabırsızlandığımızı söylemeliyim. İnşallah en kısa sürede evimizde onlarla buluşmak için can atıyoruz.

“İYİ BİR FIRSAT OLURSA KULÜBÜME DE KATKI SAĞLAYIP TRANSFER YAPMAK VE AY-YILDIZLI FORMAYI A MİLLİ TAKIM DÜZEYİNDE GİYMEK İSTİYORUM”

Ilk olarak Konyaspor’daki hedeflerini soralım…

Burada iki hedefim vardı. Birincisi çocukluk hayalim olan Konyaspor formasını giymek ve kulübüme katkı sağlamak. İkincisi de kaptan olarak sahaya çıkmak. İki hedefime de ulaştım. Kupalar ve şampiyonluklar kazandım. Doğal ki kulübümüzün 2022 hedefi şampiyonluk. İnşallah bunu gerçekleştiririz. Bende daha ilkin söylediğim şeklinde nasip olursa Abdülkerim Bardakçı’yı bugünlere getiren Konyaspor’a maddi anlamda bir kazanç sağlayıp geçirme yapmak isterim. Eğer olmazsa da burada kalıp Konyaspor Efsanesi olmak isterim…

Her futbolcunun hedefleri içinde ilkin A Ulusal Ekip sonrasında ise Avrupa’da futbol oynamak vardır. Senin de bu şekilde hedeflerinin bulunduğunu biliyoruz. Neler söylersin?

Daha ilkin ulusal takımların değişik kademelerinde oynadım. En üst düzey A Ulusal Ekip. Bu doğal olarak ki de her Türk oyuncunun düşsel. Benimde hedefim. Açıkçası bu hedefime gösterdiğim performansımla fazlaca yaklaştığımı düşünüyorum. İnşallah en kısa sürede ay-yıldızlı formayı tekrar çıkarmamak ve mühim başarılarda hisse sahibi olmak adına giyerim.

Futbolunu geliştirmek adına neler yapıyorsun?

Her maçtan sonrasında analizimi yapıyorum. Hatalarımı görüyorum. Bu tarz şeyleri tekrarlamamak için neler yapmam icap ettiğini düşünüyorum. Maç öncesinde olduğu şeklinde maçın peşinden da maçı aklımda ikinci kez yaşıyorum. Tavsiyeler, değerlendirmeler, hakaret düzeyine varmadığı sürece meydana getirilen eleştiriler hepsini dikkate alıyorum.

Örnek aldığın futbolcular kesinlikle vardır. Bu klasik bir durum fakat mühim olan örnek almak değil, kendin olarak performansını arttırıp daha ileri gitmek olduğu görüşüne katılıyor musun?

Çocukluğumdan beri örnek aldığım isim hırsıyla, mücadelesiyle Real Madrid’den Sergio Ramos. Takımının başarısı için elinden geleni, hatta daha fazlasını veren, sahada terinin son damlasına kadar savaşan, bunu da her insana gösteren, taraflı yansız her insanın takdirini kazanan, örnek gösterilen bir isim. Örnek almak doğal ki de güzel bir durum. Lüzumlu dersleri çıkartmak iyi bir şey. Fakat bire bir bende bu şekilde yapacağım, bu şekilde olmalıyım demiyorum.

Takımımızın genç adları var. Onların geçmiş olduğu yollardan geçmiş biri olarak kendilerine neler söylemek istersin? Neleri yapsınlar futbolcu olmak istiyorlarsa?

Ilk olarak kesinlikle fazlaca emek harcamaları gerekiyor. Ekip antrenmanlarından artan kalan zamanlarında fazladan saha ve salon emek harcamaları yapmalarının kendilerinden başka hiç kimseye katkısı yok. Bunun kendi avantajları bulunduğunu, kendilerinin gelişimine büyük katkı sağladığına inansınlar. Hiçbir vakit olmadı, yapamadım diye pes etmesinler. Onlar mücadelelerini sonuna kadar yapsınlar, karşılığını en güzel şekilde Tanrı’tan alacaklarını unutmasınlar. Bu işlerin kabiliyet işi bulunduğunu sadece daha da fazlasıyla nasip-kısmet işi bulunduğunu da akıllarından çıkarmasınlar…

Abdülkerim Bardakçı futbolun dışındaki zamanlarında neler yapıyor?

Sürem içinde maçlardan ve antrenmanlardan kalan zamanlarımda ailemle ve dostlarımla zaman geçirmekten hoşlanıyorum. KRAL isminde bir köpeğim var. Gerçi ona köpek demek istemiyorum. Hakkaten çocuğum şeklinde. Vaktimin büyük bir kısmını da onunla geçiriyorum. Yaz tatillerinde ise kalabalık ortamlardan uzak bir halde kendimi rahatlayacağım ve stresten uzak tutacağım yerlerde inzivaya çekiyorum.

Konyaspor camiasına ve taraftarına son olarak neler söylemek istersin?

Ilk olarak bana vermiş oldukları destekten dolayı kendilerine fazlaca fazlaca teşekkür ediyorum. Bu benim için artı bir motivasyon deposu oluyor. Daha iyi işler yapmak için çaba harcıyorum, çaba gösteriyorum. Onlar bana desteklerini sürdürsünler. Bende onların devamlı gurur duyacağı Abdülkerim Bardakçı olarak 42 numaralı mukaddes formayı her yerde en iyi şekilde taşıyacağımın sözünü veriyorum.

Konyaspor Dergisi

https://www.instagram.com/p/CLRz3UeAG0U/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz