Yasin Öztekin'den Galatasaray itirafı!

Yasin Öztekin, Türk futbolunun son 10 senelik süreçteki en garip oyuncu figürlerinden biri. Bilhassa Galatasaray’da birçok başarıda mühim katkı elde eden kanat oyuncusu, 4’üncü yıldızı kazanmış olduğu 2014-15 şampiyonluğunun da simge isimlerinden biriydi. Yasin, Galatasaray formasıyla sonraki sezonlarda da tabelaya büyük katkı sağlamış oldu; dönem dönem eleştirilerden de kurtulamadı fakat o eleştiri anlarda mühim işler yapmayı bırakmadı. Fatin Terim’in 4’üncü dönemindeki ilk galibiyetinde de sahnede o vardı örneğin. Yasin, Terim’le ilgili de “Oldukça seviyorum, bunu devamlı her yerde söylüyorum. Kimseden de çekinmem” diyor.

Galatasaray’dan sonrasında Göztepe’nin yolunu tuttu Yasin. Şimdi de şampiyonluğun mühim adaylarından Sivasspor’un başarısı için hazır durumda. Yasin Öztekin ile Dortmund’dan Galatasaray’a, koronavirüs sürecinden ekip arkadaşlarına birçok mevzuda sorularımızı yönelttik. O da içtenlikle yanıt verdi.

Şampiyonluk tecrübelerimi aktarıyorum”

Ilk olarak karantina günleriniz nasıl geçiyor. Sen fiziğine devamlı dikkat eden biri insansın. Bu süreçte nasıl antrenman yapıyorsun?

Bu şekilde bir süreci ilk kez yaşıyoruz hem ben hem akrabalarım. Asla bu kadar uzun süre evde kalmamıştım. Hep kamplar, idmanlar, maçlar oluyordu. Futbolu özledim. Doğal ki idmanımızı yapıyoruz her gün. Eşim de sporu oldukca seviyor. O başka insanlara da spor dersi veriyor, o esnada ben de spor yapıyorum. Bahçede futbol sahamız var. Orada genel anlamda futbol oynuyorum, koşular yapıyorum sitede. Siteden dışarı çıkmıyoruz. Doğal sahada olduğumuz şeklinde olmuyor. Sürem başlasa bile minimum 4-5 hafta lazım ki eski formumuza dönelim.

“Galatasaray’da 6 kupa kazandım”

Dönem içinde Göztepe’den şampiyonluk yolunda ilerleyen Sivas’a geldin? Daha ilkin şampiyonluk yaşayan bir futbolcu olarak Sivas’taki ortamı nasıl buldunuz?

Galatasaray’da 6 kupa kazandım, oldukca mühim oyuncularla oynadım. Onlardan oldukca şey öğrendim. Birçok kulüpte oynadım ve deneyim kazandım. Bizim Sivas’ta şampiyon olan var mı onu tam bilmiyorum fakat ilk geldiğimde gözlemler yaptım kim nasıl konuşuyor, kim nasıl davranıyor maçtan ilkin maçtan sonrasında, idmanlarda kim nasıl hareket ediyor diye. Gerek yabancılarla gerek Türk dostlarımla tek tek maçlardan ilkin, idmanlarda kenera çekip konuşuyordum. Şöyleki yapalım, bu şekilde yapalım, şunu yap, bunu yap, rahat ol gibisinden. Ben ne öğrendiysem, şampiyonlukta neler yaşadıysam onlara aktarmaya çalışıyorum. Fakat sonuçta sen ne kadar konuşursan konuş bir oyuncu maça nasıl konsantre olursa haftayı nasıl geçirirse maça o şekilde çıkıyor. Doğal ki destek olmaya çalışıyorum, tüm arkadaşlarımız oldukca iyi çalışıyor.

“Ben hep fazladan çalıştım”

Hem büyük takımlarda hem Anadolu takımlarında gittiğin her takımda skora oldukca katkı yapmayı başarıyorsun? Sırrın nedir? Büyük takımda oymamak mı, Anadolu takımında oynamak mı daha zor?

Her yerde iyi konsantre olmak lazım. Konsantre olmaz ve çalışmazsan her yerde zorlanırsın bunu her insanın bilmesi lazım. Sen kafa olarak hazır değilsen başarı göstermiş olamazsın. Benim sırrım nereye gidersem gideyim idmanlarda olsun ekstralar da olsun hep oldukca çalıştım. Bunu her yıl her yerde yaptım. Sonuçta kanat oyuncusuyum ve bir takıma gidiyorsan orada skora tesir etmen lazım. Ben de hep maksimum idmanlar yaptım, ekstralar yaptım. Sonuçta ne kadar oldukca çalışırsan, o denli sahada iyi oluyorsun. Ve ne kadar kalpten istersen Tanrı da sana o denli veriyor. Ben buna inanıyorum. Hep bu şekilde çalıştım bundan sonrasında da bu şekilde olacak.

“Katkı vermede ilk sıradaydım”

Galatasaray’da hem 2014-15 hem de 2017-2018 iyi, fakat hep 2015’teki performansın hatırlanıyor niçin? Aradaki iki sezonda da oldukca gol ve asist yaptın. Haksızlık yapıldığını düşündün mü asla?

Evet 2014-15’in ikinci yarısında oldukca iyi bir performans gösterdim. Bunun oldukca sebebi var aslen. Eğer bir hoca bana güveniyorsa, o itimatı bana veriyorsa ben de daha oldukca ön plana çıkmaya başlıyorum. O sürem hakkaten oldukca iyi oynadım. Bir de o sürem oldukca mühim olan 4’üncü yıldızı taktığımız için o sürem daha oldukca hatırlanıyor. O sürem tüm ekip olarak oldukca iyiydik. Genel olarak ve ekip içinde oldukca fazla problemimiz olmadı. Ondan sonrasında UEFA cezaları, hoca değişimleri derken sıkıntılı bir sürece girdik. Bazı maçları hatırlıyorum taraftarımızdan da tepki alıyorduk. Oldukça zor bir süreçti. Ekip olarak 2015-16, 2016-17 sezonlarında oldukca büyük başarı yaşamadık fakat ben oynadığım 4 sürem süresince Selçuk Ağabey ve Muslera’dan sonrasında en oldukca forma giyen futbolcuydum ve katkı olarak da galiba ilk sıradaydım. Ben elimden gelenin devamlı en iyisini halletmeye çalıştım. Ve evet 14-15’te oldukca katkı sağladım fakat sonraki iki sezonda daha çok gol attım, daha oldukca asist yaptım. Fakat takımla birlikte başarı göstermiş olamadığımız için performansım göze batmıyordur. Ben Galatasaray’da oynadığım için oldukca mutluyum iyi ki de oynamışım Galatasaray’da ve Galatasaray’dan Türk Ulusal Ekip’a gittim. Kendimi oldukca talihli hissediyorum.

“Galatasaray’a yine dönmek isterim”

Galatasaray’dan ayrılık süreci nasıl oldu? Kırgınlık yaşadın mı?

Ilk olarak şunu belirtmem lazım ki asla hiç kimseye kırgın değilim. Küçücük kimi zaman problemler oluyor ekip içinde yada kişilerle fakat bunlar futbolun içinde var. Galatasaray’dan ayrılmamın sebebi tamamen benimle ilgili. Asla Galatasaray’la yada hocamızla, yönetimle alakası yok tamamen benimle ilgili. Benim sorumluluğumdu. O yüzden asla hiç kimseye Galatasaray’da kırgın değilim. Ve bigün inşallah gene o formayı seve seve gönülden, kalpten giyerek terletmek isterim.

“Ronaldo ile benzetme doğru değil”

Ronaldo açıklamandan sonrasında toplumsal medyada bu karşılaştırma oldukca konuşulmuştu. Sence dünya yıldızlarıyla beceri olarak oldukca fark var mı aranızda?

Ronaldo ile karşılaştırılmam…. Doğal ki o şekilde bir şey mümkün değil. O dünyanın bir numarası şu an. Messi, o ve birkaç şahıs daha… Ronaldo’nun oyun stiline benzetilmek güzel bir şey, hoşuma da gidiyor fakat sonuçta o Ronaldo ve 10 senedir, 12 senedir dünya futboluna damga vurmuş bir insan. O yüzden kendimi onunla karşılaştırmıyorum. Aslına bakarsan o şekilde bir şey de söz mevzusu olması imkansız. Dünya yıldızlarıyla beceri olarak fark var mı? Örnek olarak Cengiz Ünder, Hakan Çalhanoğlu, Cenk Tosun, Avrupa’da oynayan tüm oyuncularımız oldukça dünya yıldızlarıyla beraber sahada duruyorlar ve dünya yıldızlarından daha iyi oynuyorlar. Burada şöyleki demek lazım eğer bir oyuncu hakkaten yetenekliyse gerek Türkiye’de gerek öteki liglerde çalışıp, konsantre olduğu takdirde hangi ekip olursa olsun oynar. Arda örneğin İspanya’da yaptıkları, yaşamış olduğu şampiyonluklar.

“Hedefim Emre Belözoğlu’nu geçmek”

Kaç yıl daha futbol oynamayı planlıyorsun?

Şu an 33 yaşındayım ve oldukça fitim. Kendimi 33 yaşlarında şeklinde hissetmiyorum. Oldukça daha genç hissediyorum. Tanrı’a şükür şu ana kadar asla sakatlığım olmadı. Daha hedeflerim var. Futboldan sonrasında hoca olmak isterim fakat şu an hocalığı düşünmüyorum şu an aklımda yalnız oynamak var. Odağımı yüzde yüz futbola verdim ve inşallah hedeflerime ulaşmak isterim. 15 gol, 15 asist… Her yıl kendimi tekrardan ispatlamak isterim. Daha oldukca üstüne koymak isterim. Örnek olarak şu an Emre abi var 39 yaşlarında ve ben de bu rekoru kırmak isterim. O şekilde bir hedefim var.

“Hâlâ başarıya oldukca açım”

Dortmund’dan niçin ayrıldın?

Dortmund’da doğdum, büyüdüm ve eski Dortmund tesislerine 5 dakika uzaklıkta oturuyordum. Kısaca Dortmund’un içinde doğdum, orada her şeyi öğrendim. Gözlerim Dortmund’la açtım. 8 yaşlarında başladım ve her yıl seçmeleri geçtim. Kimi zaman 15-20 oyuncudan 2-3 oyuncu alıyorlardı. Oldukça istediğim ve yetenekli de olduğum için, disiplinli olduğum için bu hedefi başardım. 19-20 yaşlarında A Ekip ile idmanlara çıktım, Jurgen Klopp çağırmıştı beni. 2-3 oyuncu eksikti. O idmanda da o denli iyiydim ki Klopp geldi ‘Bundan sonrasında bizimle çıkacaksın, burada kalacaksın’ dedi. Ve o hafta da direkt ekibe almıştı beni. Bu duyguyu anlayamazsın. O denli oldukca istediğim şey oluyor ve sen inanamıyorsun.

O denli mutluydum ki anlatamam. Oradan niçin ayrıldım. Tüm hata benim. Birazcık daha dikkatli olsaydım, birazcık daha onların istediğine nazaran hareket etseydim oldukca daha başarı göstermiş olabilirdim. O zamanki kafa yapım, düşüncem öyleydi. Daima ekibe giriyordum fakat bir türlü oynayamıyordum. O kadar da iyiydim fakat demek bit yerlerde hata yapıyordum. Fakat şu an düşününce iyi ki de Türkiye’ye gelmişim diyorum. 23 yaşımda geldim Gençlerbirliği’ne. Oldukça iyi bir adım attım. Aslına bakarsan kısa bir süre sonrasında Trabzonspor’a gittim. Galatasaray’da oynadım, 6 kupa kazandım. Erciyes, Göztepe şeklinde kulüplerde oynadım. Şimdi Sivasspor’da oynuyorum. Ulusal Ekip’da oynadım. Kısaca 8 yaşlarındayken deseler bana bu şekilde bir kariyerim olacak diye, inanamazdım. O yüzden mutluyum. Fakat hâlâ açım. Oldukça şeyler daha başarmak isterim.

Jurgen Klopp için ne düşünüyorsun?

Beni altyapıdan ustalaşmış meydana getiren oydu. İyi ki onu tanıyıp onunla çalışmışım. Oldukça iyi bir insan, karakterli, her neyse o olan bir insan. Antrenmanları oldukca iyi. Maç öncesi nasıl konuşacağını oldukca iyi biliyor. Kaybettiğinde, hata yaptığında nasıl tepki göstereceğini oldukca iyi bilen bir insan. Dünyanın en iyisi esasen bence. Ekibi nasıl yöneteceğini oldukca iyi biliyor.

“Türk oyuncu olmadan şampiyon olamazsınız”

Galatasaray’da oynadığın dönem sana en yakın futbolcu kimdi?

İyi ki tüm ekip dostlarımla beraber oynamışım. İlla isim vermem gerekirse örneğin Melo. Onunla oynadığım için oldukca mutluyum. Benim için en iyi orta sahalardan biri. Sahada onunla oynamak hakkaten oldukca güzeldi. Selçuk abi gene devamlı kaptanımızdı. Oldukça mütevazi, oldukca iyi niyetli bir abimiz. O kadar da yetenekli. 9 senedir Galatasaray’da oynuyor ve bunu her yıl göstermiştir. Son 1-2 senedir oldukca oynamasa da onun orada kaptanlık yapması, onun kaçtan idmanlardan ilkin hitabı, yönetmesi bile yetiyor. Kimi zaman şampiyonluklar bu şekilde oyuncularla kazanılıyor. Bu bir gerçek. Eğer şampiyon olmak istiyorsan Türkiye’de Türk oyuncu lazım. Türk oyuncu olmadan şampiyon olamazsın. Tüm sıkıntıları çeken, sahada ekibi beraber tutan Türk oyuncuları. Selçuk Ağabey’i oldukca takdir ediyorum bunu oldukca iyi başarıyor. Wesley Sneijder doğal daha dün konuştum. Benim için ayrı bir futbolcu, onu oldukca seviyorum. Bir tek futbolu değil insanlığı da oldukca iyi. O kadar da gülünç. Burak ile oynamak güzeldi, Muslera eğer olmazsa olmazdı. Hakan Balta’yı oldukca seviyorum. Yerli yabancı adını sayamadığımız hepsini oldukca seviyorum.

Ligde sana nazaran en iyi kanat oyuncusu kim?

Doğal ki ben.

-Bruma, Rodrigues, Onyekuru arasından önde olan sence kim?

Üçü de oldukca iyi, üçü de oldukca süratli. Hepsinin ayrı ayrı daha iyi olduğu noktalar var. Hepsinin Galatasaray’ın başarılarında oranı var.

“Mert Hakan Yandaş ve Emre Kılınç’a güvenilmesi lazım”

Mert Hakan ve Emre Kılınç büyük takımlara uyum sağlar mı?

Doğal ki sağlar. Mert Hakan oldukca iyi 8 ve 10 numara. Topu sürüşü, oyun zekası, şutları, ara pasları oldukca iyi. Gole de oldukca yakın. En büyük faktörlerden biti hocanın sana güvenmesi. Hoca sana güvenirse, inanırsa her takımda oynarsın. Mert Hakan’ı tek tek buçuk yıl ilkin bu kadar göz önünde miydi? Rıza Hoca güvendi ve Mert Hakan uçmaya başladı. Emre Kılınç oldukca süratli ve oldukca iyi bir şutu var. Oyun zekası da oldukca iyi. İkisi de büyük takımda oynar. Bir tek yabancıları oynatıp bu oyunculara talih vermezsen doğal ki de zorlanırlar fakat onlara inanırsan ikisi d oldukca başarı göstermiş olur.

“Beşiktaş maçı en unutulmazdı”

Galatasaray’dayken unutamadığın maç?

2014-15’te 2-0 kazandığımız Beşiktaş maçı.

En unutamadığın golün hangisiydi?

Gene Beşiktaş maçı. Birçok golüm var fakat ehemmiyet açısından o gol.

Kaynak: Ajansspor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz