Hakan Arslan: Başarımızın sırrı yerli oyuncularda

Bir dönem oyuncu fazlalığı yüzünden kiralık olarak göndermiş olduğu Sivasspor’a geri dönerek ekip kaptanlığına yükselen, Güngören Belediyespor’da süregelen kariyerini Samsunspor, Kasımpaşa, Sivasspor çizgisinde hep üstüne koyarak sürdüren Hakan Arslan, kariyer öyküsünü ve hedeflerini TamSaha’ya söyledi.

Tecrübeli oyuncusunun röportajı şu şekilde:

“2011-2012 sezonu ile beraber kariyerin değişiyor ve Samsunspor’un yolunu tutuyorsun. Transferin nasıl gerçekleşti? Ek olarak 1. Lig’den, Süper Lig’e geçmiş oluyorsun. İki lig arasındaki farkları da anlatır mısın?

Güngören Belediyespor’dan Süper Lig ekibi Samsunspor’a transferimin en büyük etkenlerinden biri şüphe yok ki rahmetli Turhan Özyazanlar Hocamdır. Daha ilkin geçmişte Samsunspor’da çalıştığından dolayı beni buraya önermişti. Bu önerisi doğrultusunda da Samsunspor’un radarına girdim. Onlarca kere maçlarımıza geldiler, izlediler ve beğendiler. O süre 400 bin lira bonservis bedeli artı iki oyuncu karşılığında Samsunspor’un yolunu tuttum. Doğal alt ligden gelmenin dezavantajlarını da yaşadım. Süper Lig bambaşka bir tecrübe ve bambaşka bir kategori. Daha ilkin 2. Lig’de, 1. Lig’de ve Süper Lig’de de oynadım. Birçok farklılıklar var. 2. Lig’de futbol kalitesi birazcık daha düşük. 1. Lig’de kalite artıyor. Süper Lig’de kalite artık oldukca üst seviyede. Doğal burada yalnız oyuncu açısından kalite, klas, çalışkanlık yetmiyor. Hepsinden birer parça olması gerekiyor. Vakit içinde deneyim kazanarak Süper Lig’de de tutunmayı başardım.

“Hiçbir süre ümitsizliğe kapılmadım”

Samsunspor o sürem küme düşüyor. Sen tekrardan 1. Lig’e geri dönüyorsun ve bir sürem daha 1. Lig’de oynuyorsun. Sadece istikrarlı bir görüntü çiziyorsun. O günlerde neler yaşadın?

Samsunspor’da oynadığımın ilk sezonumda Süper Lig’den düştük ve 1. Lig’e geri döndüm. Sadece hiçbir süre ümitsizliğe kapılmadım. Daima tekrardan çıkmayı düşündüm. Yarım sürem 1. Lig’de oynayarak istikrarlı, emin ve azimli bir halde savaşım ettim.

Arkasından Sivasspor’a aktarma oluyorsun. Ilk olarak bu aktarma nasıl gerçekleşti? Tekrardan Süper Lig’e dönmek futbolunu nasıl geliştirdi?

O dönemki Sivasspor’un teknik direktörü gene Rıza Çalımbay Hocamdı. Rıza Hocanın ekibi hem yurt içinde hem yurt haricinde birçok oyuncu kazandırmıştır. Didikleye didikleye oyuncuyu arar, tarar, bulur ve çıkartır. Ben de bu oyunculardan birisiydim. Sivasspor’a transferim bu şekilde gerçekleşti. O günlerden sonrasında istikrarlı bir halde bugünlere geldim.

“Kulübe haiz çıkmam gerekiyordu”

2015-2016 sezonunda bir dönem Kasımpaşa’ya kiralanıyorsun. Bir sezonda 29 Süper Lig maçı oynuyorsun. Kasımpaşa’da neler yaşadın?

Sivasspor’a geldiğim ilk yıldan itibaren hedefim hep takımın değişilmez oyuncusu ve ligin kıymetli isimlerinden bir tanesi olmaktı. Sivasspor’da bu başarıyı elde ettim. İstikrarlı bir grafiğim de vardı. Sergen Yalçın döneminde gerek yurt içi, gerek yurt dışından benim mevkiime oldukca sayıda aktarma yapılmış oldu. Orta sahada oldukca fazla oyuncu vardı. Bundan dolayı de Sergen Hoca kiralık olarak gitmemi arzu etti. Ben de bu şekilde gidip daha kuvvetli şekilde dönmeyi amaçladım. Nitekim düşündüğüm şeklinde de oldu. Kasımpaşa’da 29 maçta 6 gol attım. Sivasspor’a gelişim tekrardan kuvvetli bir halde oldu. Arkasından ben döndüğümde Sivasspor o yıl küme düşmüştü. Küme düştüğünden dolayı tekrardan 1. Lig’de oynamak zoruma gitti. Fakat meydana getirecek bir şey yoktu. Kontratım vardı. Ben de kulübe haiz çıkmam icap ettiğini düşündüm. Kulübe değişik bir bağlılığım var. Bundan dolayı tekrardan 1. Lig’de savaşım ettik. Düşündüğümüz şeklinde de oldu. İyi bir sürem geçirdik. Asla ara vermeden yine Süper Lig’e çıktık. Sivasspor’un yerinin daima Süper Lig olması lazım. Ikimiz de elbirliğiyle bu başarıya ulaştık.

“Sırrımız yerli oyuncularda”

Bu sezona Sivasspor oldukca iyi başladı, ligin ilk yarısını önder tamamladı ve Türkiye’de bir oldukca kesimin büyük takdirini kazanmıştır. Sence işin sırrı nedir?

Bu sürem iyi bir grafiğimiz vardı. Rüya şeklinde bir ilk yarı geçirdik. Devreyi en yakın rakibimizin 4 puan önünde önder bitirmek tüm futbolcularda özgüven oluşturdu. Esasında lig başlamadan ilkin sürem başındaki kadro yapılanmasında birçok arkadaşımız aramızdan ayrılmıştı. Bir arada oynama alışkanlığı olan 6-7 oyuncumuz kalmıştı. Onun haricinde genç ve oynamaya aç oyuncular vardı. Aslına bakarsak bizim adımıza bu sezonun iyi geçmesinin en büyük sebeplerinden birisi de başarıyı isteyen genç, dinamik bir grup ve olgun futbolunu yansıtan kişilikli, karakterli oyuncuların bir arada olması. Bunların başlangıcında da yerli oyuncularımız geliyor. Yabancı arkadaşlarımızın katkısını da göz ardı etmemek gerekiyor fakat başarıyı elde eden en mühim etkenlerden birisi her maç 6-7 yerli oyuncuyla oynamamız.

Bilhassa Emre, Mert Hakan, Ziya, ben, Caner, Uğur, Erdoğan. Şu demek oluyor ki ekip birlikteliğinin bilhassa yerli oyuncuların isteğinden, arzusundan kaynaklandığını ve başarının bu sebeple geldiğini düşünüyorum. Yabancı oyuncularımız da oldukça kaliteli. Fernando olsun, Samassa olsun oldukca iyi işler çıkardılar. Ümraniye’den gelen Appindangoye hakikaten iyi bir grafik çiziyor. Başarımızda her insanın oranı var. Ümit ederim bu sezonu iyi bir noktada bitireceğiz. Halen yarışın içerisindeyiz. Liglere verilen ara bizim açımızdan bir ihtimal iyi bir sürece sokacak bizi. Bundan dolayı ilk dönem son 8 haftada yakaladığımız puan grafiği bizi önder yapmıştı. Şu anda da gene aynı periyoda girdik. Lig grafiğimiz iyi. İyi maçlar oynayacağız. Fikstür pozitif yanları bizde. Biz bu şekilde düşünüyoruz. İlk dönemde son 8 haftada farkı açmıştık biz. Gene aynı şekilde geriden gelmiştik. Şu anda da düşüncemiz aynı. Gene aynı başarıyı yakalayacağımızı umut ediyorum.

“Rıza hoca büyük avantaj”

Rıza Çalımbay’ın Sivasspor üstündeki tesirleri hakkında neler söylersin?

Rıza Hoca Sivaslı, şehrin öz evladı. Bu durum da hem şehre hem takıma avantaj sağlıyor. Kesinlikle en büyük unsur bu. Bundan dolayı ekibi benimsiyor, başarıyı adeta ısrar eden bir halde istiyor ve bizlere de bu şekilde aşılıyor. Bizim takımımız kurulurken bir ihtimal ilk 10 içinde bitirmesi başarı olarak görülebilirdi. Fakat Rıza Hoca geldiği ilk günden beri bizlere söylemiş olduğu şey devamlı, “Bu yıl ilk dört içinde bitireceğiz ve Avrupa’ya gideceğiz” oldu. Ligi en iyi şekilde bitireceğimizi, her maçımızı kazanmak için oynayacağımızı söylemiş oldu. Tipik bir Anadolu ekibi şeklinde olmayacağımızı, beraberliği hedeflemeyeceğimizi altını çizdi. Bizde böyle bir durum yok. Her maçta yengi isteyecek, galibiyeti kovalayacak bir oyun yapısı arzu ediyordu. Nitekim düşündüğü şeklinde bir ekip oluştu. Şu anda hedeften sapmaksızın Rıza Hocanın talimatlarıyla amaçlarımıza ulaşacağız.

Çağıl futbol orta sahada oyunun iki yönünü de oynayabilen erkek oyuncular arıyor. Sen de hem savunmaya dönük orta saha hem de forvet arkası şeklinde oynayabiliyor ve sürpriz goller atabiliyorsun. Bu özellikleri kazanabilmek için neler yaptın?

Bireysel olarak, oynadığım her takımda daima istikrarımı korudum. Her yıl üstüne koyarak devam etmeyi düşündüm. Nitekim de düşündüklerimi her yıl üstüne koyarak sahaya yansıttım. Normalde ön libero oynuyorum. Benden istenen orta sahada top ve ikili mücadeleleri kazanmak. Rahat oynamak Tipik bir ön libero isteği var fakat ben daima, “Bir fazlası niçin olmasın?” düşüncesiyle devamlı golü arayan, takımıma galibiyeti getiren isim olmayı hedefleyen bir oyun sergiliyorum. Gücüm elverdiğince oyunu iki yönlü oynamaya çalışıyorum. Beni öteki oyunculardan değişik kılan özelliklerimden birisi de devamlı gol noktasında olmam. Kendimi kuvvetli hissettiğim her dönemde gol pozisyonuna girmeyi arzuluyorum. Seneler geçmesine karşın her yıl üstüne koyuyorum, fizik gücümden, performansımdan bir şey eksilmiyor. Tam tersine seneler bana olgunluk veriyor ve işimi daha iyi yapmamı sağlıyor. Attığım sürpriz goller dikkat çeken özelliklerim içinde. Bunun da farkındayım. Bundan dolayı bu futbola başladığım ilk yıllardan itibaren haiz olduğum bir özellikti. Seneler geçmesine karşın bunu korumak benim adıma büyük bir başarı.

“Fikstür pozitif yanları bizde”

Şu an dünya korona virüs hastalığı ile savaşıyor ve çoğumuz oldukca sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Liglere ara verildi. Ilk olarak lige verilen bu mecburi aranın kalan 8 hafta için futbola nasıl tesir edeceğini düşünüyorsun? Sence dönüşte nasıl bir ortam olur?

Corona salgını yüzünden dünyada yaşam durdu. Ilk olarak yaşamın yine normale dönmesini bekliyoruz. Aslına bakarsanız yaşamın normale dönmesiyle beraber futbola geri döneceğiz. Geri döndüğümüzde bizleri nelerin beklediğini merak ediyoruz. Nelerle karşılaşacağız, nasıl bir ortam oluşacak, oldukça merak ediyoruz. Sonuçta maçlar seyircisiz oynanacak. Lig sıralamasını belirleyecek oldukca eleştiri sekiz hafta var önümüzde. İlk yarının son sekiz haftasında en iyi fikstür avantajını kullanıp rakiplere 4 puan fark atmıştık. Gene aynı periyoda giriyoruz. Bu periyotta umuyorum ki gene aynı başarıyı elde edeceğiz. Bu yıl bizim açımızdan iyi geçecek. Bundan eminiz. Bundan dolayı inandık. Ekip olarak tek düşüncemiz futbolun bir an ilkin başlaması ve ligin sonunu getirmek.

Corona virüs günlerinde evde neler yapıyorsun? Kendini zinde tutabilmek için nasıl bir emek verme uyguluyorsun?

Kendimizi eve kapattığımız için çalışmalarımızı bireysel olarak evde yapıyoruz. Vücudumuzu düşürmemek adına programlarımız var; bu tarz şeyleri uyguluyoruz. Evimizdeki zamanımın büyük çoğunluğu çocuklarımla geçiyor. Film izliyor, kitap okuyor ve konsol oyunu oynuyorum. Bu süre zarfında hobiler de edindim. Örnek olarak bazı yiyecekleri yapmasını öğrendim. Oldukca güzel pizza yapıyorum şu anda.

“Alex ve Fernandes’e gıpta ediyordum”

Mevkiinde ligimizden ve dünyadan hangi oyuncuları beğeniyorsun?

Dünyada en beğendiğim oyuncular içinde Frank Lampard ile Steven Gerard vardı. İkisini de hayranlıkla izlerdim küçükken. Gerek saha içi karakterleri gerek oyun performansı açısından rol model olarak bu ikisini sayabilirim. Onun haricinde rakip olarak karşılaştığım oyuncular içinde beni en oldukca etkileyen Alex ve Manuel Fernandes’ti. Onlara gıptayla bakıyordum. Oldukca büyük hayranlık uyandırıyordu bu iki oyuncu bende.

Seni her oynadığın takımda banko oyuncu olarak biliyoruz. Bunca sıkıntılı bir maratonu sezonlar süresince taşıyabilmek için neler yapıyorsun?

Seneler geçtikçe futbolum da yaşımla beraber olgunlaşmaya başladı. Bunun da farkına vardım. İyi bir grafik çizmeye başladım. Devamlı istikrarımı korudum. Bunun en büyük etkenlerinden biri emek vermeyi sevmem ve inatçı kişiliğim. Karakteristik özelliğimden olsa gerek Seneler geçiyor, futboluma olgunluk geliyor ve istikrarıma bir kat daha pozitif bir grafik yansıyor. Bu da bana özgüvenle beraber futbol kalitesi kazandırdı. Yılların vermiş olduğu data birikimimin sahaya yansıdığını düşünüyorum.

31 Mayıs 2021 tarihinde Sivasspor ile sözleşmen sonlanmış oluyor. Nasıl bir kariyer hedefin var? Futboldaki hayallerin neler?

Uzun senelerden beri Sivasspor’da oynuyorum. Sivas’la değişik bir gönül bağım oluştu. Ben şehri seviyorum, şehrin de beni sevdiğini düşünüyorum. Akrabalarım de burayı seviyor. Şu demek oluyor ki futbola dair ne olur bilemem fakat futbolu Sivasspor’da bırakmayı düşünüyorum. İnşallah uzun seneler daha bu formayı giyerim ve Sivasspor’a lâyık bir oyuncu olarak futbolu burada noktalarım.

“Keşke ulusal olabilseydim”

Herhangi bir kategoride Ulusal Takımlarda forma giymediğini görüyoruz. Sence bunun sebepleri neler? A ulusal forma hedefin ve hayalin var mı? Ek olarak futbolla ilgili “keşke”lerin var mı?

Futbol hayatım süresince içimde tamamlanmamış kalan tek şey Ulusal Ekip formasını giyememektir. Keşke herhangi bir kategoride de olsa ay-yıldızlı formayı giymek nasip olsaydı. Performansıma bakılmış olduğu süre aslen oynadığım mevki olarak hiçbir eksiğimin bulunduğunu düşünmüyorum. Artı yönlerim fazla fakat Millî Ekip forması niçin nasip olmadı, hep kendime soruyorum. Muhakkak eksiklerimden bulunduğunu düşünüyorum fakat istatistik olarak bakılırsa oynadığım mevkideki oyunculara karşı belirgin bir üstünlüğüm var. Fakat hiçbir süre Ulusal Ekip’a çağırılmadım. Bu da benim içimde daima bir “keşke” olarak kaldı. Fakat hedefler hiçbir süre bitmez. Yaş ilerler fakat hedeflerden sapma olmaz. Ümit ederim bigün olacak. O ulusal formayı giyebilmek için Tanrı’a yakarma ediyorum. Ümit ederim hayalim gerçekleşir. Ben daima bu düşüncede olacağım.

Futbolu bıraktıktan sonrasında neler yapmayı düşünüyorsun?

Futboldan sonrası için şu an bir şey söylemem doğru olmaz. Fakat uzun senelerden beri futbol oynadığım için normal olarak gene futbolun içinde kalacağımı düşünüyorum.

Futbol hayatında unutamadığın hatıran nedir?

Unutamadığım karşı karşıya gelme olarak Antalyaspor müsabakasını söyleyebilirim. Hat-trick yaptığım o maçı unutamıyorum.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz