Vitor Pereira’nın takımın başına geçmesiyle beraber hem saha içinde hem de saha haricinde büyük bir değişiklik başladı. Saha içinde en göze çarpan yenilik, 3’lü savunmaya geçiş yapılması oldu. Köktencilik değişimler sancılı olsa da Sarı-Lacivertliler bu süreci, üstelik mühim sakatlıklar yaşanmasına karşın kayıpsız geçmeyi bildi. Fenerbahçe ligde gol bile yemeden 3’te 3 yapmış oldu. Avrupa Ligi’nde ise Helsinki’yi zorluk çekmeden geçerek adını gruplara yazdırdı. Başarı göstermiş geçiş periyodunun arkasında Vitor Pereira ve ekibinin bitmek bilmeyen emekleri yatıyor. Teknik kurul, maçlar biter bitmez hazırlanan analizi oyunculara dağıtıyor. Futbolcular, karşı karşıya gelme deplasmandaysa dönüş yolunda, Kadıköy’deyse akşam evde bu analizleri inceliyor. Arkasından hafta süresince hem takımla hem de rakiple ilgili emekler yapıyıp, görüntülü olarak futbolcularla paylaşılıyor. Ek olarak Pereira, sonraki hafta karşılaşacakları rakibin maçlarını ne olursa olsun bir yardımcısına statta izletmeyi dikkatsizlik etmiyor.
‘Birlik’ vurgusu
Ali Koç’un altını ısrarla çizdiği ‘Samandıra disiplini’ de işin başka bir boyutu. Ekip ruhunu üst seviyeye çıkarmak adına koyulan kurallar mevzusunda kimsenin gözünün yaşına bakılmıyor. Bunun yanı sıra oyuncuların beraber daha çok vakit geçirmeleri için çeşitli aktiviteler düzenleniyor. Gençlerin kısa sürede takıma adapte olup beklenenin oldukca üstünde katkı sağlamasının arkasında da bu emekler yatıyor. Vitor Pereira, futbolcularıyla yapmış olduğu her görüşmede sık sık onlara olan itimatını yineliyor, birlik olmanın önemine vurgu yapıyor.
Yusuf Dursun
