Hollanda ile Polonya’nın ortak düzenlemiş olduğu Dünya Şampiyonası 1. turu, A Ulusal Hanım Voleybol Takımımız için fena başlasa da iyi bitti!.. Filenin Sultanları, B Grubu’nun favorisi olarak şampiyonaya giriş yapmış oldu sadece açılış maçında Tayland karşısında alınan 3-2’lik yenilgi hayalkırıklığı yaşattı. Yenilgi bir tarafa, sahaya yansıyan voleybol herkesi endişelendirdi. Bilhassa de maç içinde takımın, -bir iniş bir çıkış- gösteren performansı, ister istemez skora da fena yansıdı.
Bu turda rakipler daha kuvvetli!
Her neyse ki nefes aldıran Cenup Kore ve Hırvatistan maçları sonrası, zorladığımız Dominik maçı barajını 3-2 geçmemiz, motivasyonumuzu artıran en tehlikeli sonuç maçtı. 2. tura taşıyacağımız için; gruptan çıkan takımlar karşısındaki alınan galibiyetlerin büyük ehemmiyet arz etmiş olduğu 1. turda kapanışı; ev sahibi Polonya’yı seyircisi önünde yenerek yapmak kim bilir kendimizi bulmamız anlamında önemliydi. Bununla birlikte da Dominik maçıyla beraber bir galibiyeti daha 2. tura taşımamız oldukca daha kıymetli oldu. Doğal, kendimizi bulup bulmadığımızı 2. turdaki maçlarda göreceğiz. Sadece en büyük handikap; geriye baktığımızda; daha ilkin rahat yendiğimiz rakipler karşısında sıkıntılı galibiyetler almış olmamız. Şu sebeple önümüzde oldukca daha kuvvetli rakipler var; son olimpiyat şampiyonu ABD, son Dünya ve Avrupa Şampiyonu Sırbistan, Almanya ve Kanada.
İnişli-çıkışlı oyunla işimiz zor
Şampiyonaya ulaşmadan önce yaptığımız hazırlık maçlarında, ABD’yle oynadığımız 4 maçı da yitirmiş, Sırbistan’ı ise yenmiştik. Sadece şampiyonanın atmosferi başka oluyor. Hele de 1. tur maçlarındaki inişli çıkışlı oyunumuzu, hatayı affetmeyen rakipler karşısında sergilememiz, bizim işimizi oldukca zorlaştırır. 1. turda bireysel anlamda bir isim kurtarıcı oldu.. Bundan sonrasında da yıldızlaşan adlar ortaya çıkacaktır. Sadece mühim olan ekip halinde iyi olmak, oyun içindeki istikrarlı performansı getirecektir.