Trabzonspor’dan ayrılıp Suudi Arabistan’a giden Berat Özdemir, FANATİK’e hususi açıklamalarda bulunmuş oldu. 24 yaşındaki futbolcu, sürpriz transferinin hikayesinden, Trabzonspor’da geçirdiği günlere, Avrupa’dan almış olduğu tekliflerden, gelecek hedeflerine kadar birçok mevzuda sorularımızı yanıtladı. İşte o hususi röportaj…
Ilk olarak hemen hemen 24 yaşlarında ve yüksek potansiyelli bir oyuncu olarak, Suudi Arabistan Ligi’ne gitmen hepimiz için birazcık şaşırtıcı oldu. Trabzonspor’dan ayrılış süreci nasıl gelişti?
“Yeni sürem başlarken Hull City’den bir teklif vardı. Kulübümüz ve Abdullah hoca veto ettiler. Ben de saygı duydum. Ondan sonraki gelişen ortam yada benim rahat hissedip hissetmemem, acaba aklıma ayrılsam mı yeni bir maceraya atılsam mı düşüncesini soktu. Türkiye içine gitmek istemezdim Trabzonspor’dan sonrasında. Menajerim bu şekilde bir teklif getirince ben de şaşırdım, birazcık araştırdım. Lig kalitesi beklendiği kadar alt düzey değil bir tek sıcak fazlaca etkiliyor oyuncuları. Beklenmedik aniden karar verdim ailemle de konuşarak ve Suudi Arabistan’a El İttifak’a gittim.”
Trabzonspor’a gelmeden o dönem Galatasaray ’la da ciddi şekilde adın geçiyordu… Gençlerbirliği’nden ayrılırken neler yaşandı, Trabzonspor’a gidiş sürecin nasıl oldu?
“Bildiğim 1-2 kulüp vardı, menajerim ilgileniyordu. Taa ki Abdullah Avcı arayana kadar… Benimle ilgili düşüncelerini söyledikten sonrasında aktarma defteri o gün kapanmıştı ve Trabzonspor’a gitmeye karar verdim. Bana verdikleri kıymet fazlaca hoşuma gitmişti. Öteki teklifleri bir kenara bırakmıştım.”
Bordo-Mavili takıma aktarma olduktan sonrasında devamlı oynadın ve A Ulusal Ekip’a kadar yükseldin. Sonrasında dalgalı bir performans gösterdin, ara sıra yaşadığın o düşüşün sebebi neydi?
“1 yıl süresince full oynadım, formayı da vermedim hiç kimseye. Bence fizyolojik ve mental bitkinlik yaşadım. Kimi zaman de taktiksel… Sonrasında onu atlattım ve sıramı bekledim. Gene iyi performanslar verdiğimi düşünüyorum. Futbolda devamlı 90 dakika oynayamazsın. Vazife aldığım sürece elimden geleni yaptım. Gençlerbirliği’nde birazcık daha serbesttim. Trabzonspor’da 4-1- 4-1’e döndükten sonrasında zorlandım. Defansın önünde tek oynamak kolay değildi. Ne zamanki yanımda 6-8 karışımı biri oldu, o vakit rahatladım.”
Birazcık Hamsik’i anlatır mısın? Orta sahada pek fazlaca maçta yanyana oynadınız. Nasıl bir karakter Hamsik?
“Jübile maçında geçenlerde 90 dakika oynadı! Bıraksalar 180 dakika da oynardı. Kesinlikle her futbolcunun örnek almak isteyeceği, beraber oynamak isteyeceği bir futbolcu. Ne mutlu ki beraber forma giydik. Oldukça şanslıyım. İdmanlara erken gelir, ‘fitness’a ilk o girer, kulüpten son ayrılır. Kendine fazlaca iyi bakar. Aslına bakarsanız hususi hocasıyla, koçuyla beraber yaşıyor senelerdir. 36 yaşına girecek fakat 90 dakika oynadığı maçlardaki mesafelerine bakarsak, 12 kilometrenin altına düşmüyor. Bizlere fazlaca güzel örnek oldu. Futbolu bıraktıktan sonrasında rol model olmaya devam edecek.”
Zamanı bir şampiyonluk yaşadınız Trabzonspor’da. Kırılma anları, en unutulmaz maçlar nelerdi sence?
“Bence içeride kazandığımız Fenerbahçe maçı ilk adımdı şampiyonluktaki. İkincisi de Beşiktaş deplasmanıydı, 90 artıda Cornelius’un attığı gol. Bu iki maçtan sonrasında ‘oluyoruz’ dediğimi hatırladım. İkisinde de fazlaca yükseldik.”
En erken şampiyon olabilirdiniz fakat son süreçte bunu ertelediniz. O periyotta stres yaşadınız mı yada asla ‘acaba’ dediğiniz oldu mu?
“Kesinlikle hayır. Biz o denli rahattı ki. Maç kaybediyorduk, arkamıza bakıyorduk 15 puan fark. Berabere kalıyorduk, 16 puan fark olmuş. Kent ister istemez devamlı domine etmemizi bekledi yada puan kaybettiğimizde küçük stres yaşamış olabilir. Fakat biz oyuncu grubu olarak tam anlamıyla inanmıştık şampiyonluğa. İnanılmaz rahattık.”
Unutulmaz Antalya maçı… Taraftarların sahaya girişi, kutlamalar… Neler hissettin o an?
“Yargıcı faul yada taç vermişti ve düdüğü birazcık uzun çaldı. Ikimiz de bitti sandık sahada. O sırada düdüğü yeniden yeniden çaldı fakat taraftarlar içeri girmişti. Koşarken biri bana sarılacaktı herhalde, çeneme inanılmaz vurdu. Kulak çınlaması, baş dönmesi yaşadım. Maç bittikten sonrasında da ne yapacağımı bilemedim. Yeniden yeniden izledim o anı. Ellerimi açıp, kulübeye koştum. En mutlu olduğum andır herhalde kariyerimde. Kutlamalar esasen müthişti, milyarlarca insan izledi. Kelimelere dökemeyeceğim duygular yaşattı bizlere Trabzon halkı. Hiçbirini asla unutmayacağım.”
Trabzonspor içinde ukte kaldı mı? 1.5 yıl oynadın, şampiyonluk yaşadın kupalar kaldırdın. Yeniden Berat’ı Bordo-Mavili formayla görebilir miyiz?
“Trabzonspor’daki misyonumu tamamladığımı düşündüğüm için ayrıldım. İçimde bu şekilde Trabzonspor’un efsanesi olmalıyım benzer biçimde bir niyetim olmadı. Benim annem de Trabzonlu hâlâ görüştüğüm fazlaca dostum, akrabam var orada. Yalnız Trabzon halkı ve taraftarı, vakit geçse bile beni iyi hatırlasın. Oldukça şükür bunu sağladım. Şampiyon da olduk, 3 kupa kazandık. Tadında bırakmam icap ettiğini düşündüm. 1.5 senenin her anı dolu doluydu ve unutulmazdı. Oldukça güzel şeyler yaşadık.”
Abdullah Avcı nasıl bir teknik adam? İdmanda, soyunma odasında ve futbol haricinde nasıldır? Oyuncusu olarak anlatır mısın hocayı?
“Ilk olarak fazlaca oturaklı ve dolu bir karakter, bilgili. Futbolun ve futbolcunun dilinden anlayan bir hoca. Hepimiz öyleki değil. Onu değişik kılan etkenlerden biri bu. Ek olarak fazlaca sıcakkanlı bir ekibe haiz. Oyuncularla ikili iletişimleri muhteşem. Görüşmede yada taktik idmanda hoca birşey gösterdiğinde, kesinlikle maçta olur. Oldukça büyük taktisyen. Oyuncu da hocanın gösterdiklerini almaya çalışırsa, başarı kaçınılmaz olur. Hoca soyunma odasında konuştuğunda, 1 değil 5 vermek istersin.”
Şampiyonluğun arkasından bu sürem Trabzonspor’u nasıl görüyorsun? Ligde kimler favori?
“Geçen seneki benzer biçimde bir dominasyon olmaz ligde. Biz ciddi bir oluşum süreci geçirmiş ve bunu tamamlamıştık. Yeniden bir oluşum içinde ekip. Edin döner, Bruno döner, İnşallah Dorukhan abi de dönünce kalmış olduğu yerden devam eder. Her müsabakasını izliyorum Trabzonspor’un. 4 büyük takımın hepsi yarışta bu sürem. Birbirleriyle oynayacakları maçlar belirleyecek. Trabzonspor’un ara sonrası Fenerbahçe maçı var. Onu kazanırsa, o havayla öne de geçebilir yeniden. Geçen sürem Fenerbahçe maçı kırılma maçı olmuştu gene olabilir.”
İskelet kadroda büyük değişiklik yaşandı. Cornelius gitti, Nwakaeme gitti, sen ayrıldın… O kadro korunsa daha mı iyi olurdu acaba?
“Taze kan devamlı iyidir. Yalnız birazcık sabır gerektirir. Aslına bakarsanız hoca da işini bilir. Hoca istediyse kesinlikle bir bilmiş olduğu vardır. Fena oldu diyemem açıkçası.”
Nwakaeme’ye karşı Arabistan’da rakip oldun. Ona karşı oynamak nasıl? Görüşmeye devam ediyor musunuz orada?
“Karşılıklı oynamak kadar sinir bozucu bir şey olması imkansız. İçeri kapatıyorsun dışarı gidiyor, dışarıyı kapatıyorsun içeri gidiyor. Maçtan ilkin sağ bekimize ‘asla birebir kalma!’ dedim. Kesinlikle desteğe geleceğiz. Nwakaeme’yi durdurursak, bizlere gol atamazlar dedim. 3-0 kazandık o gün. Beraber oynamak ne kadar keyifliyse, karşısında oynamak keyif kaçırıyor. Birtakımın ona haiz olması imtiyaz. İşler sıkıştığında topu atarsın ona, nefes alırsın. Sihirbaz hakikaten, büyük oyuncu.”
Peki 2025’e kadar kontratın var. Sözleşmeni tamamlar mısın yoksa sürprizlere gene hazır olalım mı seninle ilgili?
“2 yıl de opsiyon var sözleşmede. Şimdilik burada mutluyum. Bir ihtimal 1 yıl kalırım, bir ihtimal 5. Devamlı maceraya açık biriyim sadece burada keyfim şu an fazlaca yerinde. Yarının ne göstereceğini hiçbirimiz elbet bilemeyiz. Kariyer planlaması olarak da küçüklükten beri aklımda Avrupa var. Hull City yada zamanında Nantes’a giderek yapamadım fakat buradan sıçrama niçin olmasın. Şimdilik Türkiye’ye dönmek benzer biçimde bir düşüncem yok.”
Arabistan’da neler yapıyorsun, toplumsal yaşam nasıl? Günler nasıl geçiyor, alışabildin mi?
“Yeni yeni adım atıyorlar batılaşmaya. Restaurantları, kafeleri ve avmleri oldukça güzel. Sabah dışarıda kahvaltıya gidiyor, sporumu yapıyorum, kendime zaman ayırıyorum. Toplumsal açıdan dikkatimi dağıtacak şeyler yok. Tam anlamıyla futbola odaklanmış durumdayım. Yalnız sıcak birazcık zorluyor. En ciddi sorun o. Tanrı’tan sıcaklıklar birazcık düşmeye başladı.”
Son olarak Gençlerbirliği altyapısından yetiştin, sonrasında Trabzonspor benzer biçimde özkaynak düzenine ehemmiyet veren bir kulüpte oynadın. Sence altyapılarımız nasıl, eksiklerimiz neler?
“15 yaşına kadar benifitness salonuna sokmadılar, kapıyı kilitlerlerdi. Girme boyun uzamaz derlerdi. Tesisleşme ve eğitim mevzusunda oyuncularımız geride kalıyor. Hem fizyolojik hem toplumsal açıdan. Ajax uç bir örnek fakat Ahmetcan Kaplan gitti sözgelişi. 2003 doğumlu çocuk 1 yıl oynadı, 9.5 milyon Euro’ya aldılar. Delikanlı zamanlarında olan isimlere A takımda talih vermekte geç kalıyoruz, zorlanıyoruz. Eğitim,tesisleşme ve oyuncuya itimat. Bu 3 noktada eksiğiz. Güvenen oyuncuların da arkasında durmuyoruz.”
FANATİK ÖZEL / Safa Can Konuksever