Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, 25 Ağustos 2000 senesinde İspanyol ekibi Real Madrid’i 2-1 yenik ederek kazandıkları UEFA Süper Kupa’nın seneyi devriyesinde GS TV’ye açıklamalarda bulunmuş oldu. UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı kazandıkları dönemde yaşamış olduğu anıları özetleyen Buruk, “Geçmişe gittiğimde hayatımın en güzel yılı 2000 yılıydı. Hayatta alınması zor zevkleri hem oyuncu olarak biz yaşadık hem de insanlara yaşattık. Bir tek bunu Galatasaray taraftarına değil tüm Türkiye’ye yaşattık. Tüm ülkede sinerji oluştu. Adım adım kupaya giden bir ekip vardı. Sonunda UEFA Kupası’nı kazanan bir ekip olduk. Bunun devamı da Süper Kupa’ya gidiyor. Orada hak ettiğimiz Süper Kupa Finali’ni üç ay sonrasında yaşadık. UEFA Kupası’nda finale adım adım çıkmak, orada Arsenal’ı yenmek oldukca mutluluk vericiydi. Türkiye’de asla yaşanmamış bir şeydi. Bunu yaşamak, yaşatmak, Türk insanının başarıya ulaşmış olabileceğini spor alanında değil, tüm alanlarda bir özgüven oluşturdu. Bu özgüvenle bir ihtimal iş adamlarından, sanayicilere birçok kesimin bundan etkilendiğini düşünüyorum. UEFA Kupası oldukca önemliydi. Onun meyvesi de Süper Kupa idi. Ülkeye bir kupa daha kazandırmak, o heyecanı yaşayıp insanlara yaşatmanın hazzı de bambaşkaydı. Birinde Arsenal diğerinde Real Madrid ile oynuyorsunuz. Dünyanın en iyi kadrolarına haiz iki ekibi. İki ekibi da yenmeyi bir ihtimal şu anki mevcut ortamda hayal edemeyebilirsiniz. Real Madrid, Manchester City ve Liverpool ile final oynamak şu an için hayal geliyor fakat bizim için hayal değildi. Gerçekti ve gerçekleştirdiğimiz şeylerden biriydi. Onun gururunu ve mutluluğunu hala üzerimde taşıyorum” diye konuştu.
“Ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik”
Süper Kupa maçının olduğu gün oldukca nemli bir hava bulunduğunu ve karşılaşmanın başlarının oldukca zor geçtiğini ifade eden Okan Buruk, “Rakibimiz oldukca kuvvetli, iyi ve inanılmaz oyunculara haiz bir takımdı. Hakan Ünsal’a verdiğim pas sonrası onu düşürdüler ve penaltı kazandık. 1-0 öne geçtik. İkinci yarı asla olmayan, alakasız şekilde bir penaltı verildi. Ondan sonrasında iki takımın da gol atabileceği şekilde maç geçti. Altın golün uygulanmış olduğu bir dönem. Fatih’in şut orta karışımı vuruşu ve Jardel’in tamamlaması Uzatmalarda oyundan çıkmıştım. Sahaya maç bitti diye koştuk. İnanılmaz bir mutluluktu. Maçın adamı seçilmiştim maç sonunda. Bir sponsorun verdiği bir ödül vardı. Zelzele sonrası oynanan bir finaldi. O parayı depremzedelere bağışlamıştım. Maçın adamı ödülüne layık olmak benim için inanılmaz güzeldi. İki kupalı bir Türk ekibi bizim için oldukca mühim ve değerliydi. Ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek, Türk bayrağını orada dalgalandırmak, kupa kazanmak inanılmazdı. Yüksek bir luk yaşadık” ifadelerini kullandı.
“Yine Avrupa kupası kazanmaya yakın tek büyük kulüp Galatasaray”
Kupaların olduğu her yerde Galatasaray’ın iddialı bulunduğunu vurgulayan Buruk, “90’lar periyodu Avrupa’da büyük başarıların olduğu bir dönem değil. Galatasaray inanıyor ve bunu başarıyor. Şu anki ortamdan oldukca büyük farklar göremezsiniz. Şu anda ne kadar olanaksız olarak gözükse de olanaksız olarak görmüyorum. Kupaların olduğu her yerde Galatasaray’ın iddialı bulunduğunu söyleyebilirim. Bu yıl Avrupa kupasına katılmadık fakat seneye katıldığımızda tek amaç o kupayı kazanmak olacaktır Galatasaray için. Düşlemek gerekiyor. Hayal etmeden olmuyor. O dönem oldukca hayal ettik, inandık ve iyi bir kadromuz vardır. Kadro için devamlı gereksinim var. UEFA ve Süper Kupa’yı kazanan ekibe baktığımızda 7-8 senelik emek var. Oyuncuların birbirine alışması kısa vadeli değişimlerle olmuyor. Uzun vadeli plan gerekiyor. Ondan sonrasında tüm kupalara Galatasaray’ın aday olacağını, hayal edeceğimizi düşünüyorum. Türk futbolu için bunun oldukca önemi var. Türk futbolunu eski günlerine getirmek için yeniden bu başarılara gereksinim var. Bunu yapabilecek, buna yakın olan en büyük ekip Galatasaray” dedi.
Teknik direktör olarak kupa kazanmanın oldukca değişik bulunduğunu söyleyen Okan Buruk, “Oradaki pozitif yada negatif sorumluluklarınız oldukca büyük. Kupa kazandığında ön plana çıkan hep teknik direktörler olmuştur. Teknik direktör olarak ekibi hazırlamamız, kupaları kazanmanız bir ihtimal futbolcuyken yaşadığınız heyecanın 10 katı keyif veriyor” şeklinde konuştu.