İbrahim Toraman: İbrahim Üzülmez'in bana bireysel takıntısı vardı

Beşiktaş ve Türk futbolunun mühim isimlerinden İbrahim Toraman, Cüneyt Özdemir YouTube kanalındaki “İyi Olan Kazansın” programında Esma Toker ve Merve Dundar’a hususi açıklamalarda bulunmuş oldu.

Geçmişte Beşiktaş’ta forma giydirilmiş olduğu dönemde İbrahim Üzülmez ile içinde geçen vakaya değinen Toraman, “Seneler ilkin Beşiktaş’tayken İbrahim Üzülmez ile yaşadığımız vaka, halen konuşuluyor. Bana hep soruluyor. Bu mevzuya burada tamamen açıklık getirmek isterim. Hakikaten şimdi bakınca oldukça saçma bir mevzu… Uzayıp gidiyor. Bu küçük fakat büyütülen olayın zararını en oldukça ben gördüm. İkimiz de o dönem kaptandık. Aşil tendonu sakatlığım vardı. Kramponumu kesip, arkasına flaster bant takarak sahaya çıkıyordum. Şu anda basketbol oynayayım bir yerde örnek olarak yürüyemiyorum. Ayakkabılarımı devamlı daha büyük giyiyorum. Hekim biliyordu, takımdaki hepimiz biliyordu. Ben de bu durumda sakatken, terlik giyebilirim. Sonuçta biz futbol takımıyız. Ekip elbise ile gezmiyoruz. Bence o dönem, İbrahim Üzülmez’in bana bireysel bir takıntısı vardı. İbrahim Üzülmez 1’inci kaptandı fakat benim takımda daha oldukça ağırlığım vardı. Yabancı oyuncular benimle konuşuyordu, gençler benimle daha iyi anlaşıyordu. Benim gözlemlerim bunlar doğal. İbrahim Üzülmez’in sakatlığımdan dolayı terlik giymeme o tepkiyi vermesine şaşırmıştım. Bence o vaka, içinde biriktirdiği noktaların taşmasıydı. Asla kabahatım olmadığını düşünüyorum. Mağdurum. O dönem futbol şubesinde başımızda olan menajer ile yönetim mevzuyu çözmek istemedi. Bir ihtimal ikimizi de göndermek istiyorlardı. Vakaları büyüttüler, çözmediler. Beni isteyen büyük takımlar vardı. Sadece süreç netleşmediği için o dönem hiçbiriyle görüşmeyi kabul etmedim” dedi.

“BARIŞTIK, SONRA ÜZÜLMEZ BANA BİR MAÇTA DURDUK YERE YUMRUK ATTI”

Kavga vakası sonrasında İbrahim Üzülmez ile 40 gün PAF takımda idman yaptıklarını söyleyen Toraman, “Sahada oturduk. PAF ekip antrenörü de yanımıza gelmişti. ‘Toraman, ben özür arzuluyorum senden. Hatalıyım. Basın toplantısı yapalım’ dedi. ‘Lütfen’ diye rica etti. Ben de kırmadım, kabul ettim. Basın toplantısı yaptım. Bizi affettiler, şampiyon olduk. Sonrasında bizlere kaptanlığı yeniden verdiler. Fakat galiba İbrahim Üzülmez’in içinde kaldı bu durum. İbrahim Üzülmez yönetimle anlaşmak istiyordu ve o sürem sonu kontratı bitiyordu. Antak kalma olmadı. Bir maçta Üzülmez fena oynuyor, asla gücü yoktu. Dönem içinde ben ayakkabımı bağlarken gelip, ‘Sen mi bana sövgü ettin’ diyerek yumruk attı. Ne yaparsınız o vakit siz? Düşünebiliyor musunuz? İnsan deliriyor artık o durumda. Sizin de ağzınızdan fena sözler çıkabiliyor” diye konuştu.

“TARAFTARIN ÖNÜNE ATILAN BEN OLDUM, MAĞDUR GÖZÜKEN İSE O…”

“Oradaki teknik adam da destek alıştırmacı de Türk ve yabancı oyuncular da vakası görmüş oldu” diyen İbrahim Toraman, “İbrahim Üzülmez bu aşamada kendine mağduriyet görevi çıkardı. Hiçbir şey yok yaptığım fakat taraftarın önüne ben atıldım. Fazlaca gençtim o dönemde ve sustum, sessiz kaldım. Futbolumu oynamaya çalıştım fakat bunun baskısını devamlı hissettim. Beni taraftarın önüne attığında bunlara inananlar da vardı, inanmayanlar da vardı. Takdiri insanlara bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

“FUTBOLU BEŞİKTAŞ’TA BIRAKMAK İSTERDİM AMA CAMİAYA KIRGINLIĞIM YOK”

Beşiktaş ile yollarının ayrılmış olduğu döneme değinen İbrahim Toraman, “Beşiktaş’ta Sezer Öztürk ile de aramızda bir sorun varmış şeklinde lanse edildi. Sezer, Fenerbahçe ‘den gelmiş bir oyuncuydu. Orada altyapıdan da gelen oyuncularla bir antrenmanda aralarında sözlü şeyler yaşanıyor. Bir kaptan olarak kayıtsız kalamadım. Zira diğeri türlü, kaptan olmamın bir anlamı kalmazdı. Ben de onları uyarıyorum yapmamaları için… İşte bu vaka oldu, münakaşaya ve kavgaya döndü, hiçbir ilgim yokken gene gelip vaka bana patladı. Gözümü yumup, işime baksaydım oldukça daha uzun seneler oynardım Beşiktaş’ta. Ondan sonra futbolu takımda bırakmak istememe karşın başkan, ‘Çözeceğiz sorunları’ dedi fakat tam 8 ayım boşa gitti. Haber bekledim gelmedi. Ben de memleketimin ekibi Sivasspor’a gidip futbolu orada bıraktım. Futbolu Beşiktaş’ta bırakmak arzu ederdim fakat camiaya hiçbir kırgınlığım yok” şeklinde konuştu.

“FATİH HOCA BENİ MİLLİ TAKIM’DA SAKAT ŞEKİLDE OYNATTI”

Fatih Terim ile A Ulusal Ekip’da yaşamış olduğu vakaya değinen Toraman, şunları kaydetti: “Beşiktaş’taki bir oyuncunun Ulusal Ekip’da oynama şansı oldukça azdır. Bunu futbol kariyerim sonrası daha da iyi gördüğümü düşünüyorum. Fenerbahçe ya da Galatasaray ‘daki bir genç futbolcu kendini daha rahat Ulusal Ekip’da kabul ettirebiliyor. Beni ilk Şenol Güneş, A Ulusal Ekip’a aldı. Ondan sonra Ersun Yanal beni oynattı. Fatih Terim ile anlaşmazlıklar, bazı tavırlar ve ters düşmeler yaşadık. Fazlaca iyi performanslar gösterdiğim zamanlar oldu sadece o dönemlerde Ulusal Ekip’a seçilmedim. Ulusal formayı daha çok giyebilirdim. Bir maç oynuyorduk örnek olarak… İlk yarıda performansım kötüydü ve iyi değildim. Zira sakatlığım vardı. Dönem arası soyunma odasına geldim. Tozluğumu falan çıkardım. Fatih Hoca’ya durumumu ve sakatlığımı söyledim. ‘Oynayacaksın. Buna sen mi karar veriyorsun? Ben ona karar veririm’ dedi. Çorabı konçu falan yeniden giydim ve sahaya çıktım. Aşil tendonumdan sakatlığım vardı. Problemler oturup konuşulsa çözülecek şeylerdi fakat iletişimsizlik olunca bu şekilde oluyor. Fatih Hoca, Türkiye’nin en kariyerli antrenörlerinden biri… Sadece Fatih Hoca ile çalışınca saha içinde iyi olmanız yetmiyor. Saha haricinde da iyi olmanız gerekiyor. Fatih Hoca birazcık duygusal biri… Saha içinde fena olan birine, kendisiyle saha haricinde ilişkisi iyiyse 2’nci ya da 3’üncü şansı verebiliyor. Benim çalıştığım hocalar içinde bir kendisiyle, bir de Beşiktaş’taki döneminde Carvalhal ile sıkıntım oldu. O denli.”

“MERİH VE ÇAĞLAR BÜYÜK TAKIMDA OLMADIKLARI İÇİN ŞANSLILAR”

Merih Demiral ve Çağlar Söyüncü ile ilgili konuşan İbrahim Toraman, “Merih Demiral ve Çağlar Söyüncü şeklinde arkadaşlarımız büyük takımlarda oynasalardı şu anki konumlarında olamayabilirlerdi. Anadolu takımlarından yurt dışına gittikleri için şanslılar… Büyük takımlarda, hele ki müdafa oynadığınızda sizi oldukça yıpratıyorlar. Faturayı en küçük hatalarda size kesebiliyorlar. Anadolu takımlarında fazla baskı yaşamadan gelişim tamamlanabiliyor. Bu mühim bir avantaj” dedi.

“GELECEKTE BEŞİKTAŞ’A HOCA OLMAK İSTERİM”

İbrahim Toraman son olarak, “Futbol bir tutku benim için… Futbolu bıraktıktan sonrasında kendimi gelişimime odakladım. Teknik direktörlük lisanslarımı aldım. Gelecekte bigün gelişimimi tamamladığıma inandıktan sonrasında ülke futbolumuza hizmet etmek isterim. Gerek Türkiye’deki takımlar gerekse Beşiktaş topluluğunda teknik direktör olarak vazife yapmayı oldukça isterim” diyerek sözlerini noktaladı.

DHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz