Başakşehir'de Emre Belözoğlu'ndan Edin Visca itirafı

Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, İHA’ya hususi açıklamalarda bulunmuş oldu. Son haftaya kadar her maçı kazanmak için oynayacaklarını ve hedeflerinin Avrupa bulunduğunu söyleyen Belözoğlu, Fenerbahçe ’de vazife almış olduğu dönemde ise hatalarının olabileceğini fakat bilerek yanlış yapmadığını söylemiş oldu. The Guardian jürisinde Burak Yılmaz’ın yanında Kante, De Bruyne, Salah ve Lewandowski’ye oy verdiğini de belirten Belözoğlu, geçirme döneminde ise kuvvetli ve ligi bilen adları ekibe kattıklarının altını çizdi.

Başakşehir’in genç teknik direktörü Emre Belözoğlu, İhlas Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Ilk olarak takımın başına geçmiş olduğu andan itibaren yakalanan ivme ve Antalya’daki kampta meydana getirilen emekler hakkında konuşan Emre Belözoğlu, “Biz ilk imza attığımız günden bugüne gelinen süreçte, iyi bir ivme yakaladığımızı düşünüyoruz. İyi çalıştık, iyi hazırlanmıştık. Ulaşmadan önce de fiziken iyi bir ekip bulduk. Fakat sonuçta 8 maçın 6’sını yitirmiş ve motivasyon olarak birazcık düşük bir ekip vardı. İlk maçın Beşiktaş maçı olması ve kazanılması, akabinde gelen galibiyetler ekibi ciddi bir yükselişe soktu. Oyun tarzımızı ilk günden itibaren göstermeye çalıştık. Topa haiz olmak istediğimizi, topu rakibe vermek istemediğimizi, 2 ve 3. bölgelerde daha opsiyonlu ve daha hareketli bir ekip olabilecek kalibreye haiz olduklarını oyunculara anlatmaya çalıştım. Son 2 maçta da oyunu kaybetmedik fakat skorlar gelmedi. Kayserispor maçında seri yakaladığımız kadrodan 3, 4 mühim oyuncu yoktu. Göztepe maçında da bence ikinci yarıda oldukca rahatça fark yakalayacak pozisyonlar bulduk fakat değerlendiremedik. Futbolda bunlar var. Her maçı kazanamazsınız, hele ki bizim ligimizde maç kazanmak oldukca zor olsa gerek. O yüzden her maçtan ayrı bir ders çıkardık. İyi bir emek verme ortamı sağlıyor bizlere kulübümüz. Oyuncuların gelişme süreci devam ediyor, bizim de gelişme sürecimiz devam ediyor. İyi bir başlangıç oldu fakat sonunu iyi getirmek istiyoruz. Şu sebeple ligin ikinci yarısı daha zor olacaktır” diye konuştu.

“Sonuna kadar her maçı kazanmak için oynayacağız”

Sürem sonu hedefi hakkında açıklamalarda bulunarak sözlerini sürdüren Emre Belözoğlu, “Başakşehir’in en üstlerde olmak haricinde hedefi olması imkansız. Ben futbolcuyken burada hep şampiyonluğu kovaladık ve son haftalarda kaçırdık. Ben ayrıldıktan sonrasında da ekip şampiyonluğu yaşadı. En fena Avrupa kupalarında oynayabilecek oyun gücüne ve oyuncu gücüne sahibiz. Bizim hedefimiz başka bir kulvar olması imkansız. Avrupa’ya gitmek istiyoruz. Puan farkı kolay kapatılacak şeklinde görünmüyor fakat üst üste 4-5 galibiyetle takımlar kendilerini başka bir yerde bulabiliyor. O yüzden biz sonuna kadar her maçı kazanmak için oynayacağız ve sürem sonunda istediğimiz yerde olacağımıza inanıyoruz” dedi.

“İyi, kuvvetli ve ligi bilen oyuncular aldık”

Serdar Gürler, Salih Uçan, Emre Çolak ve Trezeguet transferleriyle ilgili konuşan genç çalıştırıcı, “Transferlerin karşılığı olur ya da olmaz bunu bilmiyorum. Futbol, evvel kestirilebilir bir oyun değildir. Oyuncu performansı da evvel kestirilebilir değildir. Değişkenliklere hazırlıklı olmak lazım. Yeni bir oyun, yeni bir oyuncu grubuyla oynamaya çalışıyoruz. Onlar da sürem başlangıcında benim oyunumla başlamadılar fakat adapte oldular, gelişim içindeler. Yeni bir oyuncu istediği kadar yüksek profilli olsun, başka bir oyunun ve oyuncu grubunun içine giriyor. Kesinlikle uyarlama her oyuncu için geçerli olmasa da süre alacaktır. Bu adlar iyi oyuncular, kuvvetli oyuncular ve ligi bilen oyuncular. Bilhassa 3. bölgedeki etkinliğimizi artırabileceğine inandığımız oyuncular olması sebebiyle transferlerini istedik. İnşallah onlar bizlere, ikimiz de onlara iyi geliriz. Kulübümüz de hakkaten senelerdir oldukca iyi yönetiliyor. Yöneticilerimiz ve başkanımızın verdiği destek için de teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

“Mahir Emreli transferi olmayacak şeklinde duruyor”

Legia Varşova forması giyen Mahir Emreli’yle ilgili girişimde bulunduklarını da sözlerine ekleyen Emre Belözoğlu, “Biz aslına bakarsak oyuncuyla ilgilendik ve görüşmelerimiz de oldu. Fakat oyuncunun çıkışıyla ilgili kulübünün beklentileri var. Oyuncu, kulübünde istemediği bir vaka yaşadı ve ayrılmak istediğini açıkladı. Sadece ayrılış süreci uzun sürdü. Bizim de acele almamız ihtiyaç duyulan kararlar var. Ocak ayı transferi kolay değildir. Bizlere katkı vereceğine inandığımız bir oyuncuydu fakat şu an için olmayacak şeklinde duruyor” diye konuştu.

“Visca’nın yerini doldurmak zor olacak”

Trabzonspor ’a geçirme olan Edin Visca hakkında da konuşan Emre Belözoğlu, “Edin Visca, Başakşehir tarihinin en mühim oyuncusudur benim gözümde. Ben de onun kaptanlığını yaptım ve devamlı onu bir numaraya koyarım. Büyük takımda olması gerekiyordu, o havayı koklaması gerekiyordu. Kendisine başarılar arzuluyorum. Temiz ve kaliteli bir oyuncu, hem de iyi bir insan. Yerinin doldurulması oldukca güç bir oyuncu. Bu yıl ligde birçok parametrede en yakın oyuncuya iki kattan daha çok üstünlük kurmuş bir isim. Edin Visca’nın, büyük bir takıma geçirme olması demek, o büyük ekibi otomatikman şampiyonluğun en büyük talibi yapacaktı. Mühim bir oyuncuyu kaybettik, yerini doldurmak zor olacak. Son 2 maçta da eksikliğini hissettik. Bizim oyunumuzun bütününün büyük bir parçasıydı. Fakat inandığımız bir düzenimiz ve bir sistemimiz var. Mevcutta da kaliteli oyuncularımız var. Boşluğu doldurmak için çalışacağız. Kendisi için güzel geçen Başakşehir serüveninin tamamlanmasının peşinden inşallah Trabzonspor’da da oldukca başarıya ulaşmış olur” açıklamasında bulunmuş oldu.

“Kendimi güncellemek ve yenilemek, eğer olmazsa olmazım”

Göreve gelmesinin peşinden takımda yaşanmış olan çıkış için ise Emre Belözoğlu, “Hiçbir şey tek başına yapılmaz futbolda. Belli başlı parametreler var. Bunlardan birisini iyi yapmak yetmez. İyi bir sistem oluşturmak da yetmez, yalnız motive etmek de yetmez. Hepsini içinde barındıran süreçler var. O süreçlerde oyuncuya bu tarz şeyleri vermek lazım. Bir sistemi inşa etmek için antrenman da yetmez. Oyuncuları sisteme inandırmak, sistem içinde keyif aldıklarını hissettirmek ve başarıya giden yolun bu olduğuna inandırmaktan geçiyor bu. Birçok teknik insanın kendisine nazaran antrenmanları, oyun anlayışları var, kendilerine nazaran taktik analizleri ve tarzları var. Ben futbolu bırakmaya yakın bir dönemde 3-4 yıl buna oldukca kafa yordum, dersime oldukca çalıştım. Oyuncuya oynamak istediğim oyunu özetleyebilecek bazı metotlar geliştirdim. Şu an için iyi gidiyor fakat kendimizi güncellemek ve yenilemek de eğer olmazsa olmazımız. O yüzden günü yakalamak, anı yakalamak, bizlerden oldukca daha önde olan sistemleri, kulüpleri yakalamak için sürekli üretmemiz gerekiyor. Takımdaki isimlerle beraber oynamanın da tesiri olmuştur. Fakat bu da yetmez. Onlara saha içinde yardım edemiyorum ve kenardan destek vermeye çalışıyorum. Bu başka bir pozisyon olduğundan daha iyi yönetmemiz ihtiyaç duyulan bir koltukta oturuyoruz. O yüzden yalnız saha içinde onlara kulübede bir itimat vermek amacındayım. İnşallah bunu başarmaya çaba göstereceğim” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

“Türkiye’nin büyük kulüplerine meydan okuduk”

Göreve ulaşmadan önce taraftarların kendisi için asmış olduğu pankart hakkında da konuşan Emre Belözoğlu, “Her insan sevildiğini duymak ister. Sevilmek güzel bir duygudur. Her insana de bu yakışır. Biz Başakşehir’de oldukca güzel seneler geçirdik. Şampiyonluklara oynadık. O bütçeyle büyük başarılar elde ettiğimizi düşünüyorum. Zamanında Türkiye’nin büyük kulüplerine meydan okuduk ve günün sonunda bigün o şampiyonluk geldi. Şampiyonluk senesinde oranı olan birisi değildim fakat şampiyon olduklarında oyuncu dostlarım kadar mutlu oldum. O vakit Fenerbahçe’de oynamama karşın biz şampiyonluktan uzaktık. Buraya karşı bir aidiyetim var. Beni seven ve benim de oldukca sevdiğim insanoğlu var. Taraftarımız da oldukca sayıda olmasa da bizlere verdiği azca fakat samimi destek bizi hakkaten mutlu ve motive ediyor. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Benim de Abdullah Avcı’nın da dokunuşları vardır”

Brezilyalı futbolcu Junior Caiçara’nın, “Emre hoca burada şampiyonluk yaşayamasa da, kazandığımız şampiyonlukta onun da içinde bulunmuş olduğu sistem vardı. O nedenle şampiyonluğa katkısı oldu” ifadeleri hatırlatıldıktan sonrasında Emre Belözoğlu, “Fazlaca teşekkür ederim Junior’a. Ikimiz de kulübün oluşumunda ne olursa olsun katkısı olan oyunculardan birisi olduğumuzu düşünsek de, o dönemdeki şampiyonluk daha pragmatik geldi. Okan hocaya da oldukca yakıştı bu şampiyonluk. Keza aynı şekilde Abdullah Avcı’nın da, kulübün bu şekilde ilerlemesinde, hedef kulüp haline gelmesinde oldukca büyük bir oranı bulunduğunu düşünüyorum. Biz o dönemde ayrıldık fakat ne olursa olsun sistemin içinde pozitif anlamda bir bölgelere dokunmuşuzdur. Futbol, hayatınızın merkezinde olması ihtiyaç duyulan bir oyundur. Ben bunu tüm arkadaşlarıma futbolcuyken de söyledim. Başakşehir’deki arkadaşlarıma ulusal takıma kadar gidebileceklerini söyledim, inandırdım ve gittiler de. Büyük bölgelere geldiler. Hem madden hem manen bunun mutluluğunu yaşadılar. Her oyuncu mühim ve değerlidir. Fakat benim için futbolu yaşamının merkezine koymuş futbolcu her şeyden daha değerlidir. Burada oldukca güzel bir aile ortamımız var. Junior’a da yine teşekkür ediyorum. Hepsi bizim için oldukca kıymetli arkadaşlarımız, kardeşlerimiz. Başakşehir de örnek bir aile. Futbol için yaşayan bir kulüp. Ikimiz de bu gelişmenin içinde hala olmaya devam edeceğiz. Bundan dolayı da oldukca mutluyum” şeklinde konuştu.

“Fenerbahçe’de hatalarımız olmuştur fakat bilerek bir yanlış yapmadık”

Fenerbahçe’de sportif direktörlük koltuğundan kalkıp takımın başına geçmiş olduğu süreçle ilgili olarak Belözoğlu, “Benim futbolu bıraktıktan sonraki ilk günümden itibaren aklımda teknik adamlık vardı. Bunu o dönemki başkanımız ve yönetimimizle de paylaşmıştım. O dönem için kulübün benim o pozisyonuma ihtiyacı vardı. Elimizden geldiğince doğru işler halletmeye çalıştık. Kesinlikle hatalarımız olmuştur fakat bilerek, isteyerek bir yanlış yapmadık Fenerbahçe’ye. O yüzden bu durum benim için mühim ve değerliydi. Giderken birçok insan teveccüh gösterdi. Ayrılırken birçok insan üzüldüğünü söylemiş oldu, sokakta birçok insanoğlunun bana ağlayıp sarıldığına tanık oldum. Bu durum benim için onur ve gururdu. Fakat ne olursa olsun, teknik adamlık benim futbolu bırakmaya yakınken, hedeflerimi ve hayallerimi oluşturduğum bir meslekti. Hazırlığım vardı. Futbolla ilgili hiçbir mevzuda sağlığım elverdiği sürece çekinmem. Hayatımı futbol için planladım. Ailemden sonrasında futbol benim için en kıymetli durumu oluşturur” dedi.

“Aklımda o anda hocalık yoktu fakat kulübün ihtiyacı vardı”

Futbolda ‘Patron’ olarak tabir edilen sportif direktörlükten teknik adamlığa geçişiyle ilgili de konuşan turuncu-lacivertlilerin teknik direktörü, “Patronluk oldukca benim inandığım bir durum değil futbolda. Patronluk, bir şirkette ya da fabrikada olur fakat futbolun içinde birçok paydaş var. Başkanı, yöneticisi, futbolcusu ve her insanın o yapının içinde bir pozisyonu olmalı. Her insanın birbirini yönettiği süreçler olmalı. Sportif direktörlükten hocalığa geçişi başkan istedi. Benim aklımda da bu durum yoktu fakat kulübün o dönemde buna ihtiyacı olduğundan kabul ettim bu durumu. Kolay da olmadı. Birlikte çalıştığımız Erol hoca vardı. Kendisine de bu süreci anlattık. Kolay kararlar değildi fakat inandığım bir doğru var ise çekinmeden yapmaktan geri durmadım. O gün Fenerbahçe için doğru olanın o bulunduğunu düşündük ve birlikte hareket ettik. Fenerbahçe’de çalıştığım her kişiyle güzel duygular içinde ayrıldım. Bu başkan de ilgilendiriyor, Erol hoca de ilgilendiriyor. Yapmamız ihtiyaç duyulan oydu ve yaptık. Tüm Fenerbahçeliler için sonu daha iyi olsun, daha güzel olsun arzu ederdim” açıklamasında bulunmuş oldu.

“Eskiden planlarımızı patır kütür döküyorduk ortaya”

Kariyeri için uzun metrajlı planlar yapmadığını sözlerine ekleyen Emre Belözoğlu, “Kendime sakladığım hayallerim ve düşüncelerim var. Gençliğimizde birçok planımızı ve programımızı patır kütür döküyorduk ortaya. Fakat şimdi öyleki değil. Başkanlık şeklinde esasen bir isteğim yok. Fakat ben genç bir teknik adamım. Kendimi geliştirmek, güncel oyuna motive edip yeni bir şeyler hazırlamak, insanlara yeni bir şeyler göstermek, oyuncuları yeni bir metotla eğitmek şeklinde bir arzu isteğim var. Bu benim için hedef olabilir. Futbolu geliştirecek şeylerin içinde olmak benim için hedef olabilir. Başkanlık ya da patronluk, benim gündemimde olan mevzular değil” diye konuştu.

“Üst seviyede oynamış bir teknik adam, oyuncuyu motive eder”

Teknik adam olarak oyunun içinde de kalmak istediğini söyleyen Teknik Direktör Emre Belözoğlu, “Kimi zaman antrenmanlarda oyuncularla yer alıyorum. Antrenmanlarda yer almak kimi zaman onları da yarışmacı kimliğe sokabiliyor. Doğal ki mesafeli ilişkiler uzun ömürlü oluyor. Her mevzuda bu böyledir. Arkadaşlıkta da, evlilikte de, şirkette yöneticiyle çalışan içinde da mesafe olması gerekiyor. Benim de oyuncularımla aramda bir mesafe var. Benim girebileceğim, onların girebileceği bir alan var. Bunu iyi canlandırıp bir halde uygulamaya geçmeniz gerekiyor. Ben şu an için inandığım metotları uygulamaya çalışıyorum. Fakat saha kenarında oyuncuların yanında olmak bence onlara itimat verir. Şu sebeple yanlarında onlardan daha tecrübeli ve üst seviyede oynamış bir hocalarının olması bence onları motive edecektir” diyerek devam etti.

Süper Lig’deki genç teknik adamların ne olursa olsun Avrupa’da emek verme hedefinin olması icap ettiğini de vurgulayan Belözoğlu, “Mevcutta genç olan tüm arkadaşlarımızın hedefi yurt dışı olmalı. Türkiye’de nasyonal hedefler var. Her insanın planları vardır fakat bence Avrupa’ya gitmek, Avrupa’da savaşım etmek, Türk genç hocalarımızın hedefi olmalı” dedi.

“Burak Yılmaz’a oy verdim ve hak etmiş olduğu bir ödül aldı”

The Guardian tarafınca dünyanın en iyi 100 futbolcusunun seçildiği oylamada jüri üyesi olarak vazife alan Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz’a oy verdiğini ifade ederek, “Burak Yılmaz’a oy verdim doğal ki fakat hak etmiş olduğu için verdim. Geçen yıl göğsümüzü kabarttı, bayrağımızı dalgalandırdı. Birçok yıldızın içinde senenin sporcusu seçildi ve fazlasıyla hak etti. Ben kendimce belirlediğim oyunculara oy verdim. Kante, De Bruyne, Salah, Lewandowski, Burak vardı oy verdiklerim içinde. 7-8 oyuncuya oy verdim. Fazlaca şahıs oy kullandı. Burak Yılmaz hak etmiş olduğu bir ödül aldı. Hak etmiş olduğu bir konumda. Birçok Türk gencine bu anlamda örnek bir isim. Bu yaşlarda Avrupa’da adını duyurmak, ülkemizin adını duyurmak her insana nasip olacak işler değil. Fazlaca çalışmak, yaşamının merkezine futbolu koymaktan geçiyor. O da bunu başardı. Ailesiyle beraber işine konsantre ve yaşamın gerçeklerine motive. Birçok oyuncunun oldukca daha ötesinde başka bir performans sergiliyor bence” ifadelerini kullandı.

“Bigün Avrupa’da oynadığım takımlarda hoca olarak vazife almak isterim”

Son olarak hedefleri hakkında konuşan Emre Belözoğlu, “Şu anda hayalimde çalıştıracağım bir ekip yok. Hedef olarak yalnız kendimi geliştirmek, Başakşehir’in başarısı için daha dominant, daha kazanan, daha net, oyuncuları mutlu eden bir oyun inşa etmek var. Onun dışındaki esasen kaderimiz ve bunu yaşayıp göreceğiz. Fakat ne olursa olsun hedeflerim içinde ülkemi futbolcu olarak nasıl temsil ettiysem, hoca olarak da temsil etmek isterim. Spesifik bir ekip adı vermeyeyim fakat ne olursa olsun oynadığım takımlarda bigün hoca olarak da vazife almak isterim. Fakat şu anda hakkaten bir ekip ya da bir lig üstünden değil, kendi gelişimim ve Başakşehir’in başarısı için neler yapabilirim diye düşünüyorum. Hedeflerim ve hayallerim bu yönde” diyerek sözlerini tamamladı.

İHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz