Sinan Genç, Göztepe ’nin zannedildiği ve iddia edilmiş olduğu benzer biçimde Altay’dan kopmadığını, o gezi esnasında yaşanmış olan kavganın kurulmakta olan kulübün kuruluşunu hızlandırdığını söylemiş oldu. Devrin en mühim figürlerinden Şevket Filibeli’nin babası iş adamı Rahmi Filibeli’nin esasen Güzelyalı’ya özgü, yerli ve milliliği ön planda tutan bir kulüp oluşturmak için hazırlıklar yaptığını söyleyen Genç, “Kulüp kurma emek harcamaları 1925 yılının haziran ayının ortalarında meydana getirilen bir görüşmede şekilleniyor. O toplantıya Yusuf Ziya Selamioğlu, Mithat Efendi, Naci Elbirlik, Nüzhet Bandak ve Muammer Akar da katılıyor. 14 Haziran 1925 zamanı de buradan geliyor. 14 Haziran kulübün kurum değil, ateşin ilk yakıldığı gündür” diye konuştu.
“Rahmi Filibeli yerli ve ulusal olan asla yabancı futbolcu oynatmayan tamamı yerli yada semtin gençlerinden oluşan bir takımın kurulması fikrini ortaya atıyor. Bu görüş benimseniyor. Nitekim 1970 yılına kadar yerli ve ulusal duygusu fikri korunuyor” diyen Sinan Genç, “Danimarkalı John Nielsen gelene kadar bu görüş devam ediyor. Hatta o görüşmede kulübün adının Göztepe Zaferspor, renklerinin de yeşil-beyaz olması kararlaştırılıyor. Altay’ın söz mevzusu Aydın seyahati ise 31 Temmuz 1925’te gerçekleşiyor. Orada çıkan ihtilaf sonunda Kokaryalı (Güzelyalı) oldukları için Altay’da oynatılmak istenmeyen futbolcular Altay’dan çekilme ettikten sonrasında soluğu Rahmi Filibeli’nin yanında alıyorlar. Rahmi Bey ve arkadaşları, ‘Kulübü siz kurun biz maddi ve tinsel yanınızdayız’ diyorlar ve Göztepe’nin kurum emek harcamaları da işte böylece başlıyor” dedi.
İLK FAHRİ BAŞKAN FİLİBELİ
“Kulübün ilk fahri başkanı ise Kazım Dirik değil Rahmi Filibeli oluyor” diyen Sinan Genç, “Kazım Dirik o dönemlerde Bitlis Valisi. 16 Mayıs 1926’da İzmir’e vali atandıktan sonrasında Göztepe’ye fahri başkan yapılıyor. O da bu jeste karşılık oğlu Turan Dirik’i yönetime sokuyor. Hemen sonra kulübün tüm evrakları vali konağına götürülüyor ve uzun seneler da vali konağı Göztepe’nin merkezi oluyor” ifadelerini kullandı. Genç, devrin Osmanlıca çıkan gazetesi, Spor Alemi ve Anadolu Gazetesi’nde Altay’ın Aydın seyahati ile ilgili haberlerin bulunduğunu vurgulayarak, “Bu gerilimli yolculuğun arkasından Altay genel kurulu 14 Ağustos’ta muhteşem toplanıyor. Bu genel kurulda Altay’da futbol oynayan Necati, Muzaffer, Nihad, Nebil, Ferit, Vedat ve Kenan çekilme ediyor. Arkasından da Göztepe’nin kurum faaliyetlerine başlıyorlar sadece kurulması vakit alıyor” dedi.
İLK MAÇ KARŞIYAKA’YLA
Sinan Genç, Göztepe tarihinin malum ilk maçının Altay’la değil öncesiz rakiplerinden Karşıyaka’yla oynandığını da ortaya çıkardı. “Göztepe ilk müsabakasını Spor Alemi Gazetesi’nin düzenlemiş olduğu turnuvada 16 Ekim 1925’te Karşıyaka ile (0-0), 23 Ekim’de Altınordu ile (2-2) yapıyor” diyen Sinan Genç, “Devrin gazeteleri Spor Alemi ve Anadolu Gazetesi, Göztepe’nin bu maçlarda hemen hemen federe (resmi) olmadığını bilhassa belirtiyorlar. Göztepe bu maçlara Abidin, Ferid, Kenan, Vedat, Baha (Talat), Şadan (Nüzret), Naci, (M.Necati), Muzaffer, Nebil ve Necati 11’i ile çıkıyor. Haberin altında ise ‘Bu takıma Altay’dan bir iki evvel çekilme ederek Göztepe Kulübü’nü tesis edenlerden dokuz, Altınordu’dan bir, Bayraklı’dan bir oyuncu ile teşkil ve takviye edilmiştir’ deniyor” dedi.
TARİHTEKİ İLK GOLÜ NECATİ ATTI
Göztepe’nin tarihindeki ilk golünü Altınordu’yla 23 Ekim 1925’te oynanan 2-2’lik maçta Necati’nin kaydettiğini belirten Genç, “İkinci gol ise Muzaffer Koral’dan geliyor. Göztepe’nin Altay maçı ise ayrılıktan kısa süre sonrasında her iki ekip futbolcularının birbirlerine meydan okuması sonucunda 30 Ekim 1925’te yapılıyor. Göztepe Altay’ı Muzaffer Koral’ın golüyle 1-0 yenik ediyor. Bu maçta da hemen hemen federe olmayan Göztepe kurum çalışmalarını kasım ve aralık aylarında iyice yoğunlaştırıyor. Aralık ayının ortalarında tüm evraklarını Gövde Terbiyesi vesilesiyle İzmir Dernekler Müdürlüğü’ne teslim eden Göztepe’nin 17 Aralık’ta kurulduğu ön görülüyor fakat bu da hala belgelenemedi” açıklamasını yapmış oldu.
GÖZTEPE AMBLEMİ DEĞİŞTİ
Sinan Genç, kulübün armasının şekillenmesi süreciyle ilgili ise şu detayları ortaya çıkardı: “Güneşten esinlenerek Göztepe’nin renklerinin sarı-kırmızı olmasında hem düşünce olan kurucular, kulübün amblemi için de yakın arkadaşlarının yardımını alıyorlar. Kurucular GSK harflerinin yer almış olduğu amblemi benimsiyor. Kazım Dirik’in yerine vali olarak İzmir’e atanan Fazlı Güleç’in kulüpleri zorla birleştirme kararından 1.5 yıl sonrasında tekrardan eski adına kavuşan Göztepe öteki branşlardaki sporcuların önerisiyle amblemini de değiştirmeye karar veriyor. Yelken, basketbol , voleybol, atletizm, yüzme ve bir oldukça branşıyla büyük başarılar elde eden Göztepe futbol kulübü değil, spor kulübü olmuştur. Bu düşünce benimsenince göbeğe lokomatif olarak görülen futbol şubesini temsilen futbol topu konuldu. Logo sol üst köşeye ise başka branşlara atıfta bulunularak kareler yerleştirilip bugünkü şeklini aldı.”
KİTABI BİTMEK ÜZERE
Sinan Genç, Göztepe’nin kuruluşundan bugüne dek forma giyen efsaneleşmiş futbolcular ve oynanan unutulmaz maçların da yer almış olduğu, ‘Göztepe’nin Gerçek Zamanı’ adlı kitabı tamamlamak suretiyle bulunduğunu belirterek, “Göztepe Kulübü 1960 ile 1970 arasındaki efsaneleşmiş takımdan ibaret değildir. Ondan önceki dönemlerde forma giyen Abbas Göçmen, Fuat Göztepe, Emcet Sayar, Mehmet Öktem, Ruhi Kadaruman, Arap Alaaddin, Güvenilir Çandarlı, Taş Kafa Semih (Hisarlıoğlu), Nezihi Özkeskin ve bunlara oldukça daha fazlalarını ilave edebileceğim bir oldukça efsaneleşmiş futbolcular var. Hatta 1970 sonrasındaki değerler asla unutulmaz. Sadullah Acil’yi, Doğan Küçükduru’yu, İsmail Sütçü’yü, Ali Çağlar’ı, Adnan Esen’i, Hüsnü Akın’ı, Şahinoviç’i, Atalay Alsan’ı, Bülent Ataman’ı (Eşkıya), Ceyhun Eriş’i, Hasan Çelik’i es geçmek olmaz. Onlardan günümüzdeki Halil Akbunar’a kadar hepsinin yaşam hikayelerini içeren bir kitap hazırladım. Sağ olsun Başkan Mehmet Sepil de bana destek çıktı. Hiçbir roman beni bu kadar oldukça etkileyemezdi. Hepsi gerçek yaşam hikayeleri. Senelerdir gönüllerde saklanmış anıları dinledikçe, sandıklarda gizlenmiş fotoğrafları gördükçe kendimi alamadım. Kulüp sevgisinin, forma aşkının ne işe yaradığını yaşayanlardan ve yaşamayanların aile yakınlarından dinledim. Bir çok vakit karşımda ağlayan efsaneleşmiş futbolcuların yakınlarının sözleri beni de oldukça etkiledi” dedi.
DAHA ÖNCE ÇOK AZ ARAŞTIRMA YAPILDI
“Bugüne dek benim İsyanla Başlamış olan Efsaneleşmiş Göztepe ve rahmetli Faruk Şamlı ağabeyimin Göztepe Almanak eseri haricinde Göztepe zamanı ile ilgili hiçbir emek harcama yapılmamıştı” diyen Sinan Genç, “Altay’ın, Karşıyaka’nın birçok kulübünde yazılmış oldukça güzel eserler vardı, niçin Göztepe adına doyurucu bir yapıt olmasın diyerek yola çıktım. Hele hele Göztepe benzer biçimde zamanı ile övünen efsaneler kulübü için ilk olarak yeni nesillere kılavuz olması adına bu şekilde bir işe giriştim. Kulüpleri kulüp meydana getiren bulundukları binalar yada oynadıkları statlar değil, efsaneleşmiş futbolculardır teziyle yola çıkıp Göztepe’nin kuruluşundan bugüne dek sembolleşen futbolcuların hayatlarını irdeledim, maçların perde arkasına ulaşıp, bol miktarda informasyon ve belgeler toparladım. Bu çalışmamda 37 senenin gazetecilik birikimi var. Ortalama 10 aydır gece gündüz çalışıp bir yapıt oluşturdum. Her biri ayrı bir roman, ayrı bir coşku. Ben de kitabın biran ilkin çıkması için sabırsızlıkla çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
“KARŞIMDA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADILAR”
Sinan Genç, kitabı hazırlarken duygusal anlamış olur da yaşadığını belirtip, “Senelerce Göztepe muhabirliği yapmanın avantajıyla yola çıktım. Büyüklerimden oldukça defalar efsaneleşmiş futbolcuların hikayelerini dinlemiştim. Fakat anlatılan kişilerin bir bir çok toprağın altındaydı ve çoğuyla ilgili tek bir satır yazı dahi yoktu. Ek olarak Göztepe kulübü bir tek 1960 ile 1970 arasındaki efsaneleşmiş takımdan ibaret değildi. Göztepe’nin kurucuları kimdi, Halit Karabilgin, Taş kafa Semih (Hisarnlıoğlu), Nezihi, Güvenilir Çandarlı, Arap Aladdin, Emcet Sayar, Mustafa Orçunus, Mehmet Öktem, Ruhi Sarıalp daha nice nicelerinin ailelerine ulaşıp onlarla ilgili bilgiler, belgeler, fotoğraflar aldım. İnanın o aileler o denli oldukça duygulandılar ki karşımda hüngür hüngür ağlayanlar dahi oldu tüylerim diken benzer biçimde oldu. Birçok dostum da bana destek oldu. Bu çalışmamda yılların emeği var. Türkiye’de her kulübün zamanı ile ilgili mühim emek harcamalar yapılmış. Altay, Karşıyaka, İzmirspor ve Altınordu’nun da tarihleri var. Ben bu boşluğu bu kitapla doldurmaya çalıştım. İnşallah Göztepe’nin Gerçek Zamanı adlı kitabımı kısa süre içinde yayınlayacağım” diye konuştu.
DHA