Abdullah Öztürk, azmiyle her insana örnek olan bir insan. Ay-yıldızlı forma ile 2 olimpiyat şampiyonluğu, Trabzonspor forması ile de sayısız Türkiye şampiyonlukları var. Ilkin Rio’da peşinden da Tokyo’da Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazanan Abdullah Öztürk, TSYD Trabzon Dergisine konuştu. Hedefinin 3. altın madalya olduğuun söyleyen Öztürk, “Paris’te bunu başarıp Naim Süleymanoğlu benzer biçimde tarihe ismimi yazdırmak isterim” dedi.
Sporla hastalığını durdurdu
Doğuştan kas erimesi hastalığı sebebiyle engelli sandalyesi ile çocuk yaşta tanışan fakat hayata küsmek yerine savaşım etmeye karar verip spora yönlenen Abdullah Öztürk, bu sayede kas erimesi hastalığındaki ilerlemeyi durdurdu. Ilkin engelli sandalyesi basketbolu oynamaya başladı, Umut Ulusal Ekip ’a bile terfi etti. Fakat 2007’de başladığı masa tenisinde adını tüm dünyaya ezberletti; Olimpiyat, Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldu.
“Tarama sayısı artırılmalı. Aileler eve kapatmaktansa, onlara güvenmeli”
Ekim ayında İspanya’da Dünya Şampiyonası bulunduğunu ve orada final oynamak istediğini kaydeden ulusal sporcu, “Peşinden tamamen zamanı bir hedefe odaklanacağım. Tek hayalim 3. kez olimpiyat şampiyonu olmak. Bunu Naim Süleymanoğlu başardı, ben de bu gururu yaşamak isterim. Güzel ülkeme bunu armağan etmek, tarihe adımı yazdırmak için kamp dönemlerinde günde çift idmandan toplam 5 saat, öteki dönemlerde haftanın 5 günü 3 saat çalışıyorum. Fazlaca yoruluyoruz fakat o hedef için çalışmak zorundayım” dedi.
“Sporla hayata tutunabilirler”
Paralimpik branşlarda madalya sayısının hızla arttığına dikkat çeken Öztürk, şunları söylemiş oldu:
“Türk sporcular katılmış olduğu tüm branşlarda madalyalara engelleme koyuyor. Bunun bir parçası olmak muhteşem bir duygu, büyük bir gurur. Engelli bireylerin hayata tutunmalarının sporla mümkün bulunduğunu iyi biliyorum. Bence keşfedilmemiş binlerce engelli beceri var. Devletimiz bu mevzuda seferber oldu fakat daha fazlası olmalı. Tarama sayısı artırılmalı. Aileler eve kapatmaktansa, onlara güvenmeli, sporla buluşturmalı. Basın daha fazlaca haber yapmalı, halkımız duyarlı olmalı, destek vermeli. Ve en önemlisi engelli bireyler hayata küsmek yerine kendilerine güvenmeli.”
“Trabzonspor bana moral verdi”
Trabzonspor fanatiği Abdullah Öztürk, hayatında hocasına söylediği ‘tatlı yalanı’ da ilk kez söyledi:
“Geçen sürem başlangıcında şampiyon olacağımız içime doğmuştu, aslına bakarsan son aşama doğru tespitler, zamanında meydana getirilen transferler vardı. İlk haftalar Tokyo Olimpiyatları’ndaydım. Final maçımdan önceki gece Giresunspor maçı vardı, saat 03.00’a denk geliyordu. Benim Trabzonspor sevdamı bilen antrenörüm, ‘sakın maçı seyretme, uykusuz kalırsın, birkaç saat sonrasında maça çıkacaksın’ dedi. ‘Tamam’ dedim fakat ilk kez onu dinlemedim, saati kurdum gece 3’te uyanıp maç izledim. 1-0 kazanmak moral oldu bana. Peşinden ben o moralle final maçına çıkıp Olimpiyat şampiyonu oldum.”
“Sonunda gene biz güleceğiz”
Trabzonspor şampiyon olunca kendisini dünyanın en mutlu insanı olarak hissettiğini kaydeden Öztürk, “Bundan dolayı o anı fazlaca bekledim. Alınan her sonuçla üzüldüm kederlendim yada mutlu oldum. Şampiyonluk kutlamalarına katılamadım şundan dolayı peş peşe Fransa ve Slovenya’da yarışmalara katılmıştım. Ulusal bir vazife olduğundan fazlaca gururluydum fakat kutlamalarda bulunmayı fazlaca arzu ederdim. Fakat mesele değil, Trabzonspor bir kez şampiyon olunca, uzun seneler devamını getirmiştir, tarih bunu yazıyor. Gene şampiyon oluruz ve ben de kutlamalara katılırım. Bu sürem da fazlaca iyi bir kadromuz var, sonunda gene biz güleceğiz” diye konuştu.
İHA