Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Fevziye Hepkon Spor Bilimleri ve Sporcu Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafınca meydana gelen ‘Olimpik Sporcularımız ile Başarıya Giden Yol’ Paneli, Türkiye’yi Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda temsil eden ulusal sporcuları bir araya getirdi. DEÜ Mezunu Ulusal Karateci Dilara Bozan, Ulusal Okçu Yasemin Ecem Anagöz, DEÜ Mezunu Ulusal Yelkenci Dilara Uralp ve cimnastikte Türkiye’ye ilk olimpiyat madalyasını kazandıran Ferhat Arıcan; Dokuz Eylül Devamlı Eğitim Merkezi (DESEM) Bordo Salon’da meydana gelen etkinlikte DEÜ Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri ile tecrübelerini paylaştı.
DEÜ Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi Gövde Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Kısmı Öğretim Görevlisi Sinem Toçoğlu’nun moderatörlüğünde meydana gelen söyleşide öğrencilerin merak etmiş olduğu soruları yanıtlayan ulusal sporcular, başarıya giden yolun çalışmaktan geçtiğini altını çizdi.
Dilara Bozan: “Kendime güvendim”
Tokyo 2020’de karate hanımefendiler kata bireyselde Olimpiyat 5’ncisi olan DEÜ Mezunu Dilara Bozan, küresel pandemi sebebiyle olimpiyatlara tek başına hazırlanmak zorunda kaldığını belirterek, “Tokyo 2020’ye hazırlanırken neredeyse 9 ay Afyonkarahisar’da tek başıma bir otelde kaldım. ‘Acaba yapamayacak mıyım?’ dediğimde hep kendime döndüm ve güvenimi sağladım. Daha ilkin yenemediğim rakiplerim karşısında başarılar elde ettim” dedi. Sporda başarıya giden yolda oldukca çalışmanın büyük bir ehemmiyet taşıdığını söyleyen Ulusal Karateci Bozan, “Çalışmak kadar yeteneğin keşfedilmesi de ehemmiyet taşıyor. Evlatların ufak yaşta kabiliyetlerine nazaran ayrıştırılması gerekiyor” dedi.
Ferhat Arıcan: “Sporcu pes etmez”
Olimpiyat Oyunları tarihinde cimnastik branşında Türkiye’ye ilk madalyayı getiren Ferhat Arıcan, oyunların o dönem pandemi sebebiyle bir yıl ertelenmesinin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını belirterek, “Sadece sporcu hiçbir vakit pes etmez, mental olarak iyi hazırlanarak sıkıntılı süreci iyi değerlendirdim, oldukca çalıştım. İstiklal Marşımızın okutmak, ülkemizin bizlere verdiği desteği görmek her şeye değiyor” dedi. ‘Spor biliminin sizin için önemi nedir?’ sorusuna da yanıt veren Arıcan, “Cimnastik bilimsel bir branş, bilimi içine katmazsanız başarıya ulaşmış olamazsınız. İyi bir ekibimiz var ve bilimden de faydalanıyoruz” diye konuştu.
Yasemin Anagöz: “Okçuluğa ilgi arttı”
Tokyo’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda ekip arkadaşı Mete Gazoz ile karışık takımda 4. olan Yasemin Ecem Anagöz ise okçulukta başarının tek başına gelmediğini belirterek, “Okçuluk bireysel bir spor şeklinde gözükse de ekip sporu bulunduğunu söyleyebilirim. Bir aile oluyorsunuz ve ona nazaran hareket ediyorsunuz” dedi. Okçuluğa olan ilginin Tokyo 2020’den sonrasında giderek artığını söyleyen Ulusal Okçu Anagöz, başarının formülünün ise iyi antrenörlerle oldukca çalışmaktan geçtiğini belirtti.
Dilara Uralp: “Hedefim sörfü sevdirmek”
Türkiye’yi Rio 2016 ve Tokyo 2020’de temsil eden DEÜ Mezunu Mili Sörfçü Dilara Uralp ise kendi branşında alıştırmacı eksiği olduğuna dikkat çekti. Uralp, “Biz antrenörlük yaptığımızda daha iyi sporcular yetiştireceğiz. Bizim sporumuz savaşım sporu. Hedefim Türkiye’de sörf sporunu daha oldukca sevdirmek ve sporcular yetiştirmek. Olimpiyatlara katılmamızdan sonrasında sörfe olan ilginin arttığın gördük, bu bile bizim için oldukca mühim” açıklamasında bulunmuş oldu.
İHA