Anadolu Efes’ten ayrılarak Yunan ekibi Panathinaikos’un başına geçen Ergin Ataman, sürem içinde yaşananlara ve gündemdeki gelişmelere ilişkin beIN SPORTS’a mühim açıklamalarda bulunmuş oldu.
Programa Panathinaikos tişörtüyle katılan Ataman, “İki gün ilkin gelseydiniz Efes tişörtüyle yapardık fakat artık açıklamalar yapıldığına gore Panathinaikos tişörtüyle ilk röportaj… Kulüp değişiklik yapmak kolay değil. Ülke değişiklik yapmak… Gene yoğun bir yaz periyodu bizi bekliyor. Bayram da geliyor, birazcık dinlence yapmış olup aktarma çalışmalarına bakacağız” diye sözlerine başladı.
‘SEZON BAŞINDA RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAPTIK’
Sezona kadro yapılarına gore değişik tipte oyuncuları ekibe katarak giriş yaptıklarını belirten Ergin Ataman, “Sürem başlangıcında doğal ki aslen köktencilik bazı değişimler yaptık biz. Mesela; 4 numara pozisyonunu tamamen değiştirdik. Geçtiğimiz yıllarda Chris Singleton ve Adrien Moerman ikilisiyle oynarken sürem başlangıcında onlar gidince yerlerine Achille Polonara ve Amath M’Baye’ı aldık. Pivot pozisyonuna da Zizic benzer biçimde mühim fakat değişik bir oyuncu aktarma ettik. Esas temel değişim de bizim üst üste şampiyon olan kadrolarımızda 3 numaramız hep tamamlayıcı ve vazife adamı rolünü üstlenen olan James Anderson, daha oldukca pas ağırlıklı oyun oynayan Krunoslav Simon benzer biçimde oyuncularken oraya da dominant bir atak oyuncusu Will Clyburn’ü aktarma ettik. Doğal ki kadro dengesi oldukça değişti. Tüm bunların önünde de aslen sürem Anadolu Efes’in 4 yılki büyük başarılarında hep Micic & Larkin üstüne bir sistemin varlığı konuşulmuştu. Sezonun ilk bölümünde, yarısında Larkin’in olmayışı bizi değişik bir sistem arayışına itti. Ondan sonra sezonun tam ortasında Larkin döndükten sonrasında da bu sefer o adaptasyonun sorununu yaşamaya başladık. Buna karşın işte bakılmış olduğu vakit Play-Off’lara kalamadık fakat %50’lik bir yengi oranına geldik. 34 maçın 17’sini kazandık düzgüsel sezonda. Birçok maçı son topta doğrusu 2-3 sayılık farklarla kaybettik ve bizim açımızdan en tehlikeli sonuç nokta da biz aslen şampiyonluk hedefindeki, ilk 4’teki, ilk 8’deki takımların hepsini minimum 1 kere yendik. Mesela; Barcelona’yı 2 kez yendik, Olympiacos’u burada oldukca değişik yendik, Real Madrid’i keza o şekilde… Play-Off’a kalamayan takımlara 6 maç kaybettik. Bayern Münih’e hem içeride hem dışarıda kaybettik. Aynı şey Valencia, Baskonia de ilgilendiriyor. Play-Off’a kalamamış olduk. Kim bilir her insanın şu beklentisi vardı ki Anadolu Efes, bir yerden kendini Play-Off’a atar ve geçmiş yıllardaki benzer biçimde kadro uyumu, konsantrasyonu sağlar, Final Four ve şampiyonluğa gider diye. Bu kez olmadı. Sporda bazen bu tip hayal kırıklıkları olabiliyor. Sezona Avrupa basketbol tarihinde asla kimsenin yapamadığını yapmak için başlamıştık. 2 kez üst üste şampiyon olan 3 takımdan biriydik. Biz acaba üst üste 3. yapar mıyız dedik fakat bu kez olmadı. Sporda bu tip büyük başarılara giderken bir tek teknik yada kadro haricinde bazı şeylerin de yolunda gitmesi gerekiyor. Bunun içinde talih, sakatlık faktörü var. Geçmiş yıllarda bu faktörlerin hepsi bizim lehimizeydi. Ikimiz de onun üstüne inşa ederek bu büyük başarıları, şampiyonlukları kazandık. Bu sürem bu faktörler bizim aleyhimize çalıştı ve Play-Off’a kalamayarak sezonun Avrupa kısmını başarısız şekilde tamamlamış olduk” dedi.
‘3 YILDIZIN AYNI ANDA HAREKET ETMESİ KOLAY DEĞİL’
3 yıldızlı düzenin bir ‘yıldız savaşları’ ortamı yaratıp yaratmadığına ilişkin ise deneyimli koç, “Yok, yıldız savaşları değil fakat doğal ki şu var. 2 tane büyük yıldızı denetlemek, onların birbirleriyle saha içi – saha dışı uyumları daha kolay. Aslına bakarsak 2 de zor olsa gerek. Bunun en ideali 1 tanedir. O senin yıldızındır, hepimiz ona bir halde saygı gösterir. 2 olunca fakat şimdi 3 olunca… Tek sayı. 3’ünün aynı anda hareket etmesi oldukca kolay değil. O vakit 2’ye 1 benzer biçimde… 2 oyuncunun farkılı düşünmesi, 1 oyuncunun değişik düşünmesi benzer biçimde durumlar yaşadık. Bu, bir gerçek. Saha içinde de yaşadık, saha haricinde da yaşadık fakat daha önemlisi saha içindeki. Saha haricinde baktığınız vakit bizim takımın en mühim özelliği üst üste 5 yıl beraber oynamanın vermiş olduğu bir takımdaşlık, arkadaşlık var fakat işte bu gruba başka bir dominant oyuncu Will Clyburn, dışarıdan erişince birazcık oralarda bir sarsılma yaşadık. Doğal bu da etkili oldu. Saha içinde de etkili. Sonuçta devamlı olarak top kullanmak isteyen… O da kendisi içinden ziyade ekip için takıma katkı anlamında skor vermek isteyen 3 tane yıldızınız var. O alanda sorun çektik. Bir ihtimal sürem başı hazırlıklarımızda bu 3 isimle başlamış olsak, sezonun ilk bölümünde bir ihtimal rötuşlar yapabilirdik fakat Larkin’in sezonun ortasına kadar olan sakatlığı, o döndükten derhal sonrasında Micic’in 6 haftalık bir diz sakatlığı çekmesi bizi bir türlü o şeye getirmedi. Bir de işte sürem içinde oldukca büyük şanssızlıklar da yaşadık. Bryant Dunston, ölümden döndü. Oldukça ciddi bir trafik kazası geçirdi. Chris Singleton’ı aldık ve 1-2 maçta gene oldukca katkı sağlamış oldu fakat ciddi bir kalp sıkıntısı geçirdi. Hep bu şekilde ciddi sıkıntılarla uğraştığımız için istediğimiz o geçmiş yıllardaki bütünlüğü ne saha içinde ne saha haricinde sağlayamadık” yanıtını verdi.
‘ZAMAN ZAMAN OYUNCULARLA ARAMIZDA PROBLEMLER OLDU’
Sürem içinde ekip içinde yaşanmış olan sıkıntılara ilişkin de görüşlerini paylaşan Ataman, “Şimdi biz son 4 yılda kazanmaya alışkın, winner bir ekip olduk hep. Sezona da büyük bir hedefle başladık. Büyük sorumluluklarla başladık. Sezonun başlangıcında yaşadığımız bu çalkantılar doğal ki hepimizin dengesini bozdu. Burada doğal kulübün de bir baskısı var. Sonuçta kulüp de bu şekilde bir yatırım yapıyor ve artık hepimiz Final Four’a kalıp yarı finalde elenmiş olsak bile hayal kırıklığı olacaktı. O noktaya getirdik Efes’i. Doğal bu kulübün üstündeki baskı; benim üzerime biniyor, benim üzerimdeki baskı da oyuncuların üstüne biniyor fakat sonuçta oynayanlar oyuncular. Bunun sıkıntısını çektik. Bu, bir gerçek. Geçmiş yıllarda da doğal ki biz bir şampiyonluk parolasıyla başladık fakat bu seferki farklıydı. Üzerimizdeki baskı ve sezona bu şekilde kargaşa ve bunalımlı başlayınca da bu sefer birazcık sinirler gerildi, bazen oyuncularla aramızda problemler oldu ki saha haricinde hiçbir vakit bir problemimiz olmadı. Bizim oyuncularla problemimiz hep istediklerimizi, geçmiş yıllarda aldığımızı alamadığımız için… Sonuçta siz alıştırmacı olarak buna bir müdahale etmek zorundasınız. Oyuncular da bu müdahaleye pek alışkın değiller şundan dolayı 4 yıl süresince oldukca iyi gitmiş. Oralarda bazı sıkıntılarımız oldu fakat bu, hiçbir vakit sınırları aşmadı. Evet, bazı zamanlarda bazı sert tedbirlerimiz oldu, kulüp bazında, hoca – oyuncu ilişkisi bazında fakat sonuçta… O dönemlerde hepimiz, ‘Ergin Ataman’ın oyuncularla arası iyi değil’ diyordu. Evet, iyi değildi şundan dolayı kazanamıyorduk ben mutlu değildim, onlar da mutlu değildi. Şimdi son Play-Off döneminden sonrasında, ‘Ya işte Ergin Hoca ne yapmış oldu da oyuncularla arası oldukca iyi?’ deniyor ki şimdi onlar benim istediklerimi yapıyorlar, kazanmaya başlıyoruz, hepimiz mutlu. Sonunda da müthiş bir beraberlik var. Türkiye Ligi Play-Off’ları süresince olan uyum, saha içinde – saha haricinde, şampiyonluk kutlamaları, oyuncumuz Buğrahan Tuncer’in geçen akşamki düğünü falan… Burada aile içinde bazen bazı tartışmalar olabilir. Alıştırmacı – oyuncu bazında da olabilir, yönetim – alıştırmacı bazında da olabilir fakat söylediğim benzer biçimde hiçbir vakit bu şekilde bir kopma noktası yaşamadık” ifadelerini kullandı.
‘HOCADAN KURTULUYORUZ BARİ DİYE DÜŞÜNMÜŞ OLABİLİRLER’
Kendisine ‘sezonun dönüm noktası’ sorulan başarıya ulaşmış çalıştırıcı, “Sürem içinde benim Panathinaikos ile anlaşmam herhalde. Hepimiz, ‘Aman tamam, kurtuluyoruz bari hocadan. Şimdi artık rahat rahat oynayabiliriz, şimdi artık gücümüzü hepimiz görsün’ diye düşünmüş olabilir. Benim üzerimdeki baskı, artık azalmış olabilir. Bunlar da unsur sonuçta fakat esas unsur, temel unsur; takımın taşlarının bir arada olması artık. Play-Off’lara bakıyorsunuz biz tüm oyuncularımızı kullanabildik. Birçok maçta Micic, Larkin, Clyburn üçlüsüyle maça başladık. İlk 5’te bu üçlüyü kullanarak. Ara sıra Beaubois’yı kullandık, bazen Zizic’i kullandık, bazen Pleiss’ı kullandık. Sezonun bu son 2 ayında hazır bir halde tamamen sistem oturmuş, üzerimizdeki artık o EuroLeague baskısı da kalkmış. Olmadı, meydana getirecek bir şey yok. Doğal ki oldukca büyük hayal kırıklıkları yaşadık fakat hiçbir vakit bu sürem bizim için bitti demedik. Yok bu tarz bir olay. Bugün Final Four oynayan 4 tane ekip var. Onun dışındaki hepimiz aslına bakarsanız mayıs ayının başlangıcında kendi ligine döndü. Kendi ligine döndükten sonrasında da hepimiz orada şampiyonluk mücadelesine başladı. O vakit kendi liglerimizin bir anlamı yoksa niye bu liglerde oynuyoruz? Bunu oyuncularımızın kafasına yerleştirdik. Daha oldukca beraber hareket ettik. Merkezefendi Denizli maçı öncesi Bodrum’da kamp yaptık örneğin. Güzeldi, hep birlikte bir gece Bodrum’da kaldık. Eğlendik orada. Antrenmana gittik Bodrumspor’un tesislerinde. Buradan da onlara ben teşekkür ediyorum. Kutluyorum onları da lige çıktılar. Bizlere salonlarını açtılar, orada antrenman yaptık. Akşam hep beraber restaurantta oyuncular, aileler yiyecek yedik. Ertesi gün de kalktık Denizli’ye gittik. Denizli’ye gittiğimiz vakit her insanın kafasında Efes, Denizli’ye maçı bırakır Fenerbahçe ile eşleşmemek için dördüncülüğe kayar, yarı finalde kendine Telekom’u alır dendiği anda ben soyunma odasına girdim. Oyuncular da hatta asistan koçlara soruyorlardı bugün nasıl bir strateji izleyeceğiz diye. Efes ekibi çıkmış olduğu her maçı kazanmak için çıkar, bizim kimseden çekinecek bir şeyimiz yok, bugün kazanacağız ondan sonrasında da yolumuza kim düşerse onları yenip şampiyon olacağız diye belirttim. Bu sebeple bizim hedefimiz yarı finali geçmek değil şampiyon olmak. Şampiyon olmak için de Play-Off’taki tüm rakipleri geçebilmemiz lazım. Bu stratejiyle de çıkıp o gün net bir yengi aldık” şeklinde bir yanıt verdi.
‘O MAÇTAN SONRA İSTİFA ETMEYİ BİLE DÜŞÜNDÜM’
İnişli çıkışlı geçen sezonda birçok duyguyu yaşadıklarını ve bilhassa Fenerbahçe karşısında Play-Off’ta aldıkları yenilgi sonrası istifayı dahi düşündüğünü belirten Ergin Ataman, “Fenerbahçe Beko’ya 42 sayılık yenilgi hepimizin üstünde oldukca büyük bir baskı oluşturdu. Oyuncular, kulüp ve ben olsun o süreçte duygusal açıdan çoğumuz için tehlikeli sonuç bir dönemdi. Anadolu Efes ile 4 senelik mükemmel bir süreç sonrasında ayrılacak olmak doğal ki hepimizi oldukca duygusal bir ana getirdi. 48 saatte oldukca değişik duygular yaşadım ve çekilme etmeyi bile düşündüm.” sözlerini söylemiş oldu.
‘BARTZOKAS DA MUHAKKAK ENDİŞELENİYORDUR’
Başlamış olan Panathinaikos dönemine ilişkin de iddialı açıklamalarda bulunan deneyimli çalıştırıcı, “Yunanistan’a indiğim anda inanılmaz bir ilgi oldu. Panathinaikos taraftarları bana ne kadar güvendiklerini söylediler. Olimpiakos taraftarında ise endişeyle beraber saygı var. Basketbolu oldukca iyi bilen bir kitle olduğundan büyük bir saygı var. Bu oldukca büyük bir mesuliyet getiriyor. Anadolu Efes’in son 5 yılda Avrupa’yı domine eden ekibini kurarken karşıma Fenerbahçe’nin ekibini koydum. Bu 5 yıl içinde nasıl Fenerbahçe’yi geçtiysek, şimdi de karşımıza Olimpiakos’un ekibini kurduk. Bartzokas da muhakkak endişeleniyordur. Endişelenmesi gerekiyor şundan dolayı hegemonyalarını bitireceğiz” dedi.
‘TÜM OYUNCULARIN KOŞARAK GELMESİ GEREKİYOR’
A Ulusal Ekip Başantrenörü olarak ise Ergin Ataman, “Cuma günü kadroyu açıklayacağız. A Ulusal Ekip ekibine çağrı ettiğimiz tüm oyuncuların koşarak gelmesi gerekiyor. Üç hafta süresince Türk sporuna hizmet etmeleri gerekiyor. Geçen yıl bu mevzuda problemlerimiz oldu. Her insana kapımız açık. Türkiye’de Türk statüsünde oynayan ve bundan avantaj elde eden oyuncularımızın da davete icabet etmesi gerekiyor. Ben bu kadar yorgunken bu fedakarlığı yapıyorsam, bunu tüm Türk oyuncuların yapması gerekiyor.” açıklamasını yapmış oldu.
