Mevlüt Erdinç'ten Galatasaray itirafı!

Fransa ve Avrupa liglerinde attığı 92 golle en oldukça gol atan Türk futbolcu unvanını taşıyan, bir dönem devletimizde Antalyaspor, Başakşehir ve Fenerbahçe formalarını giyen, A Ulusal Futbol Takımımızla 35 maça çıkan Mevlüt Erdinç, Avrupa kariyeri başta olmak suretiyle ulusal ekip ve Süper Lig’deki dönemiyle ilgili mühim açıklamalarda bulunmuş oldu.

– Sochaux’da 2007 ile 2009 yılları arası iki sürem üst üste en oldukça gol atan futbolcu olup sonrasında Paris Saint Germain’e geçirme oldun. Avrupa kariyerini 3 Fransa kupa şampiyonluğuyla taçlandırdın. Kariyerinle ilgili genel olarak neler söylemek istersin?

Sochaux’ya 13 yaşlarındayken geldim ve altyapıya seçildim. Beni Olympique Lyonnais’da o dönem seçmelere çağırmıştı. O zamanlar Sochaux, bulunduğumuz bölgenin en iyi takımlarından biriydi. Sözgelişi şu an Fransa Ulusal Ekibi’nda oynayan Ibrahima Konate de burada yetişti. 

Orada yalnız futboluna değil, yaşantına ve karakterine de bakıyorlardı. Babam, Sochaux oldukça uzak olduğundan ilk başta kabul etmedi. Abim, babamı ikna etmek için otuz dakika konuştu. Sochaux’daki ilk ustalaşmış maçımı 2005 senesinde oynadım, 2007 ve 2008’de patlama yaptım diyebilirim. 

İlk sezonumda ligde 11 gol attım. O zamanlar beni Fransa’da isteyen kulüpler vardı. Menajerim, “İstersen 1 yıl daha burada kal, deneyim kazan” dedi. Burada deneyim kazandıktan sonrasında 22 yaşlarında Paris Saint Germain’e geçirme oldum. İlk sezonumda oldukça başarıya ulaşmış oynadım ve ligde 15, Fransa Kupası’nda da 4 gol attım.

İkinci senem zor bir sezondu. Tüm maçlarda ilk 11 oynuyordum fakat bazı maçları ne yazık ki sakat bir halde oynuyordum. Hocamız bana oldukça güveniyordu. 

Paris’te oldukça güzel bir iz bıraktım. Paris’e her gittiğimde yada başka takımlarda onlara karşı oynadığımda taraftarlar hep alkışlardı. PSG, küçüklüğümün takımıydı. Ben küçükken oraya Anelka, Ronaldinho ve Okocha geliyordu. Carlo Ancelotti ulaştıktan sonra takıma oldukça sayıda geçirme yapıldığı için ben fazla oynamıyordum. 

25 yaşındaydım ve oynamaya ihtiyacım olduğundan ayrıldım. Ondan sonra 7,5 milyon Euro’ya Rennes kulübüne geçirme oldum. Burada 2 yıl kaldım ve 55 maçta 18 gol attım.

“ABDULLAH AVCI; GALTİER VE ANCELOTTİ GİBİ…”

– Başarıya ulaşmış bir Avrupa serüveninden sonrasında 2017-2018 sezonunda Başakşehir’le Türkiye’de yeni bir sayfa açmıştın. Burada 26 maçta 6 gol kaydedip sonrasında Antalyaspor’a kiralık olarak gönderildin. Ülkemizdeki futbol mantalitesine alışma süreci diyebilir miyiz bu duruma?

Başakşehir, oldukça iyi yönetiliyordu. Önde Adebayor oynuyordu. Abdullah Avcı, oldukça kıymet verdiğim iyi bir hoca. Abdullah Avcı, PSG’deki Christophe Galtier ve Real Madrid’deki Carlo Ancelotti şeklinde konuşmalarıyla ekibi bir arada tutan bir hoca. 

Kimi zaman kendime, “Abdullah Avcı şeklinde bir hoca niçin Avrupa’ya gitmedi?” diye soruyordum. Kendisi Başakşehir ve Trabzonspor’da başarıya ulaşmış oldu. Abdullah hoca bence Avrupa’yı bir denemeli bu sebeple o kalite onda var. 

Geldiğimde, “Başakşehir’de Avrupa’dan bir farklılık hissetmiyorum” demiştim. Bu sebeple Avrupai bir kulüptü. Bir çok maç yedek oynadım. Süper Lig’de 4 gol atmıştım. O gollerin hepsini bana Edin Visca attırmıştı. Eğer oynadığınız takımda Edin Visca var ise gol atacağınıza güvenli olabilirsiniz.

– Antalyaspor’daki 27 maçta 14 gol 3 asistlik performansının arkasından Fenerbahçe’ye imza atmıştın. Vedat Muriqi ile forvet hattında vazife yaptığın sarı lacivertli ekipteki devrin nasıldı? Ersun Yanal tarafınca o dönem yeterince talih bulduğunu düşünüyor musun?

Antalyaspor’da oldukça güzel bir sürem geçirdim. Bülent Korkmaz, oldukça disiplinli ve iyi bir hoca. Şu an Rizespor’da fakat hala görüşüyoruz. O yaşta o denli gol atmamda Bülent Korkmaz’ın büyük oranı var. 

Ondan sonra Fenerbahçe’ye geldim. Vedat Muriqi, o dönem sezona iyi başladı. Hoca pivot santrafor istiyordu. Ben koşu meydana getiren, defansın arkasına sarkan bir oyuncuydum. Vedat Muriqi tercihi kullanıldı. Ersun Yanal’ın bir taktiği var ve saygı duymalısın. 

O sürem ligde gol atmadım fakat kupa maçlarında 4 gol attım. Fenerbahçe’de Ali Koç şeklinde büyük bir başkanla karşılaştım.

“GALATASARAY, TRANSFERİM İÇİN AYIRDIĞI BÜTÇEYLE TARIK ÇAMDAL’I ALDI”

– Sochaux, St. Etienne ve Başakşehir’de oynadığın dönemlerde Galatasaray ‘ın kapısından döndüğüne dair iddialar vardı. O dönem sarı kırmızılı ekibe geçirme durumuyla ilgili neler yaşandı?

Galatasaray’a üç kez gitme imkânım vardı. Hiçbirinde de nasip olmadı. O dönem Sochaux’da menajerimle ve yönetimle konuşarak yeni sözleşme imzaladım ve sözleşmeyi uzatmıştım. 

Sochaux’da 11 gol attığım ilk sezonumda bigün antrenman çıkışı Arda Turan aradı. Arda, “Mevlüt, müsaitsen başkan seninle konuşmak istiyor” dedi. Doğru hatırlıyorsam o dönem Galatasaray’da başkan Adnan Polat’tı. Kendisiyle oldukça kısa konuştuk.

Bana, “Galatasaray’a gelmek ister misin?” diye sordu. Kendisine, “Aradığınız için teşekkür ederim başkanım. Kontratımı Sochaux ile yeni uzattım. Sochaux, beni size 1-2 milyona vermez maalesef” dedim. 

“Ne kadar isterler?” diye sorduğunda da, “Benim bildiğim minimum 8-10 milyon isterler” dedim. “Fazlaca pahalı. Nasip olmayacak o süre” dedi. Sonrasında mevzu kapanmış oldu. 1 yıl sonrasında bonuslarla birlikte PSG’ye 10 milyon Euro’ya geçirme oldum. İkinci görüşme, Galatasaray’ın eski sportif direktörü Bülent Tulun’la oldu. Benimle görüşmek için Saint-Étienne’ne geldi. 

Kendisiyle konuşup mutabık kaldık. Saint-Étienne’de başarıya ulaşmış iki sürem geçirip 21 gol atmıştım. Beni İstanbul’a çağrı ettiler. İstanbul’a gidip transferimin gerçekleşmesini bekledim fakat gerçekleşmedi. Galatasaray bana, “Bizim bütçemiz 4 milyon Euro. Seni alacağız” demişti. Esasen Saint-Etienne de 4 milyon Euro istiyordu. 

Kaldığım otelde bir sabah uyandığımda Tarık Çamdal’ın 4 milyon Euro’ya Galatasaray’a imza attığını öğrendim. Kendi kendime, “Galatasaray’ın bütçesi 4 milyon Euro’ydu, Tarık Çamdal’ı aldılar” dedim. Menajerimi arayıp, “Oyuncu aldılar. Bence bu sürem için bütçeleri kapanmış oldu. Olmayacak galiba” dedim. 

Menajerim de kulübü aradı fakat hiç kimseye ulaşamadı. Menajerim aradığında bana, “Fransa’ya dönebilirsin, almıyorlar” dedi. Üçüncü geçirme durumumda da Başakşehir’e kiralıktan dönmüştüm ve Galatasaray beni istiyordu. 1,5 ay bekledim. “Falcao’yu alacağız, sonrasında da seni alacağız” dediler. 

Falcao, Galatasaray’a gelmişti. Ondan sonra Ersun Hoca aradı beni. Bana, “Benim taktiğimi biliyorsun. Tek forvet oynuyorum. Vedat oynuyor fakat seni alternatif olarak almak istiyoruz. Gelmek ister misin?” diye sordu. 

Başakşehir beni PAF takımına göndermişti. Başakşehir’de PAF takımda kalıp sezonu bu şekilde geçirmenin doğru olamayacağını düşündüm. Ersun Yanal’a teklifi kabul ettiğimi ve hazır olduğumu söyledim. Sonrasında Fenerbahçe’ye imza attım.

– PSG’nin geçtiğimiz aylarda oynadığı Şampiyonlar Ligi grup maçı öncesi kulüp yönetiminin konuğu olarak Parc des Princes’te taraftarların önüne çıktın. O anki duygularını anlatır mısın?

Paris Saint Germain- Maccabi Haifa maçı vardı. İnstagram hesabımda futbolu bıraktığımı yazmıştım. Yöneticiler beni arayıp, “Seni maça ve taraftarlarla görüşmeye çağrı ediyoruz” dediler. 

Taraftarlarla birlikte luk yaşadık. Öyleki büyük bir kulüpte güzel bir iz bıraktığım için gururluydum. “Futbolu bıraktın fakat burası senin evin” dediler. PSG’nin hocası Christophe Galtier, benim Saint-Étienne’den eski hocamdı. 

Galtier bana, “Kapımız sana devamlı açık. İstediğin süre gel. Burası senin evin” dedi. Ara sıra antrenmanlara gidiyorum. İnanılmaz bir şey yaşadım.

“BURAK YILMAZ, İKİ SEZONDA FRANSA’DA ÇOK BÜYÜK BİR İZ BIRAKTI”

– 2020-2021 sezonunu şampiyon tamamlayan Lille, 10 yıl aradan sonrasında bu başarısını tekrarladı. Lille’nin o sürem attığı 64 golün 26’sı ulusal futbolcularımız Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı ve Akıllı Çelik’ten geldi. Ulusal futbolcularımızın büyük katkısıyla Lille’nin PSG’yi geride bırakarak şampiyonluğa ulaşmasını nasıl değerlendiriyorsun?

Lille’nin hocası o süre Christophe Galtier’di. Sahada inanılmaz bir uyum sağladılar ve taraftarlar tarafınca oldukça seviliyorlardı. Burak Yılmaz, yalnız iki sürem oynadı fakat Fransa’da oldukça büyük bir iz bıraktı.

Burak Yılmaz verdiği röportajda, “Ben buraya şampiyon olmaya geliyorum” demişti. Bunu söylemek için normalde iki sefer düşünmek gerekiyor. Bu sebeple Marsilya ve PSG şeklinde takımlar vardı. Hocanın taktiği ve Burak Yılmaz’ın golleriyle tüm sürem hep iyi gittiler.

– Cengiz Ünder’i Roma’dan kiralayan Marsilya, ulusal futbolcumuzun başarıya ulaşmış performansının arkasından bonservisini aldı. Cengiz’in Fransa kariyeri ve Galatasaray’a geçirme durumuyla ilgili neler söylemek istersin?

Cengiz ilk ulaştığında hoca onu tam yerinde oynatıyordu. Fazlaca güzel bir sürem geçirdi ve Marsilya taraftarı Cengiz’i oldukça sevmiş oldu. Fransa’da hepimiz Cengiz’in standardını biliyor. Hocası bu sürem onu yedek olarak kullandı.

Cengiz’le son olarak konuşmadım fakat aram iyidir onunla. Inanırım ki ayrılmak istiyordur bu sebeple hocası onu oyuna almıyor ve yerinde oynatmıyor. Bunu bir oyuncuya yapamazsın. Niçin yaptıklarını anlamıyorum.

Galatasaray’a bakarsak inanılmaz bir ekibi var. Buraya gelse doğal olarak ki oynayacak. Yunus Akgün giderse bir ihtimal olabilir. Bu sebeple Yunus Akgün’de kaliteli bir oyuncu bence.

– 2021 yaz geçirme döneminde Kayserispor’dan Fransa ekibi Rennes’e geçirme olan kaleci Doğan Alemdar, oynadığı futbolla izleyenlerden tam not aldı. Alemdar’ın performansı ve yerli kalecilerimizin Avrupa’da azca sayıda yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fransa ve Türkiye’de oynadım. Avrupa’da kaleciler daha kuvvetli diyebiliriz. Fazlaca kalecimiz yok fakat bizde de Altay, Uğurcan var. Doğan Alemdar’ı Rennes’de geleceğin kalecisi olarak düşünüyorlar.

Fazlaca kaliteli ve iyi bir kaleci. Doğan’ı şu an tecrübeli bir kaleciyle çalıştırıyorlar. 1 yıl sonrasında Rennes’in kalecisi Doğan olacak. İnşallah bu durum bizim Türk kalecilerimize kapı açar.

– 2020-2021 sezonunda formasını giydiğiniz Fatih Karagümrük, İtalyan teknik adam Andrea Pirlo’ya emanet. Pirlo, geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda takımına inandığını ve zamana ihtiyacı bulunduğunu söylemiş oldu. Sizce Pirlo başarıya ulaşmış olabilecek mi?

Pirlo, oldukça büyük bir klas. Benim hocam Pirlo olsa sahada her şeyimi veririm. Karagümrük’e ulaştığında şaşırdım bu sebeple maalesef tesis yok. Nerede antrenman meydana getirecek? Koskoca Andrea Pirlo şu demek oluyor ki. Fakat Süleyman Hurma, kimi zaman insanları o denli şaşırtabiliyor ki Andrea Pirlo’yu almak bence inanılmaz bir başarıdır. 

Takımda ve transferlerde önceki sezonlara nazaran bir eksiklik var. Zaman içinde başarıya ulaşmış olur fakat tesis ve stat lazım. Ben bir sürem orada oynadığım. Karagümrük şeklinde bir takıma tesis yakışır.

“FENERBAHÇE BANA ESKİ BARCELONA’YI HATIRLATIYOR”

– Fenerbahçe’ye saldırı futbolu mantalitesini tekrardan kazandıran ve Can Bartu Tesisleri’ndeki toplantı odasına “saldırı saldırı saldırı” yazdırarak felsefesini ortaya koyan Jorge Jesus’un oynattığı futbolla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Maçı nasıl yaşadığını ve okuduğunu hayranlıkla izliyorum. Kendine öyleki bir güveniyor ki maçı 3-0’dan derhal 3-3’e getirebiliyor. Fenerbahçe, oldukça büyük bir hocayı getirdi. Akıllı transferler yaptılar. 

Önde ve top kaybettiklerinde derhal pres yapmış olup topu kazanıyorlar. Ondan dolayı oldukça gol atıyorlar. O yüzden bana eski BARCELONA’yı hatırlatıyor. Top kaybında pres yapmış olup topu kazanarak derhal gol atıyorlardı.

Fenerbahçe bence bu şekilde oynuyor. Oyuncuların oranı var fakat Jorge Jesus’un oranı bence yüzde 90’dır.

– Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor yıldız adları ekibine katarak Süper Lig’de kıyasıya bir savaşım ortaya koyuyorlar. Aynı şekilde Adana Demirspor, Konyaspor, Başakşehir ve Kayserispor etkili futboluyla dikkat çekiyorlar. Süper Lig’deki yarış hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şu an bunu söylemek için oldukça erken fakat Dünya Kupası arası olmasaydı Fenerbahçe derdim. Bu sebeple dünya kupasından sonrasında Galatasaray, Başakşehir ve Trabzonspor daha hazır olacak. Dünya kupası arası oldukça şeyi değiştirecek.

Antalyaspor, sözgelişi geçen yıl Nuri Şahin’le oldukça iyi bir sürem yaşadı. Bu ara onlara da oldukça iyi gelecek. Bence Nuri Şahin, geleceğin hocası. 34 yaşlarında fakat yapmış olduğu iş kolay değil. Ekibi aldı ve yukarıya çıkardı.

Bu sürem zorlandı fakat gene de çıkarmaya devam ediyor. Genç yaşta Almanya’da öğrendiği mantaliteyi sahada oyuncularına veriyor.

“ÜNAL KARAMAN’A ‘BENİ MİLLİ TAKIMA ÇAĞIRIN, BİSİKLETLE BİLE GELİRİM’ DEDİM”

– Bir dönem Karim Benzema, Samir Nasri, Hatem Ben Arfa şeklinde yıldızlarla Fransa U17 takımının saldırı hattını oluşturuyordun. Ulusal takımımıza geçiş süreciyle ilgili neler söylemek istersin?

Ben o zamanlar Sochaux’da altyapıdaydım. Kimi zaman ustalaşmış takıma çağrılıyordum. Genç takımlarda başarılıydım ve Fransa Ulusal Ekibi’na sık sık gidiyordum. Önde Benzema, sağda Ben Arfa, solda Nasri ile oynardım. 

Öyleki bir takımımız vardı ki inanılmazdı. Ben o takımın içindeydim ve 5 maçta 3 gol atmıştım. Türkiye’yi seçmeseydim Fransa’nın Umut Ulusal Takımına gidecektim. Sonrasında Ünal Karaman hocayla konuştum ve ona, “Hocam beni ulusal takıma çağırın, bisikletle bile gelirim” dedim. 

Düşünmek için süre bile istemedim. Fransa beni altyapıda yetiştirdi, disiplin başta olmak suretiyle oldukça şey öğretti fakat benim kalbim Türkiye için atıyordu. Benim hayalim Türkiye’ydi.

– “MİLLİ TAKIMDA ARTIK ENES ÜNAL’A GÜVENMELİYİZ”

– Ulusal takımın forvet bölgesindeki alternatifsizlik şu an göze çarpan sorunlardan birisi. Stefan Kuntz’un, anası Kıbrıs Türk’ü babası Barbadoslu olan Sheffield United forması giyen Rhian Brewster’ı izlemeye gittiği, 22 yaşındaki santraforun ulusal takıma alınması için çaba gösterdiği biliniyor. Forvet bölgesindeki bu problemi ve çözüm yolunu nasıl yorumluyorsunuz?

Bence artık ulusal takımda Enes Ünal’a güvenmeliyiz. Bu sebeple her sürem Avrupa’da oynadığı kulüplerde ilk 11’de oynuyor. Türkiye’de 1 maç oynatıp eleştiriyoruz. Güzel bir seri yapması için talih verilmesi gerekiyor. 

Enes Ünal’la oynadım. Kendisi süratli, kafa topu hakimiyeti iyi, teknik, uzun boylu ve çağdaş bir oyuncu. İnanın bana 1-2 yıl sonrasında büyük bir kulübe gidecek. Niçin güvenmediğimizi anlayamıyorum.

Şu an ulusal takımda 9 numara yok. Burak Yılmaz varken oldukça iyi görevini yapıyordu. Maalesef Serdar Dursun Fenerbahçe’de oynamıyor. O da bence iyi bir alternatif olabilirdi. (Özgürlük)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz