Avrupa Voleybol Konfederasyonu’nun (CEV), voleybolsuz geçen periyodu renklendirmek amacıyla başlatmış olduğu “Pass the Time” (Zamanı Geçir) kampanyasına ortak olan Eczacıbaşı VitrA, bir yazı dizisi başlattı. Kampanyaya katılan turuncu-beyazlı ekibin oyuncusu Carli Lloyd, evinde bir günü nasıl geçirdiğiyle ilgili açıklamalarda bulunmuş oldu.
İşte Lloyd, karantina günlerini bu şekilde geçiriyor:
“Cenup Kaliforniya’da ailemin yanında olduğum için minnettarım. Günlerim genel olarak sabah 07.00 civarı başlıyor. Kahve içip, kahvaltı ettikten sonrasında evimizdeki işleri çözmek için dayıma yardım ediyorum. Son zamanlarda beraber değişik projeler bitirdik. Bana bazı aletleri nasıl kullanacağımı gösterdi. Genel anlamda öğleden sonrasında ya antrenman yapıyorum ya da kız kardeşimle beraber yoga yapıyoruz. Akşamları şömineyi yakıp, oyun oynayarak yada okuyarak vakit geçirmeyi seviyorum. Evde yeni tarifler de deniyoruz. Üç haftayı aşkın bir süredir dışarıdan tek bir yiyecek almadık. Evde daha çok yiyecek yapmak bana keyif veriyor. Annem mükemmel yiyecek yapıyor. Bu yüzden bu şekilde zor bir zamanda burada olduğum için oldukca şanslıyım.
Buradayken yoga ve günlük antrenmanlarımı yapıyorum. İkisini günlere ayırmak şu ana kadar iyi gitti fakat kimi zaman ikisini aynı gün de yapıyorum. Genel anlamda bundan önceki günden aklımda küçük bir plan meydana getirmeye çalışıyorum ki ertesi gün ne yapmam icap ettiğini bileyim. Örnek olarak egzersizlerim mevzusunda, her neyse ki evimizde bir fitness odası var ve ağırlık kullanabildiğim için Eczacıbaşı Spor Salonu’nun halter odasında yaptığımız çalışmaların çoğunu buradan sürdürebiliyorum. Sabahları meditasyon yapmak tüm bu değişimlerle gelen kaygı hissini azaltmamda epey destek oldu. Aynı şekilde yoga da zihnim ve bedenim için oldukça şifalı.
Benim için mühim olan, niyetimin ne işe yaradığını bilmek. Niyetim bu süreçte formda kalabilmek. Gelecekte ne olur bilmiyorum fakat her an hazır olduğumdan güvenilir olmak isterim.
Takipçilerimize tavsiyem, medyaya kısıtlı seviyede maruz kalmaya çalışın. Şu günlerde gördüğümüz haberler oldukça ürkütücü ve ağır. Bu durum gereksiz yere kaygılarımızı arttırıyor. Güncel kalınca fakat kendinizi doldurmayın. FaceTime yada Skype üstünden bile olsa bu dönem, sevdiklerinize bağlanmak için güzel bir vakit.”
“Türkiye’yi özledim”
“En önemlisi de bence, kendi içimize dönmek için mükemmel bir vakit. Birazcık yavaşlamak, kendimize hayatta ne istediğimizi, bizim için nelerin mühim bulunduğunu, daha tatminkar, pozitif ve eğlence dolu bir yaşam yaşamak için her gün neler yapabileceğimizi sormak için mühim bir dönem.
Kişisel fikrim, meditasyon ve nefes egzersizlerinin çoğunluğa faydası olabileceği yönünde. Bu sayede herkesi en azından kendisi için bunu denemeye çağırabilirim. YouTube’da bir sürü güzel yoga videosu var. Yoga, hareket etmek, içinize dönmek ve iyi duymak için mükemmel bir yöntem. Bu süreçte çoğumuz, hayatta nelere şükran duyduğumuzu anımsamak için kendimize vakit ayırabiliriz. Bence ruhun aslolan ilacı bu.
Türkiye’yi özledim. Türkiye’deki mahallemi özledim. Ekip arkadaşlarımı özledim.
Ümit ederim başkalarının güvenliğini ve sağlığını korumak için çalışan hepimiz biz için ne kadar mühim olduklarını biliyorlardır.
Tamamımız kendi üzerimize düşeni yapabiliriz. Evde kalalım. Evden çıkacaksak da dikkatli hareket edelim ve bunun kimleri etkileyebileceğini iyi bilelim. Hep beraber bunun üstesinden geleceğiz.”
