Trabzonspor Kulübü Başkanı Ağaoğlu, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Trabzon Şubesi’nin dergisine açıklamalarda bulunmuş oldu. Ahmet Ağaoğlu, 1990 yılının sonunda Sadri Şener döneminde ilk yöneticiliğe başladığını belirterek, “Sonrasında 2000 yılının sonunda rahmetli Özkan Sümer yönetiminde başkan yardımcısı olarak vazife yaptım. Sonrasında da 2018’deki Muhteşem Genel Kurul ile ilk başkanlık, ondan sonraki olağan genel kurulda 2. dönem olarak devam etti. 4 Aralık’ta da ikinci dönem nihayet bulacak. Başkanlık bir tek hayal edilecek bir şey değil, Tanrı’ın takdiri olan bir şey. Şartların ve ortamın oluşması ve uygun süre sizi o noktaya getirebiliyor. 2002 Kasım’da aday olmuştum, gerçekleşmedi. Fakat beklemediğim aniden 2018 senesinde kendimi başkanlık koltuğunda buldum” diye konuştu.
“Şampiyonluktan başka bir sıralama kabul etmeyen kulüp”
Başkan olduktan sonrasında yaşamının neredeyse tamamen değiştiğini aktaran Başkan Ağaoğlu, “Hususi ve toplumsal yaşam ciddi şekilde etkilendi. Bilhassa Trabzonspor benzer biçimde, başarıya susamış, şampiyonluğu hedefleyen, şampiyonluktan başka bir sıralamayı kabul etmeyen, Türkiye Kupası yada Süper Kupayı başarısızlık olarak kabul edip teselli mükafatı olarak dahi görmeyen, beklentisi hep devasa yükseklikte düzeyde olan fakat ekonomisi dibe vurmuş, teknik olarak iflasta bir kulübe geldik. Hem ekonomisini toparlayıp hem yarışın içinde tutmak ve arzulanan başarıyı gerçekleştirmek için harcadığınız çaba, her şeyden fedakarlık etmenizi gerektiriyor. Aileden, toplumsal hayatınızdan, o zamana kadar içinde bulunduğunuz yaşamın oldukca haricinde bir yaşam yaşamak durumunda kalıyorsunuz. Yüzde 80-90 hayatınız değişiyor. Sadece, attığımız her gol, aldığımız her 3 puan, oynadığımız iyi futbol , geriye düştüğümüz süre çevirdiğimiz her maç beni en oldukca sevindiren şey, işin en keyifli tarafı” cümlelerine yer verdi.
“Trabzonspor, Türkiye’nin en mühim markası”
İlerleyen dönemde oluşturmak istedi Trabzonspor ile ilgili olarak ise Ağaoğlu, “Ilk olarak ekonomik stabilizeyi elde etmiş, gelir gider dengesini sürdürebilir bir yapıya oturtmuş bir Trabzonspor. Bugün itibariyle kulübün borçlarını düşünmediğimizde, 1 milyon 400 bin civarında olan borcunu saymazsanız senelik geliri giderini karşılayan bir yapı oluşturduk. Geldiğimizde ilkin bunun sözünü vermiştik. Bunun sürdürebilir olması, bugünkü ekonomik konjonktürde kolay olmamasına karşın gelir arttırıcı projeleri uygulamaya koymak, bunlara yaparken de devamlı yarışın içinde, şampiyonluk yarışının içinde savaşım eden bir Trabzonspor. Bu aslına bakarsan hedef değil olması gerekendir. Bundan uzaklaştığınızda Trabzonspor gerçeğinden uzaklaşmış oluyorsunuz. Trabzonspor bir tek şehrin mühim kıymeti değil Türkiye’nin en mühim markası. Hedefimiz her anlamda, sportif başarının, spora olan katkıların yanında, bu şehrin insanlarının ve taraftarlarının toplumsal sorumluğunu omuzlarda taşıyan bir yapı. Birleştirici, bütünleştirici. Sanatçısıyla, turizmi, endüstrisiyle, sanayisiyle bütünleşen ve tüm bu alanların hem sorumluluğunu hem de önderliğini yapacağı bir yapıya ulaşması. Sportif başarı, ekonomik istikrar, alt yapı projeleri, tesisleşme, toplumsal mesuliyet projeleri. Hepsi bir tüm” ifadelerini kullandı.
“Bugün o noktadayız”
Göreve geldiklerinde 3-4 yıl için bir planlama yaptıklarını hatırlatan bordo-mavililerin başkanı, “Finansal olarak oldukca ciddi sıkıntılar yaşadığımız dönemlerdi. 1-2 senede üstünden geleceğin sıkıntılar değildi. 2000 senesinde yaşadığımız, ülkemizin yaşamış olduğu ekonomik sıkıntıdan çıkması ülkenin 3-4 senesine mal oldu. Komşu Yunanistan’a baktığınız süre onlarda da aynı durum söz mevzusu. 3-4 yıl ilkin süregelen ekonomik krizin hala yaralarını sarmakla uğraşıyorlar. Ekonomik olarak battığınız süre birisi çanta içinde 185 milyon avroyu önüne koymadıkça potansiyel gelirlerinizi hesaplayarak ekonomik program oluşturduğunuzda 3-4-5 seneye ihtiyacınız bulunduğunu görüyorsunuz. Finansal sıkıntıları ortadan kaldırmayan, 7 ay borcu ödenmeyen, 100 üstünde icra davası, FIFA’da 32-34 takip dosyasının olduğu bir dönemde biz ‘önümüzdeki dönem şampiyonuz’ deseydik, gerçeklikten uzak, hayalperest yaklaşım olurdu. O gün yaptığınız hesaplar, planlar onu gösterdi. Bugün planlanan noktada mıyız? Evet, bugün o noktadayız” şeklinde konuştu
“Destek yoksa yıkılır gidersiniz”
Trabzonspor formasının bir ağırlığı bulunduğunu da vurgulayan Ağaoğlu, sözlerini şöyleki sürdürdü:
“Seneler ilkin söylenmişti; Trabzonspor forması ilk 4 içinde yer alır. Son 3 yıl baktığınız süre 4,2,4. Bu takımın dördüncü olması şartlar ne olursa olsun başarıya ulaşmış olarak değerlendirilemez. İkincilik, şampiyonluk mücadelesi içinde oldu. Şampiyon da olabilirdik. O günün şartları göz önünde bulunduğunda mütevazi kadroyla elde edilmiş başarı. Bu tamamen bu vizyonla ilgili. Değişik bir açıklaması var. Planlı, programlı, iyi niyetli, göz ardı edilmemesi ihtiyaç duyulan bir şey var; tüm toplumun desteğini almak. Trabzonspor topluluğu o süreç içinde yaşadığımız sıkıntıların ciddiyetin bilincinde olduğundan bizlere inanılmaz destek verdi.
Görevlerin bir fiziki tarafı vardır, bir de sportif, bir de ruhsal tarafı. Eğer birlik bütünlük, camiadan destek yoksa, 3 ayaklı masanın bir ayağı tamamlanmamış anlama gelir, başarıya ulaşmış olma şansınız yoktur. Taraftarın desteği arkanızda değilse başarıya ulaşmış olma şansınız yok, sıkıntılı süreçteyseniz yıkılır gidersiniz. Yeniden yönetim oluşur. Onun başarıya ulaşmış olması için gene aynı şeylere olgulara gereksinim vardır. O sağlanamazsa o gider bir başkası gelir. O sıkıntıyı ortadan kaldırılıp arzu edilen istenilen seviyeye ulaşmak nerede ise olanaksız benzer biçimde bir şeydir.
Burada toplumun desteği son aşama önemliydi. Ara sıra içsel, ara sıra maddi anlamda. Ilk olarak yanımızda oldular, hep moral verdiler. Bunun yanında forma satışlarında üstün dereceli kırdık, izleyici de üstün dereceli kırdık. Bunlar küçümsenecek katkılar değil. Hepimiz dişinden tırnağa attırdı çoluk çocuğun nafakasından attırdı, kombine aldı. Onlar destek olmasaydı işin içinden çıkmamız kolay olmayacaktı. İşin püf noktası oraydı aslına bakarsan, bütünleşmek.”
“La Liga modeli”
‘Türk futbolunda bir şeyi değişiklik yapma şansı olsaydı neyi değiştirirdiniz’ sorusunu da Ağaoğlu, şu şekilde cevaplandırdı:
“Yapıyı değişiklik yapmak arzu ederdim. Ustalaşmış futbol takımlarının, Türk futbolunun hem finansal hem yönetimsel anlamda iyi yönetilmesini, La Liga modelinin uygulanmasını arzu ederdim. Türkiye Futbol Federasyonu’nun yarışma takvimini, geçirme politikası uygulamasını, yarışma organizasyonlarını belirlemesini, ulusal ekip sorumluluğu ile sınırı olan kalmasını, öteki tüm işlerin ustalaşmış futbol kulüplerinin sorumluluğunda olmasını arzu ederdim. Ülkede ustalaşmış futbolu, ustalaşmış kulüplerin oluşturacağı yapının yönetmesini arzu ederdim.”
“Gün içinde irili ufaklı, yıl içinde büyüklü küçüklü hatalar”
“Yanlış yapmamak mümkün değildir” diyen Ağaoğlu, “Görevin netliğini göz önünde bulundurduğunuz süre, ‘hata yapmadan görevi sürdürdüm’ diyen insan ya hatalarının bilincinde değildir ya da yanlış bir yerdedir. Yanlış yapmamak mümkün değildir. Mühim olan aynı hatası ikinci kez yapmamaktır. Hatalı bir karar vermişseniz hatadan dönmektir aslolan olan. Gün içinde irili ufaklı, yıl içinde büyüklü küçüklü hatalar olabiliyor. Geçmişte böyleydi, yarın da bu şekilde olacak. İş hayatında yaptığım hataların 10’da 1’ini Trabzonspor’da yapmadım diyebilirim. Orada kendimiz bedelini ödüyorsunuz, burada hata bedelini toplum ödüyor.
Kümülatif verileri değerlendirmek lazım. Kaç oyuncu alındı, kaç oyuncu satıldı, ne kadar gelir elde edildi. Toplamda negatifseniz bu başarısızlıktır. Başarısızlığın ötesinde hatadır. Aldığınız oyunculardan verimin değerlendirilmesi lazım. 10 oyuncu geçirme etmişsiniz kaçından verim almışsınız, bu şekilde değerlendirilmesi lazım. İdari anlamda aldığımız kararlar da aynı şekilde. Dönerek sonuca bakacaksınız ve bakmış olduğunuzda eğer sportif yönetimsel anlamda bilanço negatif değilse, hatalardan ders almış, tekrarlamamış iseniz başarılısınızdır.”
“Fay hattı gerildi”
‘Birçok siyasetçi, ‘Trabzonspor şampiyon olursa siyaseti bırakırım’ diyor, birçok şahıs şampiyonluğu nasıl kutlayacağını dahi kestiremiyor? Siz ne düşünüyorsunuz? sorusunu ise Ahmet Ağaoğlu, “İçeriden ve dışarıdan meydana gelen sıkıntılardan dolayı Trabzonspor ekibi hak etmiş olduğu başarıyı elde edemedi. Bunun oluşturduğu gerginlik var. Bu gerginliğin neticesinde bu ifadeler kullanılıyor. Trabzonspor şampiyon olduğu takdirde ben bir sonraki seneyi düşüneceğim. Şampiyonlar Ligi’nde nasıl bir kadro ile savaşım edeceğiz, bunu düşüneceğim, ekonomiyi düşüneceğim. Geldiğim süre 3-4 yıl şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi olmayacağı şüphesi olsaydı aslına bakarsan gelmezdim. İnsanların duygularıyla, heyecanlarıyla oynamak benzer biçimde bir şey olurdu. Bir şeylere inanarak Trabzonspor’u hak etmiş olduğu noktaya taşıyacağımıza inandığımız için göreve geldik. Bugün o noktadan uzak değiliz. Topluluğun desteğiyle, yapmış olduğumuz işlerin mühim kısmının doğru olmasından meydana gelen kararlar bizi bu noktaya taşıdı. Trabzonspor şampiyon olduğu süre kimse benden duygu patlaması beklemesin.
Ben işimi yapıyorum, onun gerilimi var. Fay hattı gerildi. Gerildiği süre Tanrı korusun 7.8, 8.2 depremlerde karşılıyorsunuz. Ben bu işin görevli olan tarafındayım. Başkan değil de yandaş Ahmet Ağaoğlu olsaydım aynı şeyleri düşünürdüm. Ben bu heyecanı 2010-2011, 2004’de yaşadım. 96’da yoğun olarak yaşadım. İçine düştüğüm hayal kırıklığı ile ruhsal olarak kendimi toparlamam uzun süre aldı. Bugün görevli konumdayım, rotayı çizen biziz, vapur kaptanı biziz. Geminin kaptanın dümeni bırakıp ellerini havaya kaldırıp koşması beklenemez. Bu işin sorumluğu bizde olduğundan soğukkanlı olmalıyız. Şampiyon olduğumuz gün o şampiyonluk primlerini nasıl ödeneceğini, gelecek yıl nasıl savaşım edeceğimizi, kadronun finansmanın nasıl sağlanacağını düşüneceğim. Aslolan iş o süre başlıyor. Şampiyon olduğunuz süre her şeyin yeni başladığı gündür” diye yanıt verdi.
“Yandaş enerjisi eğer olmazsa olmaz”
Ahmet Ağaoğlu, yandaş desteğinin oldukca mühim bulunduğunu da sözlerine ilave ederek, “Hocamız Abdullah Avcı da sık sık vurguluyor; başarı yakalanacaksa yandaş desteği oldukca mühim. Onların enerjisi, büyük ekip olmanın en mühim özelliği. Taraftarın yardımıyla biz o gün hem ekonomik hem sportif olarak bu sürecin üstünden geldik. Şampiyonluğun hedeflediği noktada yönetimin, teknik heyetin, oyuncuların ortaya koyacağı performansın yanında taraftarın vereceği destek oldukca oldukca mühim. Trabzonspor zirveye tırmanmaya başladığı devamlı algılarla önü kesilmeye çalışılmıştır. İçerde ve dışarda toplum bu tür algılara duyarlı, dirençli olmalı, tüm enerjisini ekibi desteklemek yolunda kullanmalı” ifadelerini kullandı.
İHA