İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafınca Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), ‘Futbolda sözde şike’ soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla oluşturulan davada savcı oturum içinde esas ile alakalı mütalaasını verdi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), ‘Futbolda sözde şike’ soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla oluşturulan davada 20’nci oturum 3 Mayıs-4 Haziran tarihleri içinde Silivri Ceza İnfaz Kurumu’nda görülecek. 20’nci oturum öncesinde savcı, mahkemeye sonuca ilişkin esas ile alakalı mütalaasını sundu.
Mevzu ile ilgili açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Kulübü Avukatı Naim Karakaya, şunları söylemiş oldu:
“Fenerbahçemize kurulan kumpas davasında mayıs ayındaki celseye doğru yaklaşırken dosyamızda bir gelişme oldu. Davamızda Cumhuriyet Savcısı, davanın esası ile alakalı görüşünü bildirdi. Şu demek oluyor ki tüm dava hakkında duruşmayı baştan sona takip eden savcımızın davanın sonucu ile alakalı görüşü mühim bir görüş. Dava dosyasındaki sanıklar ‘Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği’ ve ‘kumpas’ suçlarıyla yargılanıyorlar. Ve bu yargılanan sanıklardan ‘teşkilat üyeliği’ ve ‘kumpas’ suçları ki bu suçlar içinde resmi evrakta sahtecilik, hususi yaşamın gizliliğini ihlal, kişilerarasındaki iletişimin gizliliğini ihlal etmek, kara çalma benzer biçimde suçlar iddia ediliyor sanıklar hakkında. 107 sanık hakkında yürütülen bir yargılama sadece bazı sanıklar yurt haricinde oldukları, onların sorgulamaları yapılamadığı için onlar hakkında bir ihtimal davanın sonucunda bir ayırma sonucu verilecek. Beş değişik gruba ayırdı bu yargılama içinde, ağırlıklı olarak polis memurlarından oluşuyor. Birinci grupta rütbeli polis memurları var. Bu kişilerin soruşturmanın başlamasında ve dinleme ağının genişlemesinde etken rol aldıklarını ve meydana getirilen tüm yazışmalardan, alınan kararlardan data sahibi olduklarını ve bu durumun parafla, imzalarıyla, raporlarla, üst yazılardan anlaşıldığı ve bu kişilerin örgütün kullandığı ByLock, HTS güvenlik içi yazışma benzer biçimde verilerle devamlı bağlantı halinde olduğu, bu sebeple Fetullahçı Silahlı Örgütün üyeliğine ilişkin kanıt durumları ek olarak değerlendirilerek mağdur sayısı kadar ceza talep etti. Bu aşamada ‘kumpas’ dediğimiz suçlar dolayısıyla da azca ilkin de bahsettiğimiz suçlar dolayısıyla da ceza talep etti. Bu yönüyle de oldukça mühim. İkinci grupta dinlemeci polis memurları şu demek oluyor ki telefonları dinleyen polis memurları var. Bunların da görevinin soruşturmanın genişletilmesinde savcı mühim görevleri bulunduğunu belirtti ve hazırlanan rapor içeriklerine nazaran bu dinleme ağına oldukça sayıda insanoğlunun dahil edilmiş olduğu, eylemlerin görevinin gereğiyle değil örgütün talimatları ve iç güdüleri doğrultusunda hareket edilmiş olduğu nedeni öne sürülerek dinlemecilerin de şahıs sayısında kabahat işlediği kanaatine vardı. Üçüncü ve dördüncü grubu tapeci ve fiziki takipçi polis memurları olarak ayırdı. Bu kişilerin aslen kendilerine verilen program üstünde dinledikleri sesleri tapeye döktükleri şu demek oluyor ki yazıya döktükleri ve buradaki talimatların örgütsel amaçlarla bulunduğunu bilseler dahi yaptıkları iş tape yapmak şu demek oluyor ki yazıya dökmek eyleminden ibaret olduğundan bunların cezalandırılması için şu demek oluyor ki kumpas suçları kapsamında cezalandırılması için kafi bir niçin bulunmadığı nedeni öne sürülerek bunlar için ceza talep etmedi. Bu kısım açısından mühim seviyede itirazlarımız olacak. Son kısımdaysa yazıcı polis memurlarından bahsetti. Bu duruşmanın başlamasından sonlandırılmasına kadar olan yazışmaların, işlemlerin yürütülmesi ve soruşturmanın başlama talebinden son operasyona kadar savcılık istemlerine ilişkin tüm yazışmaları yürüttükleri ve bu kişilerin noksan ve kabahat saiki, kabahat iç güdüsüyle tutulan tutanakları üst yazıya dökerek güvenlik aşamasındaki belgeleri yargıya taşıdıkları ve kumpas sürecinin sekteye uğramaması için bilerek ve isteyerek örgütsel anlamda fiil birlikteliği yaptıklarına ilişkin bir kanaat taşıdı. Bunlar için de bir ceza istedi.”
DURUŞMALAR 3 MAYIS – 4 HAZİRAN ARASINDA DEVAM EDECEK
Naim Karakaya, “Tüm bu çerçevede genel olarak ilk talepte bulunan 166 katılan olmasına karşın bunlardan 91’inin ilk davada şu demek oluyor ki 3 Temmuz dosyasında sanık olmalarından dolayı bu 91 şahıs açısından bir değerlendirme yapılmış oldu. 91 mağdur açısından bir değerlendirme yapıldığı ifade edildi. Genel seviyede cezalandırma isteyen bir mütalaayı görmekten hukuk adına, hakkaniyet adına mutluyuz. Mahkeme bu mütalaayı şu anda sanıklara bildiri etti. 3 Mayıs-4 Haziran içinde ortalama 1 aylık süre içinde yapılacak, devam edecek olan duruşmalarda sanıkların, savcının esas ile alakalı mütalaasına karşı görüşlerini de aldıktan sonrasında mahkemenin bu süreç içinde bir yargı verip artık bu süreci sonlandıracağını düşünüyoruz. Mahkemenin kararının bundan daha hafifçe olması halinde ki sanık bazında doğal değerlendirme yapmak daha doğru olur, buna istinaf edebileceği, bunu üst mercilere taşıyabileceği ile ilgili de bir hukuki tahminimiz elbet var” diye konuştu.
“BUNDAN SONRAKİ AŞAMA SON SAVUNMALARIN ALINMASI”
Bundan sonraki aşamanın son savunmaların alınması bulunduğunu dile getiren Naim Karakaya, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Mahkeme burada sanıkların ilk savunmalarında sınırsız süre kullanmalarından dolayı artık sürelerinin sınırı olan olabilecekleriyle ilgili bir uyarı da yapmıştı. Hem biz, davaya katılanlar olarak, şikayetçiler olarak hem de sanıklar açısından bir süre tahdidi koymuştu. Son savunmalar alındıktan sonrasında artık buradaki ‘kumpas’ davasının biteceği ve ondan sonraki sürecin artık kanun yolu dediğimiz aşamaya kalacağını düşünüyoruz. Bu bahsettiğim benzer biçimde mühim seviyede Fenerbahçe toplumunun iddialarını kapsar niteliktedir. Kumpas suçları yönünden savcının cezalandırma istemesi bizim açımızdan oldukça değerlidir.”
DHA