Papiss Demba Cissé: “Her zaman 'hazır ol'da yaşadım”

Alanyaspor’un başarı göstermiş golcüsü Papis Cisse TFF’nin resmi gösterim organı TAM SAHA’ya açıklamalarda bulunmuş oldu. Sülalesi ustalaşmış asker olan Senegalli, devamlı ‘hazır ol’da yaşadığını, ailesinin verdiği eğitim yardımıyla doğru yoldan asla sapmadığını ve bunun karşılığını aldığını konu alıyor. İngiltere’den Çin’e gidişini “Senegal’deki yoksul insanlara yardım için yatırım yapmak istedim” diye açıklayan usta golcü, “Biz inanan ve insanlara yardım etmeyi seven insanlarız. Sanırım bu biçim ameller bizi sportif anlamda da başarıya ulaştırıyor” diyor ve penaltı atmaya da devam edeceğini belirtiyor.

3 Haziran 1985 Dakar doğumlusun. Her şeyden ilkin Senegal’de nasıl bir çocukluk geçirdin? O yılları nasıl hatırlıyorsun?

Fazlaca mutlu, etken bir çocukluğum oldu. Afrika’da akrabalarım vardı her şeyden ilkin. Bu bizim için oldukca önemliydi. Annem, babam sıhhatli ve hayattaydı. Afrika’daki her çocuk benzer biçimde ikimiz de sokaklarda koşar, oynardık. Ekonomik durumumuz oldukca oldukca iyi değildi fakat Afrika’da alışılagelmiş yoksul yaşam yaşamımız da yoktu oldukca şükür. Babam devamlı benim süper kahramanımdır. Bundan dolayı bizi doyurmak, iyi imkânları sağlamak için devamlı elinden geleni yapmış oldu. O yüzden o benim süper kahramanım. Söylediğim benzer biçimde, güzel bir çocukluğum oldu Dakar’da… Fazlaca mutluydum.

Aileni tanıyabilir miyiz? Annen, baban, var ise kardeşlerin neler yapıyor? Ne işle meşguller?

İki kız, iki de adam kardeşiz. Annem ev hanımı, babam askerdi. Değişik şehirlerde vazife yapıyordu. Birazcık ilkin bahsettiğim benzer biçimde, bizlere her türlü imkânı sağlamak adına askerliğin yanı sıra değişik işlerde de çalışırdı. Benden büyük bir ablam var. Ben ailenin ikinci çocuğuyum. Fakat babam iki hanımla daha evliliğe ilk adımını attı sonrasında. Onlardan da kardeşlerim var. Söylediğim benzer biçimde, güzel bir çocukluğum oldu. Babam devamlı kent dışındaydı. Eve bizi görmek ve kazanılmış olduğu parayı getirmek için gelirdi.

Tüm sülalem asker

Ailende senden başka sporla ilgilenen birileri var mı? Sendeki kabiliyeti ilk kim keşfetti ve futbolcu olman için seni bir kulübün kapısından içeri soktu?

Ben ailenin sporla ilgilenen tek üyesiyim. Bizim tüm aile fertleri ustalaşmış asker… Amcalarım, dedelerim, hepimiz asker… Yalnız şimdi en küçük kardeşlerimden biri futbolcu olmaya çalışıyor. Onun haricinde bizlerden başka kimse yok sporla ilgilenen… Biz küçükken sokaklarda futbol oynardık. Bunu eğlence amaçlı yapardık. Fakat çevremdeki insanoğlu devamlı beni futbola yönlendirdi. Tek bir şahıs yok aslına bakarsak beni futbola yönlendiren ya da yeteneğimi keşfeden… Biz Dakar’ın birazcık daha iç kısımlarındaydık. Hepimiz bana, “Dakar’a git. Futbol kulüplerine git… Akademilere git…” diye tavsiyelerde bulunuyordu. 2000 senesinde Dakar’da akademiye gittim. Tecrübe etme süreci oldu. İşler yaver gitti ve şimdi buradayım…

Futbola Generation Foot takımında başladığını görüyoruz. Sonrasında da AS Douanes takımına geçtiğini görüyoruz. Senegal’de nasıl bir altyapı eğitimi aldın? Neler yaşadın?

Bahsettiğiniz benzer biçimde futbola orada başladım fakat ben Dakar’a ulaştıktan sonra orada şu şekilde bir antak kalma yapmıştık: Ben burada üç ay futbol oynayacağım, üç ay içinde onlar bana Avrupa’dan bir ekip bulacak. Eğer bulamazlarsa ben bu üç aylık süreçte sözleşmemi istediğim benzer biçimde feshedebilir ve bulduğum takıma gidebilirdim. Sağ olsun onlar da iyi iş çıkardı. FC Metz’e transferimi yaptılar. Benim orada oldukca fazladan bir altyapı çalışmam olmadı. Fazlaca kısa bir süre oynadım ve Fransa’ya, Metz kulübüne aktarma oldum.

FC Metz’de B takımda başlayıp A takıma yükseldin. Sonrasında FC Metz seni AS Cherbourg, LB Chateauroux takımlarına kiraladı. Fransa günlerin nasıl geçti?

Her Afrikalı futbolcu ya da Afrikalı insan olarak bizim için o değişiklik oldukca zor oldu. Bundan dolayı 35-40 derecelik bir havadan; aniden -10’a, -15’e geliyorsunuz. Bizim için asla kolay olmadı. Tabiî Afrika’daki kültürü, alışkanlıklarımızı bırakıp, aniden Avrupa’ya gelmek asla kolay değil aslına bakarsak. Başlangıçta oldukca zordu. Futbol anlamında da bir noktada sakat gelmiştim oraya. Tedavi süreci geçirdim. Sizin dediğiniz benzer biçimde B takımındaydım. Sonrasında son 12 maçta 9 gol attım ve Metz’le ustalaşmış sözleşme imzaladım. Sonrasında dediğiniz benzer biçimde beni devamlı kiralık olarak gönderdiler. Gittim, geldim, gittim, geldim… Kiralık gönderiyorlardı, yine dönüyordum ve tekrar kiralık gidiyordum. Sonrasında Metz 2. Lig’e düştüğünde orada oynadım. Ekibi 1. Lig’e çıkarttıktan sonrasında beni yine kiralık gönderdiler. Döndüğümde sözleşmemin bitmesine iki yıl vardı sanırım. Yarım dönem oynadıktan sonrasında Almanya’ya, Freiburg’a aktarma oldum.

Doğru yoldan asla sapmadım

Seninle beraber Senegal’de futbola süregelen birçok arkadaşın futbolcu olamadı fakat sen inanılmaz işler başardın ve bugün buradasın. O arkadaşlarına gore neleri değişik yaptın da bugün bu kariyere sahipsin?

Şimdi bildiğiniz gibi her ülkede her kültürde çocuk yetiştirme şekilleri vardır. Ailelerin ufaklıklara verdiği terbiye, eğitim, kültür vardır. Öteki arkadaşlarımda o eksikti demeyeceğim. Fakat beni devamlı motive eden, amacıma ulaşmamda destek olan şey, ailemin bana verdiği eğitimdi. Ailemden ayrı kaldığım süre beni motive eden, başarıya ulaşmamı elde eden en büyük etken, ailemin bana öğrettikleriydi. Şu ana kadar da o eğitimi üzerimde tutuyorum. Doğru yoldan asla ayrılmadım, asla sapmadım. Sapmalar olmadı benim hayatımda. Fakat birçok arkadaşımda bunu gördüm. O yaşanmış olan sapmalar aramızdaki farkı oluşturdu. Şu an bu konumdayım ve mutluyum. Hakikaten de aileme minnettarım. Azca ilkin söylediğim benzer biçimde benim ailemde hepimiz asker. Ben o şekilde bir eğitim aldım. Evde devamlı hazır ol pozisyonundaydık. Bu bana avantaj sağlamış oldu.

“Papiss uçuyorsun”

Freiburg’a aktarma olduktan sonrasında adeta kendini buluyorsun. Freiburg ile bir tam, iki yarım sezonda 37 gol atma başarısını gösteriyorsun. Almanya sana neler kattı?

Kariyerimi gözümün önüne getirdiğim süre; ülke ülke, dönem dönem, yıl yıl hakikaten kimi zaman gülümsüyorum. Fransa’dan Almanya’ya transferimde birçok şahıs, “Yapamazsın. Fazlaca zor. Fazlaca dikkatli ol” benzer biçimde şeyler söylediler. Oraya dönem içinde gittim ve o yarım sürem oldukca süratli geçti. Tam bir uyarlama süreciydi fakat oldukca süratli geçti. İkinci sezonda sizin de dediğiniz benzer biçimde kendimi buldum. “Papiss uçuyorsun” dedim kendi kendime… Hakikaten Almanya bana oldukca şey kattı. Değişik tecrübeler edindim. Bundan dolayı oradaki kalite ve disiplin hakikaten yüksek. Savaşım daha da yüksek. Hakikaten Almanya bana büyük katkıda bulunmuş oldu.

Büyük başarın sonrası 13.5 milyon euro bedelle İngiltere kapıları sana açıldı ve Premier Lig ekibi Newcastle United’a aktarma oldun. İngiliz ekibinde oldukca başarı göstermiş sezonlar geçirdin. Premier Lig günlerini nasıl anlatırsın?

Aslına bakarsak hikâye Fransa’dan Almanya’ya olan transferimle nerede ise aynı. Arkadaşlardan, “Fazlaca zor olacak. Yapamazsın” mesajları… Sonrasında dedikodular, “Papiss şimdi faka bastı. Kati olmayacak. İngiltere… Premier Lig… Güçlük derecesi devasa yükseklikte…” Fakat bu biçim şeyler beni motive eden unsurlardı. Hakikaten beni başarıya odaklayan, beni konsantre eden unsurlardı. Onlara oldukca teşekkür ederim ek olarak. Söylediğim benzer biçimde, şu an kariyerime dönerek baktığım süre hakikaten oldukca güzel anılarım var. Fazlaca keyifli anlarım oldu. İngiltere’de futbol oynamak her futbolcunun isteğidir. Orası bana hem futbol adına hem de yaşam adına oldukca şey kattı. Şu anda buradayım. Söylediğim benzer biçimde, geriye dönerek baktığımda kariyerim başarılarla dolu. Her futbolcunun oynamak istediği bir ligde oynadım.

Çin’e Senegal’e yardım için gittim

2016 senesinde futbol hayatına oldukca değişik bir yön verdin ve 7.5 milyon euro aktarma bedeli karşılığında İngiltere’den Çin’e aktarma oldun. Shandong Luneng tercihini nasıl yaptın ve Çin’de neler yaşadın?

Aslına bakarsak bu sonucu almak oldukca zor oldu benim için. Niçin zordu? Bundan dolayı artık İngiltere’deydiniz. Afrika’dan Fransa’ya gidişim kadar zor oldu. Fakat oraya gitmek zorundaydım. O sonucu acele almıştım. Fakat bu sonucu almak benim için asla kolay olmadı. Bundan dolayı İngiltere’desiniz. Değişik bir yaşamınız var. Aniden Çin’e gitmek oldukca sıhhatli bir karar olmayacaktı. Biliyorsunuz ki Newcastle United o zamanlar Premier Lig’den düşmüştü. Ben orada kalıp ekibi Premier Lig’e çıkartmak istiyordum. Fakat beraber çalıştığımız insanoğlu, kulüp tarafı, menajerlerim bu şekilde bir karar aldık. Ben geriye dönerek bir baktım. Nereden geldiğimi hatırladım. Oradaki insanların desteğe muhtaç olduklarını düşünerek, İngiltere’den ve Çin’den kazanacağım parayı hesaplayarak, aradaki farkla Senegal’de bir yatırım yapmayı düşündüm. O şekilde bir karar aldım. Senegal’de desteğe gereksinim duyan insanlara, işe gereksinim duyan insanlara iş kapısı sağlamak adına oradan kazandığım parayla yatırım yaptım. Bu karar beni motive etti. İşimi kolaylaştırdı. Sonrasında Çin’e gittim. Fakat şu dönemde Çin’de geçen yıllarımı düşündüğüm süre {hiç de} pişman değilim. Orada oldukca güzel günler geçirdim.

Tam da bu suali soracaktım ben de… Çin’de iki yıl geçirdin sadece istatistiklere baktığımızda performansının altına düştüğünü görüyoruz.

Shandong Luneng kulübü hakikaten oldukca güzel insanların olduğu bir kulüptü. Ben oraya giderken iki senelik sözleşmem vardı. Kendi kendime, “Gideyim, iki yıl oynayayım, sonrasında döneyim” dedim. Bu şekilde bir planım vardı. O plan doğrultusunda hareket ettim. Orada hakikaten oldukca iyi insanoğlu vardı. Teknik ekip, personel, kulüp çalışanları hepimiz oldukca iyiydi. Hatta sözleşmemin bitmesine 6 ay kala yeni iki senelik sözleşme teklif ettiler fakat akrabalarım İngiltere’de olduğundan onları oldukca özlüyordum. En azından, “Avrupa’ya yakın bir ülkeye gideyim” diye düşündüm. O yüzden oradan ayrılmak zorunda kalmıştım. Fakat söylediğim benzer biçimde, asla pişman değilim.

Ezan sesini duymak beni mutlu ediyor

Geçen sürem yolun Alanyaspor ile kesişti. Transferin nasıl gerçekleşti? Çin’den Türkiye’ye gelme kararını nasıl aldın? Türkiye hakkında alim var mıydı? Burada nasıl bir ülke ve lig buldun?

Çin’den döndükten sonrasında İngiltere’ye gittim. Orada bir takımla idmanlar hayata geçirmeye devam ettim. Oradaki hoca da sözleşme imzalamamı ve takımda kalmamı istedi. Transferimin bitmesine 15 gün kala biz devamlı Bursaspor ile dirsek temasındaydık. Fakat Bursaspor olmadı. Son ana kadar konuştuk. Transferin bitmesine üç gün kala Alanyaspor teklifte bulunmuş oldu. İngiltere’deydim. Menajerimle otururken ben birden, “Tamam ya Alanya’ya gidelim o süre” dedim. Fazlaca acele oldu. Onlar bile şaşırdı. “Güvenilir misin?” dediler. Bu şekilde bir karar verdik. Süratli bir kararmış oldu. Transferin bitmesine iki gün vardı. Geldik aniden. Şehri gördüm, başkanla tanıştım, kulübü gezdim. Sözleşme imzalama sonucu aldım. Türkiye’yi daha ilkin duymuş, Türk kulüplerinden aktarma teklifi de almıştım. Bir tanesi Sivasspor’du. Newcastle’da oynarken beni istemişlerdi. Fakat o zamanlar orada oynuyordum. Kariyerimi değişik bir ülkede geçirmek istemediğim için ilgimi çekmemişti. Türkiye’ye ulaşmadan önce elbet araştırma yaptım. Sonuçta dini İslam olan bir ülkeye geldim. Her şeyden ilkin bu beni mutlu ediyor. Burada iyi hissetmemi sağlıyor. Sokakta yürürken etrafınızda aynı dine mensup kişilerin olması, günde beş kere ezan sesini duymak beni hakikaten sakinleştiriyor ve mutlu bir insan yapıyor. Hayatınızı idame ettirirken hem de o mutluluğa da haiz olmak, vicdani mutluluğa da haiz olmak değişik bir durum. Avrupa’da uzun seneler yaşayan bir insan olarak söylüyorum bu tarz şeyleri. Burada hakikaten oldukca mutluyum. Türkiye oldukca güzel bir ülke… Yaşadığımız kent oldukca muntazam. Kulübümüz oldukca muntazam. Bir futbolcu daha ne isteyebilir ki?

Geçen sürem 26 lig maçında 16 kez fileleri havalandırdın ve her insanın dikkatini üstüne çektin. Bu sürem da röportaj yaptığımız bugüne dek 19 lig maçın ve gene 16 golün var. Performansın gene yukarı çıktı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?

Cevaplarıma başlamadan ilkin şunu belirtmek isterim. Türkiye’ye geldiğim için oldukca mutluyum. İyi ki bu sonucu vermişim. Normal olarak dediğiniz benzer biçimde işler yolunda gitti. Alıştım aniden. Alışık olduğum ve istediğim bir çevre vardı etrafımda. Bu hakikaten beni mutlu etti. Performansım da yukarı çıktı. Sanırım Tanrı’ın sevilmiş olduğu kuluymuşum. Elhamdülillah işler de yolunda gidiyor. Tabiî biz inanan insanlarız. İnsanlara yardım etmeyi seven insanlarız. Sanırım bu biçim ameller bizi sportif anlamda da başarıya ulaştırıyor. Söylediğim benzer biçimde Türkiye’ye geldiğim için oldukca mutluyum.

Türk futbolu oldukca iyi seviyede

Senegal, Fransa, Almanya, İngiltere ve Çin’den sonrasında Türkiye Süper Ligi’ni nasıl yorumlarsın?

Baktığınız süre değişik kültürler, değişik ligler… Fakat hakikaten oynadığımız şey yalnız futbol. O topla beraber belli teknik, taktik anlayışın çevresinde toplanıp savaşım ediyoruz. Çağıl futbolda ülkeler içinde oldukca farklılık yok. Yalnız futbolcuların kabiliyetleri, konsantrasyon ve hızdan sonrasında yoğunluk anlamında bir fark var. O yoğunluk, antrenman sertliği, maçın içindeki gidişatta farklılıklar var. Onun haricinde çağıl futbolda hızla gelişen teknolojinin gelişmesiyle beraber hepimiz bir noktaya odaklanabiliyor. Doğrular çevresinde toplanıyor. O doğrular çevresinde çalışıyor. Dışarıdan bakılınca Çin Ligi kolay geliyordur. Fakat anlatamam… Orada olmanız lâzım. Fakat dışardan ilk baktığımda benim için orası oldukca kolay geliyordu. Avrupa’daki oyuncular için de Türk Ligi basitmiş benzer biçimde gözüküyor. Fakat ben oynadığım bu iki sürem içinde aslına bakarsak bunun ne kadar yanlış bir varsayım bulunduğunu anladım. Hakikaten Türkiye Ligi’nin savaşım gücü, gidişat yoğunluğu devasa yükseklikte. Aslına bakarsak kalite yüksek. Türk futbolu hakikaten oldukca iyi bir seviyede. Fakat insanların öngörüleri, önyargıları, değişik bakış açıları var. Fakat o ligde oynamadan, o anı yaşamadan anlamıyorsunuz tabiî ki.

Sürem doludizgin devam ediyor ve Alanyaspor başarısıyla dikkat çekiyor. Sürem sonu için nasıl bir hedefiniz var? Sence neler olur? Takımın havasını bizlere birazcık anlatır mısın?

Biz inanan insanlarız, azca ilkin de bahsettim. Kadere inanan insanlarız. Sonunda nerede olacağımızı Tanrı bilir. Onun takdiri. Biz oyuncular olarak sahaya çıkıp elimizden geleni hayata geçirmeye çalışıyoruz. Her ülkenin futbol kulüpleri var. Futbol kulüplerinin seviyesi ve bu seviyede hedefleri var. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de büyük takımların haricinde tüm takımlar ligde var olma adına savaşım eder. Azca ilkin de bahsettiğim benzer biçimde, savaşım oranı devasa yükseklikte. Bu aşamada biz şu an takımımızı ligde tutmuş durumdayız. Bundan sonrası bizim için bonus… Biz hangi puanı alırsak o bizim için ligde bir üstte olmak adına bonus olacak. Biz aslına bakarsan maç maç düşünüyoruz. Havaya girme durumunda değiliz. Kim bilir bu bizim işimizi kolaylaştırıyor. Ümit ederim ligin sonunda iyi bir yerde oluruz. Bundan dolayı oldukca iyi bir futbolcu grubumuz var ve oldukca iyi şeyleri hak ediyoruz.

Erol Hocanın oldukca değişik motivasyon araçları var

Teknik direktör Erol Bulut oldukca başarı göstermiş sezonlar geçiriyor. Kendisiyle nasıl bir ilişkin var?

Takımla birlikte Erol Hoca da oldukca parıltılı bir hoca haline geldi. Fakat hocanın bunu kesinlikle hak ettiğini düşünüyorum. Sürem başladığı süre kendisinden oldukca yakın bir hissiyat aldım. Aslına bakarsan kendisi futbolculara oldukca yakın. Gerek iletişimi gerekse yabancı dillere egemen olması işimizi kolaylaştırıyor. Onun yanı sıra bizi aksiyona ve hedeflere motive etmesi hakikaten oldukca mühim. Değişik, değişik ve güzel motivasyon araçları var. Bu bizim sırrımız olsun. İçimizde kalsın. Bizi hedefe ulaştıran bu motivasyon araçları. Hakikaten oldukca mühim unsurlar. İyi çalışıyoruz. Erol Hoca da bunu kesinlikle hak ediyor.

34 yaşlarında tecrübeli fakat kuvvetli ve formda bir futbolcusun. Önündeki kariyer planını nasıl yapıyorsun?

Kariyerimin nasıl ilerleyeceği mevzusunda söyleyeceğim tek şey, “Bakalım nasıl olacak?..” Bundan dolayı hakikaten değişik ülkelerde değişik tecrübeler edindim. Acaba sırada beni ne bekliyor diye ben de düşünüyorum. Düşünürken “Şu olsun, bu olsun” demiyorum, emin olun bana. Benim yaptığım tek şey sahada yüzde 100’ümle çalışmak, elimden gelenin en iyisini yapmak ve Tanrı’ın bana takdir etmiş olduğu şeyi sürem sonunda almak. Benim yapabileceğim şey bu. Tabiî 34 yaş dediniz. Yaş benim için yalnız bir sayıdan ibaret.

Kendimi 20 yaşlarında hissediyorum

Kuvvetli ve formunda derken aslına bakarsak yaşın mühim olmadığını vurgulamak istemiştim.

Söylediğim benzer biçimde, yaş benim için yalnız bir sayıdan ibaret. Ben hâlâ kendimi 20 benzer biçimde hissediyorum. 20’li yaşlardayım hâlâ. Fazlaca çalıştığım için kim bilir bu kadar iyi hissediyorum. Antrenmanlarda olsun, maçlarda olsun elimden gelenin en iyisini hayata geçirmeye çalışıyorum. Hocanın ve takımın beklentilerini karşılamak için çalışıyorum.

Bu sürem bir istatistiğin oldukca konuşuluyor. Bugüne dek sekiz penaltı kullandın, yalnız ikisini gole çevirebildin. Bu durumu nasıl yorumluyorsun?

Ben ustalaşmış bir futbolcuyum, elbet bu soruya yanıt veririm. Kaçınacağım bir mevzu yok. Aslına bakarsak sanırım penaltı mevzusunda Türkiye’de talihli değilim. Penaltıyı kaçırmak için değil, elbet gol atmak için kullanıyorum. Fakat Türkiye’de oldukca başarı göstermiş değilim. Ne oluyor, ne olmuyor asla anlamış da değilim… Bundan dolayı daha ilkin oldukca gol attım penaltıdan. Devamlı bu şanssızlığı kırma adına deniyorum aslına bakarsak. Ekip dostlarım da dikkat ederseniz topun başına geçtiğimde tepki göstermez, topu benden almaya çalışmazlar. Bu şanssızlığı kırma adına bana destek oluyorlar. Penaltıyı kaçırdıktan sonrasında kendime kızıyorum aslına bakarsak. Arkamda maçı kazanma adına savaşım eden 10 şahıs daha var. Onlar sahada hakikaten fazladan işler yapıyor, fazladan çalışıyorlar. Penaltıyı kaçırınca kendime kızıyorum. Hatta bizim futbolcu grubumuz var. Orada “Cisse sen ne kadar zor ve güzel goller atıyorsun. Atmaya devam et. Bırak penaltıyı öteki dostlar kullansın” diye latife yapıyoruz.

VAR devletimizde oldukca tartışılıyor. Senin VAR’la ilgili görüşlerin neler?

Normal olarak hızla gelişen teknolojinin gelişmesiyle beraber futbol da bundan payını aldı. VAR’la alâkalı değişik görüşler var. Bir ekip insanoğlu geleneksel futbolu destekliyor. Bir kesim ise hızla gelişen teknolojinin futbolun içinde olması icap ettiğini, adaletin hakikaten sağlanması icap ettiğini düşünüyor. Sahanın içinde oldukca değişik duyguları aniden yaşayabiliyoruz. Aslına bakarsak ikimiz de yaşıyoruz o duygu değişimlerini. Golü atıyorsunuz, 10 saniye sonrasında golün iptal olması insana mutsuzluk veriyor. Ya da tam tersi olabiliyor. Ikimiz de aslına bakarsak sahanın içinde taraftarlarla beraber o stresi ya da heyecanı yaşıyoruz. Ben geleneksel düşünen insanoğlu gibiyim. Akışın süratli olması, natürel olmasından yanayım. Devam etmek bence daha sıhhatli. Fakat söylediğim benzer biçimde, hızla gelişen teknolojinin gelişmesiyle VAR’a gerekseme duyan bir kesim de var. Onlara da saygı duymak lâzım. Fakat ben tamamen gelenekselciyim.

Burak Yılmaz’ı oldukca beğeniyorum

Ligimizde en beğendiğin golcüler kimler?

Burak Yılmaz’ı oldukca beğeniyorum. Ligin iyi bir golcüsü. Hem de Çin’de de karşılıklı oynadık. Şanghay derbisinde iki kez karşılaştık. Aslına bakarsan Türkiye’de kendisini kanıtlamış, fazladan bir şey göstermesine gerek yok. Sahada yaptıkları oldukca hoşuma gidiyor. Oyun stili oldukca iyi.

Ligimizde seni en oldukca zorlayan oyuncular kimler?

90 dakika ensenizde birinin nefesini duymak, devamlı sizi bozmaya çalışan birisiyle boğuşmak kolay değil. Arkanızda devamlı minimum 1.80, 1.90 uzunluğunda birisi var. Zorlanıyoruz tabiî ki. Türkiye’de beni zorlayan oldukca oyuncu var. Hiçbirisine karşı kolay bir savaşım vermedim. Direkt şu oyuncu diyemem. Hakikaten hepimiz oynadığı maçın hakkını verdi. 

Kariyerinde en oldukca hangi oyunculardan etkilendin?

Hatem Ben Arfa… Onun kabiliyetleri beni hakikaten etkilemişti.

Türkiye EURO 2020’de güzel işler meydana getirecek

Önümüzde Avrupa Şampiyonası var ve Türkiye de turnuvanın açılışını meydana getirecek. Devletimizde forma giyen bir golcü olarak Millî Takımımız sence bu turnuvada neler yapar?

Normal olarak bu turnuvada olmak, oraya katılma hakkını kazanmak hakikaten takdire şâyân. Orada savaşım etmiş tüm futbolcuları kutlama etmek lâzım. Bilhassa Türkiye’nin sıkıntılı bir gruptan çıkmış olması büyük başarı. Orada iyi işler çıkaracaklarına inanıyorum. Keza bizim takımımızdan da bir arkadaşımız var. Merih var bildiğiniz gibi. Fazlaca yetenekli oyuncular var. Ne olursa olsun orada güzel işler başaracak Türk Millî Ekibi…

Alanya’da nasıl bir yaşamın var? Boş zamanlarında neler yaparsın? Hobilerin ve fobilerin neler?

Alanya ufak, şirin bir kent. İhtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz. Deniz kenarında olmasından dolayı güzel mekânlar var. Güzel restoranlar, şık bölgeler var. Bizim de elbet gittiğimiz belli başlı yerlerimiz var. Toplanırız, şakalaşırız. Güzel ve keyifli geçiyor günlerimiz.

Hobilerini ve fobilerini soralım…

Ben sakin bir insanım. Hayatımı relaks yaşıyorum. Film izlemeyi oldukca severim. Senelerdir aileme uzak olduğum için ailemle konuşarak zaman geçiriyorum. İdmandan ilkin ve sonrasında fazladan çalışırım. Aslına bakarsak günün 5-6 saati kulüpte geçer. Belli başlı bir fobim de yok.

İki adam çocuğun var. Golcü bir baba olarak oğullarına ne benzer biçimde tavsiyelerde bulunuyorsun?

Tabiî dışarıdan bakınca kazancımızdan dolayı oldukca şaşaalı bir yaşam yaşadığımızı düşünüyor insanoğlu. Fakat içeride ne kadar oldukca çalıştığımızı ne kadar zor bir iş yaptığımızı öngörebilir fakat tam olarak anlayamazlar. Bundan dolayı hem mental hem fizyolojik olarak günün her anında hazır olmak hakikaten oldukca kolay bir iş değil. Vücudunuzu senelerce üst seviyede tutmak, onu antrene etmek oldukca zor. Dışarıdan oldukca güzel gözüküyor fakat bu hakikaten de zor bir iş. Ben futbol oynadığım için oğullarım da oynamak istiyor. Benim attığım gollerden sonrasında gol lukları yapıyorlar. Hatta benim asla hayatımda yapmadığım gol sevinçlerini yapıyorlar. Bir yerlerden görmüşler, bunu kendilerine entegre etmişler. Güzel oluyor. Tabiî bizim şu an tek gayemiz, olarak onların rahat etmesi ve iyi bir pozisyonda olması. Şimdi futbolcu olmak istiyorlar ve karar onların. Becerebilecekler mi, göreceğiz…

Bizim unuttuğumuz senin eklemek istediğin bir şey var mı? 

Ben şimdi buradan bir kez daha şükürler olsun demek isterim. Yüce Rabbim bana bu pozisyonu bahşetti. Sizin aracılığınızla genç oyunculara çağrım olacak. Kesinlikle oldukca çalışsınlar. Hedeflerinden bir an bile olsa vazgeçmesinler. Kendilerini devamlı motive etsinler, kuvvetli tutsunlar. Futbolcu olmak aslına bakarsak yetenekli insanoğlu için çok da fazla oldukça kolay. Yalnız oldukca çalışıp beklesinler. Gerisi yazgı. Size de oldukca teşekkür ediyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz