Ferhat Akbaş’ın hüzünlü şampiyonluk başarısı

Polonya 1. Voleybol Ligi’nde çalıştırdığı ekip Chemik Police’in yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgını sonrası şampiyon duyuru edilmesiyle mühim bir başarıya imza atan Türk alıştırmacı Ferhat Akbaş, bu başarıyı taraftarlarla paylaşamamanın hüznünü yaşıyor.

Akbaş, AA muhabirine yapmış olduğu açıklamada, tüm dünyayı tesiri altına alan Kovid-19 salgını sebebiyle alınan karar sonrası bu şekilde bir durum yaşadıklarını belirterek, “Doğal ki son sayıyı kutlamak isterdik. Tüm taraftarlarımızla, oyuncularımızla bunu yapamadık fakat gene de şampiyon olmak oldukca güzel.” dedi.

Bu şekilde bir şampiyonluğun kendilerine değişik bir edinim yaşattığına dikkati çeken Akbaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bir ihtimal seneler sonrasında hiçbir vakit unutmayacağımız şampiyonluk olacak. Bir ihtimal son sayıyı hatırlamayacağımız fakat bu değişik şampiyonluğu unutmayacağız. Tüm sürem iyi oynamanın karşılığını bu şekilde aldık. Meydana getirecek bir şey yok. Düzgüsel sezonu birinci bitirdik. İkinciyle aramızda bir puan fark vardı. Onlara karşı kazandık. Bir puan şunu gösterdi; her sayının her maçının aşırı önemi var. Sürem başından sürem sonuna kadar sıkı oynama sonucu böyle bir durum kazandık. Uzun seneler unutmayacağımız şampiyonluk oldu.”

Sezona Süper Kupayı alarak başladıklarını hatırlatan Akbaş, “Maç oyuncularla yeni tanıştığımız için gergindi fakat oldukca güzel oldu. Polonya Kupası’nı kazandık. Halkın önemsediği kupayı kazandığımız için mutluyuz. Polonya şampiyonluğu da geldi. Burukluk yaşadığımız tek mevzu; CEV Kupası’nda yarı finale kalmıştık. Onu da kazanmayı hedefliyorduk, iddialıydık. Bu kupa oynanmayacak benzer biçimde gözüküyor. Oynansa bile bizim katılmamız oldukca zor.” diye konuştu.

Kulüp yöneticileriyle de bu mevzuda yazışma halinde olduklarını özetleyen Akbaş, “Polonya liginde şampiyonluğumuz diye deklare edildi. CEV Kupası’nda karar umut ediliyor. Biz son maçı 8 Mart’ta oynadık. Bir ayı geçti, antrenman yapamadık. Polonya’da iki kişinin bir araya gelmesi yasak. İstesek de antrenman yapamıyoruz. CEV karar verse dahi bizim kupayı oynayacak durumumuz yok. İyi bir tarih söylenirse, hepimiz katılırsa ve sıhhatli ortam olursa; ikimiz de elimizden geleni yaparız. Bizim şu anki öngörümüz bu kupanın oynanmayacağı yönünde.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Salgın öncesindeki seyircili son maçlarının Polonya Kupası’nda bulunduğunu hatırlatan Akbaş, “8 Mart’ta kupayla bu süreci mutlu şekilde kapattık. Türkiye ve İtalya ligleriyle kıyasladığımda benim açımdan tek talihli kulüp biz olduk. Taraftarlarla iki kupa kaldırdık.” ifadelerini kullandı.

Polonya’daki ortam

Kovid-19 salgını sonrasında Polonya’daki ortamla ilgili de data veren Akbaş, şunları söylemiş oldu:

“Oyuncularla devamlı yazışma halindeyiz. Polonya, Avrupa’nın öteki ülkelerine kıyasla oldukca daha iyi durumda. Toplam hasta sayısı 6 bin civarında, ölüm sayısı oldukca azca. Salgın adım atar başlamaz Polonya ciddi önlemler aldı ve sınırları kapattı. Okullar kapanmış oldu, tüm aktiviteler sonlandı. Halk bunlara oldukca iyi uydu. Başından beri işi sıkı tutmanın kazancını yaşadılar. Şu an Polonya’da ciddi sorun yaşanmıyor. Yalnız etrafındaki ülkelerin bu sıkıntıyı çözmesini bekliyorlar.”

Türkiye’ye dönüş macerası

Polonya’dan Türkiye’ye dönüşünün de maceralı geçtiğini aktaran Akbaş, “Hakkaten dönüş enteresan oldu. Ben Türkiye’nin hava sahasını kapatmadan önceki gün geldim. Son uçakla geldim. Moskova üstünden gelebildik. Bulunduğum yer Berlin’e yakındı. Berlin’e geçtim, oradan Moskova ve sonrasında İstanbul’a gelebildim. Arjantin’den Moskova üstünden gelen insanoğlu vardı. Sıhhat kontrolünden geçirildik. 14 gün ev karantinasında kaldık. İlginç deneyim oldu. Havaalanlarını öyleki görmek içimi burktu. Güvensiz ortam, insanoğlu gerilmiş, korkuyorlardı. Ümit ederim tüm dünya olarak bu hastalıktan kurtuluruz.” diye konuştu.

Salgın sebebiyle günleri evde geçirdiklerine dikkati çeken Akbaş, “Hayatım süresince yaşadığım en uzun dinlence. Dinlence de denmez fakat boş vakit. Sıkıntılı bir süreç. Önümüzdeki sezonun takımın oluşturmak için güzel fırsat oldu. Oldukça fazla video seyretme fırsatım oldu. Ekibi ne kadar kuvvetli yaparsak o denli iyi olacak. Önümüzdeki yılı planlamak için evindeki günlerimi verimli geçirdim.” ifadelerini kullandı.

Gelecek sürem da Chemik Police ile devam edecek Akbaş, yöneticilerden gelen teklifi kabul ettiğini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Gelecek sürem Şampiyonlar Ligi oynayacağız. Bana bakılırsa önümüzdeki sürem bir tek bizim takımımız için değil, tüm spor dallarındaki kulüpler için var olma mücadelesi olacak. Kulüpleri yaşatma, ligleri sürdürme, maçları oynatma seviyesinde bir çaba olacak. Bizim durumumuz iyi. Kulübün bu sıhhatli durumunu aynı şekilde devam ettirmek için çalışmalara devam ediyoruz.”

“Bu krizde Türkiye’de minimum etkilenen spor branşı voleybol olacaktır”

Salgının Türk voleybolunu nasıl etkileyeceği yönündeki suali yanıtlayan Akbaş, “Türk voleybolu oldukca oturmuş sistemi bir sisteme haiz. Hem ulusal takımlar hem kulüpler bazında… Türkiye liginin de bazı avantajları oldu, düzgüsel sezonu bitirebildi.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Federasyonun tatminkar kararlar alacağına inandığını özetleyen Akbaş, “Önümüzdeki sezonla ilgili sponsorları katkıları ne kadar devam edebilir, hep birlikte göreceğiz. Ülkelerin durumu da mühim. Avrupa seyahati yapılabilecek mi, maçlar oynanabilecek mi? Türk voleybolu kuvvetli bir yapıya haiz. Bu krizde Türkiye’de minimum etkilenen spor branşı voleybol olacaktır.” ifadelerini kullandı.

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın ertelenmesine de değinen Akbaş, “Olimpiyatların ertelenmesi sıhhatli karar. Şu anda olimpiyatları yapmak bir nevi ’Don Kişot’luk benzer biçimde. Japonya’ya gezi edilebilecek mi, insanoğlu maç izleyebilecek mi? Olimpiyat elemesi dahi oynanmadı.” görüşlerini paylaştı.

Ertelemenin oyunlarda savaşım edecek Hanım Ulusal Voleybol Ekibi için pozitif yönde olacağına dikkati çeken Akbaş, “Bizim için bir fırsat olacak. Ulusal takımımız genç bir ekibe haiz. ABD, Brezilya benzer biçimde ülkeler jenerasyonun son yılını oynuyorlardı. Olimpiyattan sonrasında birçoğu bırakacaktı, o denli genç değiller. Bu kriz olimpiyatta ulusal ekip açısından avantaja dönüşebilir.” diyerek sözlerini tamamladı.