Serena Williams gözyaşları içinde tenise veda etti!

Ağustos’un ilk haftasında Vogue için yazdığı makalede ABD Açık’ta son kez kortlara çıkacağını ve turnuva sonunda tenis kariyerini noktalayacağını açıklayan Serena Williams için veda gecesi yaşandı.

Kariyerinin son turnuvası olan ABD Açık’ın ilk turunda Danka Kovinic’i 6-3’lük iki setle 2-0 geçen, ikinci turda dünya 2 numarası Anett Kontaveit’i 7-6, 2-6 ve 6-2’lik setler sonucu 2-1 yenen Serena Williams için veda üçüncü turda yaşandı. 40 yaşındaki Amerikalı raket, üçüncü tur maçında Avustralyalı rakibi Ajla Tomljanovic’e 7-5, 6-7, 6-1’lik setler sonucu 2-1 yenilerek turnuvadan elenip tenis kariyerine nokta koymuş oldu.

30 BİN SEYİRCİ TAKİP ETTİ

Dünyanın en büyük tenis stadumu olan Arthur Ashe’de oynanan Serena Williams’ın müsabakasını, ilk iki turda olduğu benzer biçimde ortalama 30 bin şahıs canlı takip etti. Kariyerinin 1014. ve son maçına çıkan Serena Williams, maç esnasında ve sonunda yoğun destek aldı.

MAÇ SONUNDA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

1999 senesinde ilk grand slamini kazanılmış olduğu ABD Açık’ta tenis kariyerini noktalayan Serena Williams, mücadelenin arkasından verdiği kort için röportajda gözyaşlarını tutamadı.

Serena Williams veda konuşmasında; “Bugün burada ve senelerdir yanımda olan her insana teşekkür ederim. Her şey anne ve babamla başladı. Onlara minnettarım. Baba, biliyorum ki şu anda beni izliyorsun. Teşekkürler. Sanırım bunlar mutluluk gözyaşları, şu demek oluyor ki ümit ederim öyledir. Venus olmasaydı Serena olmazdı. Bugün burada olmamın tek ve en mühim sebebi Venus Williams’tır. Teşekkürler Venuz. Hepinize teşekkürler. Hayatımda yaşadığım en güzel süreçti.” sözlerini kullandı.

“ÇOCUKKEN ONU İZLEDİĞİMİ HATIRLIYORUM”

Serena Williams’ı turnuva dışına iten Ajla Tomljanovic ise maç sonrası; “Serena’nın bu Spor için yaptıkları inanılmaz. Daha ilkin asla karşılaşmamıştık, bırakacağını öğrendiğimde onunla oynayamamış olmaktan dolayı üzülmüştüm fakat bu maçla bu ayrıcalığa eriştim. Ufak bir çocukken onun finaller oynayıp kazanmasını izlediğimi hatırlıyorum. Bence çocuklar için hayal kurmanın vücut bulmuş hali Serena. Tüm kalbimle ona teşekkür ederim.” diye konuştu.

BAŞARILARLA DOLU KARİYER! EN BÜYÜK REKORU KIRAMADI…

40 yaşlarında, evli ve bir çocuk anası olarak tenisi bırakan Serena Williams, 1995 senesinde başladığı ustalaşmış tenis kariyerinde fazlaca ve büyük başarılara imza attı. Toplam 23 grand slam zaferi bulunan Williams, 4 olimpiyat altın madalyası(1 kez tekler, 3 kez çiftler) ve 73 tekler şampiyonluğu kazanmıştır.

Katılmış olduğu 39 grand slamin 23’ünü kazanan Serena Williams, Margaret Court’un 24 slamlik rekorunu kırmayı fazlaca kez denedi sadece bir türlü başaramadı.

TENİS KARİYERİ DAHA DOĞMADAN BAŞLAYAN SERENA WILLIAMS’IN HİKAYESİ

14 yaşlarında ilk maçına çıkan, 18’ine bastığında Avustralya Açık’ta ilk Grand Slam turnuvasına katılan, 19 yaşlarında da dünya sıralamasında ilk 10’a girmeyi başaran Williams, 23 Grand Slam şampiyonluğu ve çift hanımlarda üç, tek hanımlarda bir olimpiyat altın madalyası bulunan eşi benzeri görülmemiş bir raketti.

Williams’ın 1999’da ABD Açık’ta başladığı şampiyonluk yolculuğu basit benzer biçimde görülse de altında yatan anlam fazlaca büyüktü.

Serena Williams, 1958’de Althea Gibson’dan bu yana bir Grand Slam şampiyonluğu elde eden ilk siyahi hanım olmuş ve 1975’te Arthur Ashe’den sonrasında Grand Slam tekler şampiyonluğu kazanan ilk siyahi raket olarak tarihe geçmişti.

KORTLARIN SAVAŞÇI KRALİÇESİ

Bu ve bundan sonraki başarılarıyla sporun sınırlarının fazlaca ötesinde bir ikona dönüşen Williams, kariyeri süresince cinsiyet ve ırk eşitliğini her platformda savundu.

“Kortların savaşçı kraliçesi” olarak nam salan Williams, kariyeri süresince politik bir figür olmaktan kaçınsa da, günümüz sporcularına rekabeti ve toplumsal duyarlılığı dengeli bir halde ele almanın yollarını gösterdi. Makbul olan güzellik ve gövde tanımını yerle bir eden Williams, bununla beraber “siyahi süper hanım” imgesini ön plâna çıkaran sembollerden biriydi.

Karşınızda, milyonlarca sporcuya esin kaynağı olan Serena Williams’ın olağan dışı kariyer öyküsü…

WILLIAMS KARDEŞLER DOĞMADAN KARİYERLERİ ÇİZİLDİ

Serena Williams’ın hikayesi bir masalı çağrıştırıyor. Gerçek olmayacak kadar fantastik ve bir o denli da zorluklarla dolu bu hikâyede, Williams’ın babası Richard’ın büyük oranı var.

Richard Williams, 1977 senesinde talih eseri izlediği bir tenis turnuvası finalinde Virginia Ruzici’nin 40 bin dolarlık şampiyonluk ödülünü aldığını gördüğünde şaşkınlığını gizleyememişti.

Yılda 52 bin dolar kazanan Richard, dört günlük turnuvada alınan 40 bin dolarlık ödülü görünce koşa koşa eve gitmiş ve eşine iki çocuk yapmaları ve evlatları tenisçi olarak yetiştirmeleri icap ettiğini söylemişti.

İlk başta abartı benzer biçimde görünen bu hikâye oldukça gerçek ve 2021 yapımı Kral Richard: Yükselen Şampiyonlar filmimizde de karşımıza çıkıyor. 

Hakkaten de Richard Williams, Venus ve Serena daha doğmadan ilkin kızlarının kariyerlerini satır satır planlamış bir baba. 

6 YAŞINDA TURNUVALARLA TANIŞTILAR

Richard, çabasıyla yoksul mahalleden iki dünya yıldızı tenisçi çıkartmayı başardı. Kızlarının dünya 1 numarası olacağını ilk duyuru ettiğinde Venus 10 ve Serena ise 9 yaşındaydı.

Richard, kızları doğmadan ilkin hazırladığı 78 sayfalık plânını gün gün hayata geçiriyordu. Williams kardeşlere dört yaşlarındayken halka açık tenis kortlarında ders vermeye süregelen Richard, 1995 senesinde Venus ve Serena’yı Shreveport Tenis Turnuvası’na sokmuştu.

Sportif rekabetle ve ırk ayrımcılığıyla erken yaşta tanışan iki kardeşin eğitimleri maddi yetersizliklerden ve ayrımcılıktan dolayı bir fazlaca zor geçmişti. Onlar “varlıklı beyazların” sporuna göz dikmiş, yoksul Afro-Amerikalı iki kardeşti ve şartlar bu şekilde çocuklar için {hiç de} eşit değildi.

Williams kardeşler, ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da fizikleri ve teknikleriyle rakiplerini kolayca yenik ediyor, büyük turnuvaların kapılarını çalmaya başlıyordu.

KADIN TENİSİNİN TARİHİNİ BAŞTAN SONA DEĞİŞTİRDİ

Williams kardeşlerin hırçınlığıyla ve oyun stilleriyle kimse başa çıkamadı. Venus ustalaşmış kortlara daha ilkin çıkmış olmasına karşın babalarının yapmış olduğu değerlendirmeye nazaran, tenis tarihini baştan sonrasında değiştiren şahıs Serena olacaktı.

Serena’yı ablasından ayıran meydan okuma kabiliyeti ve fizyolojik üstünlüğü sebebiyle daha korta çıkmadan rakipleri üstünde ruhsal olarak üstünlük kurmasıydı.

Serena Williams, geleneksel oyunu tersine çevirmiş ve tenis dünyasının statükosuna meydan okumuştu. Asırlardır süregelen servis atışı onunla değişmiş, bir boksörün sert yumruğunu çağrıştıran kuvvetli servisleri rakiplerini neye uğradığını şaşırtmıştı.

Sporun kurallarını yalnızca en seçkin sporcular değiştirebiliyor. NBA yıldızı Stephen Curry’nin üçlük çizgisinin gerisinden kullandığı dış şutlar nasıl çağıl basketbolu değiştirdiyse yada dünyaca meşhur golfçü Tiger Woods vuruş tekniğiyle nasıl fark yarattıysa, Williams’ın da tenis üstünde bu şekilde bir tesiri bulunuyordu.

‘AİLEM TARAFINDAN ÇOK ZORLANDIM’

Babalarının iddiası ve beklentileri ışığında çalışan Williams kardeşler, şampiyon olmak için durup dinlenmeden savaşım ettiler. Serena Williams, Vogue dergisine yazdığı makalede bu mevzuya da değinmeden geçmedi.

Williams, “Akrabalarım tarafınca fazlaca zorlandım” diyen Williams, “Günümüzde pek fazlaca ebeveyn, ‘Bırakın çocuklarınız ne istiyorsa onu yapsın!’ diyor. Beni olduğum yere getiren perspektif bu değildi. Çocukken asla isyan etmedim. Oldukca çalıştım ve kurallara uydum” ifadesi ile başarının ardındaki disiplin ve baskı faktörünün altını çizdi. 

Williams kardeşler bu mevzuda oldukça benzersiz örneklerdi. Kardeşleri çalıştıran alıştırmacı Rick Macci, “Bu stratejiyi takip etmeye çalışan binlerce ailenin planı hüsranla sonuçlandı; rekabet karşısında dayanamayan gençler yok olup gitti. Richard’ın yazdığı senaryo bir tek iki kız kardeş için işe yaradı” ifadelerini kullandı.

Williams kardeşleri öteki çocuklardan ayıran en temel özelliğin, inanılmaz derecede rekabetçi olmalarında yattığını söyleyen Macci şöyleki devam ediyordu:

“Öyleki bir noktadaydılar ki, genç tenisçilerle oynamalarına gerek kalmamıştı. Onların yaşındaki evlatların maçlara çıktıklarında kazanmayı öğrenmek için ilkin rekabet etmeyi öğrenmeleri gerekiyordu. Fakat Williams kardeşler bunu aslına bakarsanız doğuştan biliyorlardı.”

VAHŞİ REKABET DÜRTÜSÜ İLE RAKİPLERİNİ SİNDİRDİ

18 yaşlarında 1999 ABD Açık finalinde karşı karşıya geldiği Slovak asıllı İsviçreli Grand Slam şampiyonu Martina Hingis’i 6-3, 7-6 yendikten sonrasında tenisin eskisi benzer biçimde oynanmayacağını her insana duyuru etmiş oldu Serena Williams.

Daha o yaşlarında enerjisini direkt yansıtan öldürücü servisleri ile rakiplerini ürkütüyordu. Bayanlar tenisinde o güne kadar bu kadar sert servis kullanan başka bir sporcu yoktu. Kusursuz bir tekniği olan Williams, açık duruşu ve ani koşularıyla rakiplerini adeta afallatmıştı.

Korta çıktığında maçı kazanacağını rakibine hissettiren Williams, baskıyı artırıyor, tüm gücüyle topa vuruyor ve kükremeye benzeyen bağırışlarla karşısına çıkanı titretiyordu.

Williams, mental olarak hazır olmadığı süreci gücüyle maskelemişti. Seneler geçtikçe mental olarak eksikliklerini giderdi ve ortaya sarsılmaz bir şampiyon çıktı.

‘O TURNUVAYA BİR DAHA KATILMAM’

Tenis doğası gereği seçkinlerin oynadığı ve saygının esas olduğu bir oyun olarak görülüyordu. Fakat, Serena Williams şampiyonlukla tanışır tanışmaz tenisin başka bir yüzüyle karşı karşıya geldi.

2001 senesinde Kaliforniya’daki Indian Wells turnuvasında ablası Venus Williams, kardeşi Serena ile oynayacağı maçtan çekildiğini açıklayınca tenis severler tarafınca vahşice yuhalandı. İki gün sonrasında final maçı için korta çıkan Serena, bu kez de babasının ağır hakaretlere ve ırkçı söylemlere maruz kaldığını görmüş oldu.

Williams bu saldırılardan sonrasında tekrar Indian Wells turnuvasına katılmayacağını ve uzun bir süre Kaliforniya’ya ayak basmayacağını duyurdu.

SİYAHLARA BÜRÜNDÜ TURNUVA KARIŞTI!

Saha içinde oyunuyla, saha haricinde da yapmış olduğu açıklamalarla kendisinden sıkça bahsettiren Williams, korta çıkarken giysileriyle de fazlaca tartışıldı.

Viktorya döneminden beri kodlanmış olan beyazlar içindeki “narin” tenisçi figürü onunla değişmişti. Afrika örgülü yada sarıya boyanmış saçlarıyla, sahada giydirilmiş olduğu rengarenk giysileriyle dikkatleri üstüne çekiyordu. Karın kaslarını, kuvvetli omuzlarını ve iddialı hatlarını gösteren giysiler giymeyi seviyor, bot biçiminde tenis ayakkabılarıyla bir tenisçiden fazlaca moda ikonunu çağrıştırıyordu.

2018 senesinde Paris’te düzenlenen Fransa Açık’ta, ırk ayrımcılığına protesto etmek amacıyla siyah bir giysiyle maça çıkmıştı. Geleneksel polo yakalı açık renk kıyafetlerin egemen olduğu tenis kortundaki siyah giysiler, Roland Garros yöneticilerini paniğe sürüklemişti.

Kristya Pliskova’yı yendiği maçta giydirilmiş olduğu siyah giysisiyle ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Williams, “Bu giyim zihinsel ve fizyolojik olarak bedenleriyle geri gelen, kendilerine itimatı olan ve kendilerine inanan tüm bayanları temsil ediyor. Kendimi savaşçı bir prenses benzer biçimde hissediyorum” demişti.

Fransa Tenis Federasyonu Başkanı Bernard Giudicelli ise tenis kortuna egemen olan “savaşçı prenses” imajından rahatsız olarak kameraların karşısına geçmişti. Giudicelli, “Artık bu kabul edilmeyecek. Bu tip giysilere hoşgörü gösterilmeyecek. Mekâna ve oyuna saygı gösterilmeli” diye konuşmuştu.

HAMİLE İKEN GRAND SLAM KAZANDI

Williams’ın en büyük özelliği daima kendi koyduğu kurallara nazaran hareket etmesiydi. Hususi ve benzersiz kabiliyetinin yanı sıra geleneksel sporun haricinde kalan “aykırı” tavırları onu sevilen bir figür haline getirdi.

Şüphesiz, 21 yıldan bu yana göstermiş olduğu üst düzey performansın bigün sonunun geleceği her insanın malumuydu. Fakat, Williams bugüne dek performansını korumayı bildi.

Toplumsal medya şirketi Reddit’in kurucularından Alexis Ohanian ile 2017’de evlenen Williams’ın, kızı Alexis Olympia Ohanian Jr.’a hamileyken 2017 Avustralya Açık’ı kazanması büyük alkış almıştı. Yetmemiş bunun üstüne dört büyük şampiyonluk finali daha oynamıştı.

Fakat Williams, kızının doğumuyla beraber kortlardan yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı. Son iki yılda azca sayıda müsabakada kendisini gösterdi. Son 13 ayda ise bir tek iki tekler maçı oynadı.

Kısacası Williams, tüm reklam gelirlerini ve yüz binlerce dolarlık ödülleri elinin tersiyle iterek tenisin haricinde bir kariyer hedeflediğini deklare etti. Devamlı olduğu benzer biçimde emeklilik kararının şartlarını gene o belirlemişti. Öyleki ki, 40 yaşındaki tenisçinin bu sonucu hususi bir maçın sonunda spor kanalları vasıtasıyla değil de, bir moda dergisinin kapağından duyurmayı seçmesi bile onun emsalsiz benliğinin göstergesiydi.  

1999’da Amerikan Açık’ta başladığı şampiyonluk kariyerini, 2022’de gene aynı turnuvada sonlandıracağını açıklayarak, tüm sporseverleri müthiş bir jübileye çağrı etti Williams. Kendisinin de veda yazısında belirttiği benzer biçimde fazlaca yakında tüm dünyanın onun kortlardaki yokluğuna alışması gerekecek.

SERENA WILLIAMS’IN İSMİ KULAKTAN KULAĞA DOLAŞACAK

Williams, ABD Açık’ta son kez kortlara çıkarak yaşamının bir periyodunu kapatacak. Fakat bu açıklamaya karşın tüm yorumcular onun son ana kadar savaşacağından güvenli. Yaşamının son Grand Slam’inde de olsa kolay kolay pes etmeyecek. 

1990’lar, 2000’ler, 2010’lar ve 2020’lerde tekler şampiyonluğu kazanan tek oyuncu olarak fazlaca ender bir başarıya imza atan Williams, benzeri olmayan bir kariyerini başka bir yöne çevirecek.

(Özgürlük)