Yargıtay, futbolda şike davasında beraat kararlarını onadı!

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Fenerbahçe eski Başkanı Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Selim Kımıl hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ayrı ayrı verdiği beraat kararını inceledi. Trabzonspor Kulübü Derneği, Trabzonspor Sportif Yatırımlar ve Futbol İşl. Tic. A.Ş., Trabzonspor Ticari Ürün ve Tur. İşl. Tic. A.Ş. ve Trabzonspor Futbol İşl. Tic. A.Ş’nin temyiz başvurusunu değerlendiren Daire, fiziki takip esnasında elde edilmiş delillerin alındığı tarihler itibariyle kabahat yönünden kanıt olarak kullanılması mümkünse de katalog suçlar içinde yer verilmemiş şike ve teşvik primi suçlarının ispatında kullanılmasa yasal olanak bulunmadığını belirtti. 

Bu yüzden kontakt tespitlerinin ve fiziki takiplerin hukuka aykırı kanıt durumunda bulunduğunu kaydeden Daire, hükümlüler Aziz Yıldırım, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve İhsan Yüksel Ekşioğlu’nun üstlerine atılı ‘Şike’ ve ‘Teşvik’ suçlarından beraatlerine ilişkin mahalli mahkeme sonucunda bir isabetsizlik görülmediğini altını çizdi.

Yargıtay, bu gerekçeyle verilen beraat hükümlerinin usul ve kanuna uygun olduğuna kanaat getirerek temyiz itirazlarını reddiyle sonucu onamış oldu.

Ek olarak Yargıtay 5. Ceza Dairesi, sanıklar Alaeddin Yıldırım, Ali Kıratlı, Bülent İbrahim İşçen, Bülent Uygun, Cemil Turhan, Erdem Konyar, Gökçek Vederson, Hakan Karahmet, İbrahim Akın, İlhan Çelikay, İskender Alın, Korcan Çelikay, Mecnun Otyakmaz, Mehmet Şekip Mosturoğlu, Mehmet Yıldız, Ömer Ideal, Sami Dinç, Tamer Yelkovan, Umut Karan ve Yusuf Turanlı’nın da aralarında bulunmuş olduğu 20 sanık yönünden mahalli mahkemenin verdiği sonucu da inceledi.

Trabzonspor Kulübü Derneği, Trabzonspor Sportif Yatırımlar ve Futbol İşl. Tic. A.Ş., Trabzonspor Ticari Ürün ve Tur. İşl. Tic. A.Ş. ve Trabzonspor Futbol İşl. Tic. A.Ş’nin temyiz başvurusunu değerlendiren Daire, iletişimin tespiti ve fiziki takip tutanaklarına istinaden alınan ikrarın da kanunda gösterilen hukuka uygun yöntemlerle tespit edilmediğinden suçun sübutunda kanıt olarak değerlendirilemeyeceğini nazara aldı.

Daire sonucunda, “Hukuka aykırı nitelikteki bu deliller dışlanarak mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle sanıkların atılı ‘Şike’ ve ‘Teşvik primi’ suçlarından beraatlerine ilişkin mahalli mahkeme sonucunda bir isabetsizlik görülmemiştir” ifadelerini kullandı.

Yargıtay, bu gerekçeyle verilen beraat hükümlerinin usul ve kanuna uygun olduğuna kanaat getirerek temyiz itirazlarını reddiyle 19 sanık hakkında verilen beraat kararını onamış oldu.

1 SANIK HAKKINDAKİ DAVA ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞÜRÜLDÜ

Daire ek olarak sanık Hakan Karaahmet hakkında ise Giresun FM adlı iş yeri Mustafa Cici’ye yönelik ‘İş yeri dokunulmazlığının ihlali’ suçundan verilen mahkumiyet kararını da inceledi. Söz mevzusu suçun ön görülen ceza miktarının 8 senelik asli, 12 senelik ilaveli dava zamanaşımı sürelerine doğal olarak bulunduğunu dikkate alan Daire, kabahat tarihinin 25 Haziran 2009 bulunduğunu belirtti. Söz mevzusu kabahat üstünden zamanaşımı süresinin gerçekleştiğini belirten Daire, verilen kararın bozulmasına ve zamanaşımı sebebiyle davanın düşürülmesine oy birliğiyle karar verdi.

Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA)

Fenerbahçe’den izahat

Fenerbahçe Kulübü, Aziz Yıldırım ve eski yöneticilerin beraat kararının onanmasının peşinden bir bildiri yayımladı.

Eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticilerin, ‘Futbolda Sözde Şike Kumpası’ davasında beraat kararının Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafınca onanmasının peşinden Fenerbahçe Kulübü resmi web sitesinden de bir izahat yapılmış oldu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

‘Biz Fenerbahçeyiz” diyenlerin bir araya gelmiş olduğu; şanlı tarihimize sürülmek istenen lekenin gözyaşlarıyla, alın teriyle, sevdasıyla yıkandığı şanlı direnişimiz, BUGÜN BİR ZAFER OLDU!

Haksızca hukuksuzca milyonların canını yakanlar, Fenerbahçe şike yapmış oldu diyenler bugün tekrar hatırlanmamak suretiyle tarihe gömüldüler! 

AMA BİZ 

Hep hatırlayacağız;

Haksızlığı,

Onursuzluğu;

Yüreksizliği,

Kulübümüze ve camiamıza reva görülen muameleleri

Alın terine ve ülkesine ihanet edenleri!

Asla unutmayacağız, unutturmayacağız;

Büyük Fenerbahçe’nin, büyük Fenerbahçe taraftarının soyluluğundan doğan ve vicdanları ‘tertemiz alın teri’ ile dolduran kuvvetini!

Ve bugün;

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Organize Suçlarla Savaşım Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin yapmış olduğu hedefi ve maksadı belli olan teknik ve fiziki takip araştırma neticesinde devrin FETÖ polisi, savcısı, hakimi, medyası tarafınca dört bir koldan 3 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan, 

27 Mart 2017 tarihinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Beraat kararlarının onaylanması ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın onanması” yönünde bildiri yaparak dosyayı davanın görüşüldüğü Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne göndermesiyle devam eden ve 

BUGÜN YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ, TEMYİZ İNCELEMESİNİN sona ermesiyle VİCDANLARDA TERTEMİZ olan CAMİAMIZ, HUKUK önünde de artık TERTEMİZ!

Yazılanların, çizilenlerin ve suçlamalara inananların aksine 3 Temmuz’dan bugüne Başkanına, Yönetimine, sahadaki alın terine sahiplenen ve inanan camiamız, 10 yılı aşkın süredir devam eden ‘ONUR VE HUKUK’ mücadelesini kazanmıştır.

Başkan ve yöneticilerimizi demir parmaklıklar arkasına esir etmeye çalışsalar da, ekonomik çöküşümüzün fitilini yakmaya çalışmış olsalar da; bir asrı aşan gücün, şanın, mücadelenin adıdır, Fenerbahçe!

Dününde enerjisini taraftarından almış olduğu şeklinde yarınlarına da taraftarının coşkusuyla yürüyen Sivil Cemiyet Kuruluşu’dur, Fenerbahçe!

Fenerbahçe, direndi!

FETÖ tarafınca kurgulanan, en minik ayrıntısına kadar milyonları ele geçirmenin hesabının yapıldığı bu kirli düzenin başkaldıranıydı, Fenerbahçe!

Vatan’da, Metris’te, Çağlayan’da, Silivri’de; Anıtkabir’de, Cadde’de, Köprü’de, Tribün’de… polis ablukasında, gencinden yaşlısına hanımından çocuğuna yenen biber gazında, karanlık gecenin sessizliği Fenerbahçelilerin gözyaşları ve Fenerbahçelilik sevdasıyla bozuldu.

Evlerinden alınan yöneticilerimiz, operasyoncular tarafınca didik didik aranan kulübümüz ve buna ses çıkarmayacağını düşündükleri milyonlarımız vardı.

Fakat o ses yeri geldi ‘cezalı maç’ diye hanım ve evlatların mabedimizi dolduruşu oldu; yeri geldi Metris’i konut tutanların ‘bu Fenerbahçe’nin onur mücadelesidir’ deme şekli.

UEFA’nın Futbol Takımımız için verdiği Avrupa kupalarından ‘men’ sonucu karşısında da bir oldu Fenerbahçeliler; Hususi Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıyla beraber verilen hükümlerin, artık yalnızca esastan değil, şeklen de gayrimeşru oluşu karşısında da haklı mücadelesine devam etti.

Her bir paydaşımızla 10 yılı aşkın süredir verdiğimiz bu mücadelede öyleki şeyler yaşadı ki kulübümüz, taraftarımız, camiamız fakat o büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmediği şeklinde en mühim değerlerimizden olan derneklerimizin çalışmalarıyla da enerjisini perçinledi.

Vicdanlarının emirlerine muhalif, millî namuslarına aykırı hareket edenler şunu kabul etmeli ve şuna inanmalıdır ki;

Fenerbahçe,

Fenerbahçeliler,

Ve Fenerbahçelilik,

Televizyonda ahkam kesenlerden(!), rüzgara bakılırsa hareket edenlerden (!) gazetelerde köşelerine sığınanlardan(!), devletin içine sirayet edenlerden(!)… oldukça fakat oldukça daha büyüktür ve yenilmezdir.

Milyonların yüreklerini kanatanlar için ilk gün ne dediysek bugün onu yaşıyoruz ve bu yolun sonunda parlayan mutluluk güneşi artık tüm açıklığıyla görülmektedir. Bu topluluk da o güneşe ulaşmıştır.

3 Temmuz Fenerbahçe’nin kırmızı çizgisidir; 3 Temmuz Fenerbahçe’nin duruşudur ve biz bu duruşu hiçbir süre kaybetmeyeceğiz. Bu duruşumuz tarihin sayfalarında altın harflerle yer alacaktır.

Sarı ve Lacivert’in çevresinde bir dere şeklinde coşup taşan, mücadeleyi kabul etmiş biz; bütünlüğümüzü ve bağımsızlığımızı tehdit eden hukuk dışı bazı tutkulara inancımız, irademiz ve kararlılığımızla en güzel cevabı; dün de verdik, bugün de veriyoruz, yarın da vereceğiz.

Ve biz;

 ‘Biz Fenerbahçeyiz” diyenlerdeniz…

ŞİMDİ HESAP ZAMANI…