Ankaragücü haberi…  Faruk Koca: Kesinlikle başkanlığa aday olmayacağım

MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Fatih Mert ile hiçbir problemi olmadığını belirten Faruk Koca, “Ben bir senedir kurultay isterim. Bu yönetimle bu kulübün yönetilemeyeceğini biliyordum. Çalışanından, her şeyine kadar pislik dolu. Kontrolü sizde olmayan bir kulübü yönetebilir misiniz? Kurultay istedim yapamadık. Kendi siyasal kimliğim ile de yalnız kulübe katkı sağladım fakat kulüp üstünden asla politika yapmadım, yapmam. Bu kulübe hangi siyasal parti destek olursa teşekkür ederiz. Her türlü görüşten insanlara kucak açtık burası ortak. Tüm çıplağıyla açık bunlar” dedi.

“KİLİT VURULACAK KULÜBÜ DIŞARIDAN GELEN BİR ADAM OLARAK ÖNLEDİM”

Sarı-lacivertli kulübün kapısına kilit vurulmak üzereyken yönetime geldiğini dile getiren Faruk Koca’nın açıklamaları şöyleki: 

“Ben 15 aydır yönetimdeyim iddia ediyorum kimse benim kadar Ankaragüçlü değil. Ankaragüçlü olmak nedir? Bu terimi mı kullanmak bağırıp çağırmak mı? Benim yaptığım kadar kim yapmış oldu? Soruyorum, kim yapmış oldu? 30 senedir Ankaragüçlüyüm diye nara atanlar var hepsine meydan okuyorum. Kilit vurulacak kulübü dışarıdan gelen bir adam olarak önledim. Tevazu gösteremiyorum. Ben Ankaragücü ile ilgilenmiyorum. Net bir şey söylüyorum benim dışımda Ankaragüçlü yok. Fatih Mert ile sorunum yok. Dört maç gitmedim maçlara. Malatya maçında uyardım dinlemediler. Tüm makbuzları vereceğim. Bilhassa kulübün borçları TL olarak söylenen borçlar yanlış bir sunum. 270-290 şeklinde bir borç söyleniyor peki biz 23 milyon Euro’yu biz kime ödedik? Sırf 23 milyon Euro geçirme yasağına mevzu olan futbolculara ödenen para, hala da kulübün borçları var. 23 milyon Euro borç ödüyorsunuz ve ödediğiniz borcun %22 de fazladan stopaj vergisi çıkıyor. Hem caza ödüyorsunuz hem de cezanın da vergisi çıkıyor. Biz bu tarz şeyleri ödemişiz, ortalama her ay 12-13 milyon da cari gider var. Bu tarz şeyleri da ödemişiz, bu tarz şeyleri öderken de şu anda kulübün borçları yok mu, var doğal ki. Şimdi siz o gün 295 milyon lira borç var dediğinizde Euro 6 TL bugün ise 10,5 TL. Futbolculara olan borcun tamamına yakını da Euro oldu. Bakın ben söylüyorum 39 tane dosya var, geçirme yasağına mevzu olan dosyaların kapatmasından dolayı 23 milyon Euro ceza ödedik. Ben bu futbolcuların hiçbirini tanımıyorum, bilmiyorum. 99 dakika oynayan bir futbolcuya 2 milyon ceza ödendi.”

“14 MİLYON PRİM ÖDEDİM”

“Düşen bir takıma 14 milyon lira prim ödemişim. Prim sıralaması elimde var. Bunların hepsini size vereceğim. Hatta son olarak gelen prim listesini vereyim. Kasımpaşa maçı öncesinde teknik ekibe ve futbolculara prim dağıttım. Net söylüyorum gelsin bir tane futbolcu ya da teknik ekipten bir dost bunu inkar etsin. Bir de prim alacağı diye bir şey mi olur? Prim yöneticinin, yönetimin motivasyonudur bu sorgulanır mı? Sezonda maaş alamayan futbolcular oldu sadece dirimsel ehemmiyet taşımamakta. Çağırırsınız ekip kaptanını lig başlangıcında. Biz 25 bin TL prim açıklamışız galibiyete, beraberliğe de dış beraberliğe 15 bin iç beraberlik yoktu fakat biz verdik 10 bin TL. Bizim sistemimiz bu.”

FARUK KOCA NEDEN KÜSTÜ?

“Bakın beni Konya’dan arıyorlar haberim yok. 30 bin lira prim yatmış benim haberim yok prim yattığından. Bu prim niçin 30 bin lira da 50 bin lira değil. Diyorum ki benim haberim yok fakat bu takımın primi esasen 25 bin lira, 30 bin lira yatmış. Ben dört maç için 50’şer bin lira prim açıkladım. Normalde sistemim 25 fakat 4 maç için 50 bin lira vermişim. Beyefendiler ya da onu arayanlar sürem sonuna kadar 50 bin lira prim beklentisi içinde. Açıkladığım prim 25 fakat 5 fazla yatmış 30 yatmış. Niye 50 bin değil diye futbolcular soruyor, o soruyor, bu soruyor. Bu sorulacak sual mu? Ben geçen yıl Rize maçında 10 bin Euro prim verdim ekip küme düştü. Ben prim vereceğim ekip küme düşecek bu doğru mu doğrusu? O vakit dediler bizlere 50 bin lira prim açıklayın Denizli maçında kalma sözü veriyoruz. Sözü verenler çekilme ettik de kabul edilmedi diyor. Ben 50 bin lira prim verdim hani kalma sözü verenler nerede? Hani ekip nerede? Tüm primleri yatırdım hepsini yatırdım. Ben buradayım 2 tane de yönetici var. Kulübün mali sorunlarını görüşmek için program yapıyoruz beraber Malatya maçıydı. Yönetici olarak takımın fena gidişatını sorma hakkım yok mu? İşte ben sorduğum için kavga çıktı. Hayır diyorlar ekip fena gitmiyor sana o aklı veren kim? Bu şekilde bir sual mu var? Emre diye bir çocuk üstünden akıl hocam oldu. Emre de yok burada. Benim kimlerle çalışacağımı başkasının sorma hakkı var mı, ben beraberce çalışırım. Ben futbol toplumunun içinden gelen biri değilim. Bir futbolcu ile ilgili karar vereceğin vakit bilmezsin ne yaparsın? Ben çapraz sorgulama yaptım bunlardan biri de Emre diye bir dost. Futbol toplumunun içinden gelen biri. Emre benim akıl hocam değil ben yalnız bir sual sormuş oldum.”

“BAŞARISIZ OLDUK”

“Sonucunda başarısızız. Sebebi ne olursa olsun mesuliyet yönetime aittir. Sorumluluğun yönetime ilişkin olduğu bir anlayışta, yöneticinin, teknik heyete sual sorma hakkı yok değil mi? Böyle bir durum olur mu? Bunu sorduğunuz için hedef tahtası oluyorsunuz. Denizli maçında çıktık yarın hocadan rapor ve izah isteyelim dedik. Aldık mı bunu? Alamadık sebebi neydi aman hocaya dokunulmasın.”

“BİR YIL HİÇBİR ŞEYE KARIŞMADIM”

“Ben futbol camiasına yeni giren bir adamım. Bir yıl hiçbir şeye karışmadım net söylüyorum. Müdahalem olmadı. Transferlere dahil olmadım. Bir tek Geraldo ve Badji’ye dahil oldum. Geçen seneden de Atakan. Denetim ile ilgili bir şey diyemem insanoğlu konuşur. Ben asla yargıcı demedim hep kendi oyuncumu eleştirdim.”

“OYUNCULAR ARASINDA AYRIMCILIK YAPMADIK”

“Hiçbir oyuncumuz içinde ayrımcılık yapmadık. Hiç kimseye şunu oynatın bunu oynatmayın demem. Emre Yıldız’ın getirmiş olduğu Geraldo’nun maaşının tertipli ödendiği fakat diğerlerinin sorun yarattığı söylendi eski futbolcular tarafınca. Kime para ödenmemiş burada? 100 milyon ödeme yapması ihtiyaç duyulan kulüp 75 milyon ödeme yapmış, nasıl ödenmemiş? Nasıl bu probleminin muhatabı oluyoruz biz? Sarlija’nın alacağı var. Müsaade istedi ikimiz de verdik. Alacağını alıyor şu an cezai bir işlemi yok. Bir zararımız olmadı buradan. Kulüp zarar etmedi.”

“220 MİLYON BORÇ VAR”

“Ankaragücü Kulübü’ne ben 30 milyon kişisel para verdim 22 milyon da bankaya kefil oldum. Toplamda 52 milyon ben verdim. Totalde borç her şey dahil 220 milyon civarındadır. Bir tek onlar değil. Bu kulübe benim dönemimde 180-190 milyon bağış geldi.”

“VİCDANIM ÇOK RAHAT”

“Ben her şeyi yaptım vicdanen rahatım, fakat huzursuz muyum evet huzursuzum. Her şeyi yapmış olmam sorumluluktan kurtulmam anlamına gelmez. Suçlu kimse müdahale etmem lazım, ben uyarma ettim fakat dikkate alınmadı. Ben yalnız bir şey yapmadım. Hep birlikte yaptık, bir tek Badji’yi ben getirdim. O mevzuda sorumluluğu alıyorum. 4 tane hoca geldi birinci lig hocası. Netice ne oldu? Hep aynı kriterlerle hoca getiriyoruz netice alamıyoruz. Ben Mustafa Dalcıyı isterim dedim inisiyatif aldım. Bizlerin yatacak yeri yok hocaya hocalık yaptırmadık, aşağıladık biz altını boşalttık ve o buna sabretti. Kasımpaşa maçında affını istedi, vermedik son olarak ‘Denizli maçında beni bağışlayın’ dedi.”

“KÜMEDE KALMAK İÇİN HOCAYA PRİM VERDİK”

“Ankaragücü’nün esasen kendisi bir kriz, mühim olan krizleri yönetmek. Ben yönetemedim net söylüyorum. İnisiyatif alalım dedim. Hikmet Karaman’ı aldık, niye aldık? Kümede kalmak için kümede kalması için hocaya prim bile verdik, verecektik doğrusu. Ekibi teslim ettik 10 maç iyi gitti, 10 maç fena gitti. Önlem almak istedim fakat alamadım sözleşmeden dolayı. Ben sözleşmelerde hep dikkat ettim. Yarın ekip başarısız olursa, hoca giderse ne olacak? Bir yıl tazminat mı ödeyeceğim? Fuat Çapa imzalamıyor dediler ‘imzalamasın’ dedim. Ekip başarısız olursa niçin tazminat ödeyeyim? Tüm hocalarla oyuncularla bu şekilde sözleşme yapılmış ben buna taş koydum bu yüzden istemeyen adam oldum kulüpte. Kirli işlere müsaade etmedim. Kesinlikle kirli iş olmadı. Geçmiş yönetimi eleştiriyoruz. Niçin? Futbolcu 90 dakika oynamış tazminat alıyor, ceza ödeniyor. Faruk Koca olarak inisiyatif kullandığım bir oyuncuya tazminat ödemedim. Hoca getiriliyorsa yetkiyi hocaya verirsiniz ve arkasında durursunuz hesabını da sorarsınız. Hocaların arkasında durduk olmadı, yetki verdik olmadı. Hepsine aynı yetkiyi, desteği verdik. En oldukca yetki Hikmet Karaman’a verildi. Tüm mesuliyet hocasıyla futbolcusuyla bizlere ilişkin. Ben yöneticiyim mesuliyet alıyorum evet fakat ekibi ben düşürmedim. Ekibi ben mi oynattım futbolcuyu ben mi ekibe aldım. Saba oynamıyor diyorlar? O oynamıyorsa başkasını oynatın demek müdahale mi oluyor?”

DHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz