Fatih Terim: Kazanamadığımız için kızgınım

Trabzonspor maçı öncesi yayıncı kuruluşa konuşan Fatih Terim, “Kazanırsak büyük bir adım atmış olacağız. Oyuncularımız bunun bilincinde. 3 puan için ihtiyaç duyulan savaşı yapacaklar” dedi. Sadece 90 dakikadan çıkan netice deneyimli teknik adamı memnun etmedi. Kaybedilen iki puanla Sarı-Kırmızılılar şampiyonluk yarışında ağır bir darbe yerken Terim maç sonu açıklamasında gene bireysel hatadan gol yediklerini belirtip kazanamadıkları için kızgın bulunduğunu söylemiş oldu. Deneyimli teknik adam, “Galatasaray olarak iç sahada bizim baskılı, presli oynamamız, üretken olmamız gerekirdi. İlk yarıda bunu yapamadık. Rakibimiz bizlerden daha iyi oynadı. İkinci yarıda momentumu ele aldıktan sonrasında bazen baskılarla top çalarken bireysel hatadan gol yedik. O da oyuncuda ruhsal olarak ‘gene mi’ duygusu yaşattı. Gene mi, gene mi yenik olacağız diyorlar. Kızıyorlar. 3-5 dakika şok yaşadılar. Küsme, oyunu bırakma oldu” dedi. 

‘6 hafta azca değil’

Terim sözlerini şu şekilde sürdürdü: Şurada kazansak vakalar bambaşka bir yere gelecekti. Kızıyorum. Bu 1 puan bizlere nasıl dönecek göreceğiz. Kimi zaman öyleki yerlerde öyleki 1 puanlar vardır ki size değişik döner. İnşallah öyleki olur. Çıkan giren oyuncuların da doğru oynaması, senelerdir oynadığımız oyunu en iyi şekilde oynaması gerekir. Maalesef bugün olmadı. İşimiz devam, meydana getirecek başka bir şey yok. Dostlar, kırılganlık olabilir. Azca şeylerle uğraşmıyoruz. İçeride dışarıda. Bunu kabul etmek lazım. Sakatlıklar, cezalar. Ben şimdi niye ceza yedim sarı kart. Yana doğru hizadan çıkmışız. Sahaya girmemişiz, bilmiyorum ne olmamış. Bir sürü şey başımıza geliyor. Bir örnek vereyim. Yedlin’e bir faul yapılmış oldu, hâlâ oynamıyor. Sarı kart. Bir şey olmamış şeklinde devam. 6 hafta var, azca buz değil. 6 hafta 18 puan demek. Rakiplerin kaybını bekleyeceğiz. Her maç her rakip için puan kaybı olabilir. Türkiye Ligi’nin de güzelliği bu esasen.

‘Ceferin’in örneği rastlantı değil’

Avrupa Süper Ligi hakkında konuşan Terim, “Bu süreçte Ceferin ve İnfantino’nun yanında durduğumuzu söylemek isterim. Ceferi’nin kulübüm ile alakalı sözleri hoşuma gitti. Galatasaray’ın 2000 yılındaki UEFA şampiyonluğu, söz mevzusu kulüplerin haricinde da birilerinin hem de o zamanlarda Türkiye’den çıkıp zirveye yürüyebileceğini göstermesi zamanı eşiklerden biriydi. İtalyan, İspanyol, Alman ve İngilizler’den 5 ekibi yenerek UEFA şampiyonu olan Galatasaray. O yüzden Ceferin’in örneği tesadüfi değildir. Bu başarılar unutturulmaya çalışılsa da Galatasaray, hâlâ Türkiye’nin en büyük markasıdır. Hâlâ Avrupa’daki kulüplere örnek gösterilen ve esin kaynağı olan, milyonlarca gencin hayal etmesini elde eden ve umudu olan bir kulüptür” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz