Görüntüler eşliğinde yargıcı kararlarını eleştiren Cengiz, “Öteki takımları genel olarak izlemem. Başkan olduğumdan beri onları da izliyorum. Bizim maç cumaydı. Cumartesi ve pazar günleri izlediğim maçları yarıda bıraktım. Tiyatro bu. Kurgu bu. Tiyatro bir eserdir, emek verilir. Toplumsal bir hiciv, bildiri verilir. Maalesef bu tiyatro bile değil güldürü. Aşmış onu artık. Evvelde yazılmış, fakat sanki bir yere doğru yazılmış” dedi. Son Karagümrük maçının hakemi Ali Palabıyık ile ilgili bazı yerlerle görüştüğünü belirten Cengiz, şu şekilde devam etti:
‘Ben Ali Palabıyık’a kızamam’
“(Kerem Aktürkoğlu’nun penaltı ve kırmızı pozisyonu hakkında) Yargıcı Ali Palabıyık fazlaca emin. Ben görüştüm yetkili insanlarla. Yargıcı ‘Ben net olarak penaltı ve kırmızı gördüm’ diyor. Kurala aykırı olarak penaltı iptal edildi. Ali Palabıyık, ‘Müdahaleyi net gördüm’ dedi. Kerem süratli, fazlaca süratli bir çocuk. O dokunma onu uçurur. Kendimizi Suat Arslanboğa’nın (VAR) yerine koyalım. Güzel kardeşim. Sen bunu nasıl bu şekilde yorumlarsın? Palabıyık’a kızamam. Oldukça net, fazlaca yakın, görüyor, karar veriyor. Enteresan olan kendini aslolan yargıcı zanneden Suat Arslanboğa arkadaşımız. ‘Gel bak, kendisi düştü’ diyor…”
‘Tüm konuşmaları açıklasınlar’
“Hiçbir Karagümrüklü oyuncu itiraz etmiyor. ‘Bana kırmızı verme’ diyor o oyuncu. Suat Arslanboğa, militan bir yargıcı. ‘Gel bak kariyerin biter’ falan şeklinde sert sözler söylemiş! Suat Arslanboğa’yla ilgili izahat yaparlarsa, rica ediyorum tüm konuşmaları açıklasınlar. Kişisel düşmanlığın da olabilir, bana ve takımıma. Bir takıma büyük sevgin de olabilir. Fakat sen toplumsal gerginliğe niçin olamazsın. Suat Arslanboğa’yı bir de hakemlikten aldılar sanırım. Beşiktaş lehine bir hata yapmış. O pozisyon VAR’da izletilmemiş. İzletmesi lazım. Geri alındıysa…”
‘Duayen yargıcı heyetinin sonucu’
“(Lens’in, Yedlin’in bileğine basmış olduğu ve faul verilmemiş pozisyon hakkında) Lens’in hareketinin devamında Yedlin ayağını uzatıyor dediler. Ustalaşmış bir futbolcunun gözleri radar gibidir. Vuruyor ve Yedlin’in ayağını görüyor. Şut atıyor fakat bakmıyor mu? VAR ve yargıcı heyeti, duayen yargıcı heyetinin sonucu ise: Organik bir hareket, yer çekimi!”
‘Hangi cetvelle ölçtünüz ya!’
“(Babel’in el sebebiyle kesilen, Cenk Tosun’a verilmemiş el pozisyonu hakkında) Uilenberg, son yayıncı kuruluşta bir programa katıldı, ‘Arm pit’ dedi. Koltuk altı demek. Koltuk altı uzantısı penaltı değil dedi. Tişörtlü birini düşün, kol kısmının geldiği yer el değil. Dirsekten itibaren kol. Bunu diyeli 1 ay oldu. Arm pit denilen bölgeye geldi Babel’in pozisyonu. Durdular doğal. TV’de açıklayan kendileri. Cenk’i de görmemiştim o anda. Dediler ki, ‘arm pit’ten birazcık aşağıydı. Hangi cetvelle ölçtünüz ya. Bunu iptal ettiler. Malum yargıcı ve VAR girdi devreye, Suat Arslanboğa. Verilmiş golü iptal ettirdi sevgili Suat!”
‘Futbolcuların ipinde değil!’
Cengiz, konuşmasının bir bölümünde Sarı-Kırmızılı futbolculara da tepki göstererek, “Bizim önümüzde 7 maç var, 21 puan eder. Onlar istediği kadar bazılarını yarışta tutmaya devam etsinler. İp Galatasaray’ın elinde. Fakat biz oynamalıyız, terimizin son damlasına kadar savaşım etmeliyiz. Yedlin’in sakatlığında 10 futbolcumuz orada olmalıydı. Golümüz iptal edince 10 futbolcu itiraz etmeli, sahanın altını üzerine getirmeli. Futbolcular onur ve şereflerini hatırlasınlar. Kendilerine oynamıyorlar. Türkiye’nin en büyük camiasındalar. Ölümüne oynamalılar. Bunu niçin yapmıyor futbolcularımız. İpinde değil insanın, profesyonelce bakıyor. 2. maç oynamazsa prim alamıyor. Onu da hesaplayabilir. Türk futbolcular nerede o süre? Ben çıldırıyorum izlerken” dedi.
‘Tahkim&Disiplin şıracı ve bozacı’
“Tahkim ve Disiplin Kurulu başkanları aynı bürodalar. Bu tarz bir olay olur mu ya? Şıracı ile bozacı gibiler. Tahkim ile Disiplin kurullarının kararlarına saygı duymuyorum maalesef. Tahkim benim 21 gün cezayı kaldırıyor, iyilik zannedersin, sonrasında 50 bin TL ceza koyuyor. 50 bin TL’ye evde maç izledim.”
‘Tatlı rakip ekip taraftarı’
“Benim TFF yada MHK ile problemim yok. Fakat MHK görevini yapmıyor. Serdar Tatlı çocukluğundan beri rakip takımın taraftarı, hastası. Bunu biliyorum. Olabilir. Asla sorun yok. Fakat kararlarını, duygularını etkiliyorsa bir yargıcı pozisyonunda yazıklar olsun derim. Türkiye’de son 1-2 aydır iki oluşum var hakemlerde. Kendi içinde gruplar var. Bu daima vardı aslına bakarsan. Şimdi de başka bir grup oluştu. VAR hakemleri, sahadaki hakemler. Hepimiz nasıl yan hakemini belirliyor. VAR hakemleriyle orta hakemler tesanüd (karşılıklı yardımlaşma) içinde oluyor. Bildiklerim var. Oldukça tehlikeli bu gelişme. Özetin özeti olarak diyorum ki, bundan sonrasında orta hakemlere değil VAR’a bakın. Duyduklarımı söylerim, hoş olmaz. VAR odasına telefon giriyor mu, telefon sokan, kısa bildiri atan var mı?”
Fenerbahçe’ye davet: Havuzdan çıkalım!
Sarı-Kırmızılı kulübün patronu, gösterim gelirleri mevzusunda da eşitsizlik olduğuna değinerek şunları kaydetti: “Erzurumspor müsabakasını 19.00’dan 16.00’ya alalım istedik. Almadılar, yayıncı müessese dediler. Yayıncı kuruluşun Körfez kökenli yöneticisi geldi, ‘Saati geri alamayız. Maç tüm dünyada yayınlanıyor, 2-3 milyon Dolarımız gider’ dedi. Güzel dedim, bizim her maçımız 2-3 milyon Dolar… 2 milyon Dolar deseniz, 40 maçta 80 milyon Dolar. Ben ne alıyorum? 160 milyon Lira! Bilhassa Galatasaray ve Fenerbahçe bu havuzu dolduruyor. Anadolu takımları doldurmuyor. Benim aldığım 18-20 milyon Euro, yarattığım hasıla 80 milyon Dolar. Benden alıp oraya veriyorsun. Bu tarz bir olay olur mu? Fenerbahçe ve Galatasaray olarak derim ki, ayrı bir gösterim sözleşmesi yapmalıyız. Fenerbahçe’nin o şekilde bir cesareti var mı bilemem. Fakat hakkım gidiyor.”
‘Ahmet Nur Çebi’yi onaylamıyorum’
“Bizimkinin adı Kulüpler Birliği, ‘union’. Birlik mi, değil. Birlik olması mümkün mü? Değil. Bu vakıf fakat yönetim kurulu var. Nereden çıktı? Mütevelli kurul vardır, o da yok. Ben anlamıyorum. Beni niye katıyorsun kardeşim. Yönetim kuruluysa bana imzaya getir. Getirmiyor. İç hukuk yollarını tüket, sonrasında FIFA’ya git. Gitmiyor. Tersini yapıyorlar. Başkanlık seçimi diye bir şey de yok. Seçim olmadı. Bunlar yanlış işler. Türk futbolunu birliğe değil aykırılığa, ayrılığa götürür. Ahmet Nur Çebi sağolsun çalışıyor, fakat ben onaylamıyorum bazı sözlerini.”