Dünya koronavirüs salgınıyla savaşım ederken futbolda liglerin geleceğinin, oyuncuların fizyolojik ve ruhsal durumunun, kulüplerin ekonomik sorunlarının nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruyor. Türk futbolunun zamanı başarılarında oyuncu olarak sahada yer edinen İttifak Tüm ortaklık Konyaspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz, içinde bulunduğumuz süreçle ilgili Cumhuriyet’ten Cumhur Önder Arslan‘ın sorularını yanıtladı.
TFF, liglere haziran ayının başlangıcında başlanabileceğini deklare etti. UEFA da liglerin tamamlanmasından yana bulunduğunu duyurdu. Sizce maçlara geri dönüş fazlaca mümkün mü?
UEFA neye nazaran karar verdi bilmiyorum. UEFA’nın bir şeye karar vermesi için Bilim Kurulu’na danışması lazım. Bunu yapmış oldu mı bilmiyorum. TFF’nin danıştığını düşünüyorum. Bu tüm dünyaya yayılmış bir virüs. İspanya, İtalya’da diyorlar ki ölüm oranları azaldı fakat 500-600 insan ölüyor, ABD, İngiltere öyleki… Dolayısıyla bunun ne vakit biteceğini bilmiyorum. Ben bilim adamlarına inanırım. Sıhhat Bakanlığı’nın kurduğu Bilim Kurulu var. Türkiye’de hepimiz onların ne söyleyeceğine bakıyor. Onların vereceği karara bakacağız, buna bir tarih vermek bana fazlaca anlamlı gelmiyor.
‘İŞİN PSİKOLOJİSİNİ DE HALLETMELİYİZ’
Futbolcular, fizyolojik ve ruhsal açıdan maçlara tekrardan nasıl hazırlanacak?
‘Haziran başı başlamış olalım’ dediler. Bunun için minimum 4 ile 6 hafta emek harcama süresi olması lazım, fizyolojik yeterliliği sağlamak için. Artı, şimdi sokakta yürürken bile, markete çıktığımızda bile, birileri geldiği vakit yolumuzu değiştiriyoruz. Devamlı vurguluyorum bu işin psikolojisi fazlaca mühim. Bu sebeple ekip antrenmanı yapıyoruz, birbirimize yakın temas halindeyiz. İnsanlarda esasen bu psikoloji herkeste değişik, oyuncular da aynı. Bu işin psikolojisini de halletmemiz lazım.
‘TFF BİZE DE SORMALI’
Sürecin nasıl ilerleyeceğine dair siz teknik adamlardan görüş alınmış oldu mu?
Futbol Federasyonu gördüğüm kadarıyla yalnızca yöneticilere, kulüp başkanlarına soruyor. Bu işin hakemi, teknik direktörü, futbolcuları var. Bunlara da danışılması icap ettiğini düşünüyorum. UEFA bunu yapıyor mu bilmiyorum. Bizde Türkiye Futbolcular Birliği var. Türkiye Antrenörler Derneği var. Hadi bizlerle konuşulmadı, bu derneklerle konuşuldu mu bilmiyorum. Ben Türkiye Futbolcular Derneği’nde yöneticilik yaptım, başkanımız Hakan Ünsal’dı, ona sormuş oldum ‘O şekilde bir şey gelmedi’ dedi. Onlara da sorulması gerektiğine inananlardanım. Bu sebeple her insanın bir fikri vardır. Biz futbolun içinde doğduk, büyüdük ve yaşıyoruz. Yöneticiler öyleki değil. Bizim de fikrimizi almaları icap ettiğini düşünüyorum. Eğer haziran başı diyorlarsa söylediğim şeklinde buna 4 ila 6 hafta fizyolojik, ruhsal hazırlanmak gerek. Onu nasıl yapacaklar bilmiyorum. Ruhsal bölümünü nasıl aşacağız, bizim için en zorluk derecesi yüksek o. Tüm vücudun da rutin bir ritmi vardı. O ritmi de bozmuş olacağız şu an için.
UEFA’NIN GÖRÜŞÜ ÖNEMLİ
Teknik direktörler olarak aranızda lige başlangıç tarihini görüştünüz mü?
Bir konuşmamız olmadı. Biz aramızda konuşalım da bizlere ‘Ne düşünüyorsun’ denmediği için… Bizi geçtik, futbolcuların kurumları var. UEFA’yı da araştırmanız lazım, onlar buna başvurdu mu? Bu sebeple TFF, UEFA’ya bakarak hareket ediyor haklı olarak. Burada TFF’yi haklı buluyorum şu sebeple UEFA’nın vereceği karar da mühim.
‘FEDAKÂRLIK YAPARIZ’
Bu işin futbol dünyasını ve kulüpleri yakından ilgilendiren ekonomik boyutuyla ilgili neler düşünüyorsunuz?
Hepimiz takımların zarar ettiğini söylüyor. Oynatmayı düşündüğünüz vakit gene zarar mı ediyor bilmiyorum. Sonucunda bir gelir gelecek devam ederse. Devam etmezse zarar ne olacak? Ben yaşamın parayla ölçülmesinden yana değilim. Bu sebeple bu fazlaca yaygın bir virüs. Hepimiz bu virüsle ilgili yeni bilgiler bilhassa bilim adamları öğreniyor. Bu işin ekonomik boyutuna bakıyoruz. Ekonomik boyutu öyleki yada bu şekilde 1-2 yıl sonrasında hallolur. Yada futbolcular fedakârlık yapacaksa yapar, antrenörler yapacaksa yapar, kulüpler yapacaksa yapar. Ben her insanın fedakârca davranması gerektiğinden yanayım oynanmayacaksa. Oynanacaksa o vakit nasıl olacak? Oldukça sual işareti var. UEFA’nın ve FIFA’nın vereceği kararlar da mühim.
Koronavirüs salgını ve yaşadığımız muhteşem günler bizlere neler öğretti?
Ne kadar şöhretli olursanız olun ne kadar fazlaca paranız olursa olsun bu şekilde bir virüs sizi ve tüm dünyayı eve kapatıyor. Demek ki her şey para, pul, şöhret değil. Mühim olan hayata nasıl baktığınızla ilgili. Doğrusu yaşamın kıymetini öğretiyor. Bu sebeple sonunda dünyayı zarara uğratan bir insan topluluğu var. Fakat bir de yaşayan bir canlı grubu hayvan grubu var onlar bizim uğrattığımız zarara uğratmıyorlar. Dolayısıyla kendi yaşadığımız ülkeyi, şehri, mahalleyi, dünyayı ne kadar kıymetli kılmamız icap ettiğini, ne kadar iyi bakmamız icap ettiğini de öğrettiğini düşünüyorum. Doğaya, insana, bilim adamlarına haiz çıkmamız icap ettiğini devamlı söylüyorum. İnsanlara daha saygılı olmamız icap ettiğini, paylaşımın daha çok olması icap ettiğini anlatıyorum. Bunlar esasen insanoğlunun içinde olması ihtiyaç duyulan bir şey. Şu anda daha fazlaca paylaşımcı oluyoruz. Bir ihtimal birbirimize gidip gelemiyoruz fakat zengin olan, olmayana veriyor, fazlaca güzel şeyler oluyor Türkiye’de etrafımızda görüyoruz. Kendimiz de elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz.
‘EV HAYATINI SEVİYORUM’
Evde bir gününüz nasıl geçiyor?
Ben esasen fazlaca erken kalkan bir insanım, saat 06.00 şeklinde kalkarım. 07.00’de ev içinde spor yapıyorum. Sonrasında ailece kahvaltımızı yapıyoruz. Devamında kitap okuyorum. Bu sebeple vakit ayıramıyordum, şu süreçte birkaç kitap bitirdim. Dizi seyrediyoruz, haberleri izliyoruz. Ben genel olarak da izin olduğu günleri evde geçiren bir insanım. Ev yaşamını seviyorum. Eski maçlara, antrenman programlarına bakıyorum. İngiltere, İspanya, İtalya’da beğendiğim üst düzey takımları çözümleme etmeye çalışıyorum, nasıl oynuyorlar ne yapıyorlar, biz nasıl kendimize bir katkı sağlarız, kendimizi nasıl geliştiririz diye. Hususi bir program yardımıyla takip ettiğimiz bazı oyunculara bakıyoruz.
