İbrahim Çolak, Dünya Şampiyonası’nda almış olduğu altın madalyaya gözü benzer biçimde bakıyor

Türkiye’yi gelecek yıla ertelenen Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda temsil edecek ulusal cimnastikçi İbrahim Çolak, kariyeri, kazanılmış olduğu dünya şampiyonluğu, olimpiyat hedefi ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında evindeki emekleri hakkında video konuşma yöntemiyle AA muhabirlerine açıklamada bulunmuş oldu.

Adını Türk spor evveliyatına yazdıran İbrahim, ulusal ve internasyonal organizasyonlarda kazanılmış olduğu madalyaları odasındaki duvarda bulunan askıda sergiliyor. Ulusal sporcu, bir tek geçen yıl Dünya Şampiyonası’nda kazanılmış olduğu altın madalyayı ayrı bir özenle koruyor. İbrahim Çolak, Türk cimnastiğinin ilk dünya şampiyonası altın madalyasının tozlanmasını, kirlenmesini ya da renginin solmasını önlemek için hususi çantasında saklıyor.

Kariyerinde kazanılmış olduğu ilk ve son madalyanın kendisi için mühim olduğuna değinen 25 yaşındaki ulusal sporcu, “Dünya Şampiyonası’nda kazandığım altın madalya, son olarak aldığım ve benim için en büyük olan madalya. 2000 senesinde cimnastiğe başladım. 2001 senesinde Yaş Grupları Türkiye Şampiyonası yapılmış oldu. Orada da birinci olmuştum. İlk aldığım madalya ve her şeyin başlangıcı oydu. Bu madalyanın gülünç bir anısı var. O vakit 6 yaşlarında, küçücük birisiydim. Birinci olduğum için kürsüye çıktım. Madalyayı boynuma taktılar. O denli uzundu ki neredeyse yere değecekti. Ödül töreninden sonrasında eve gittiğimizde annem o madalyanın bağını dikti ve kısalttı.” diye konuştu.

Kendisi için en kıymetli olan Dünya Şampiyonası’nda kazanılmış olduğu altın madalyayı duvara asmadığını aktaran İbrahim, “Oldukça abartıyorum fakat onu vitrinde saklıyorum. Bana bir çanta vermişlerdi, bunun içinde saklıyorum. Tozlansın, kirlensin ya da rengi solsun istemiyorum. Normalde tüm madalyalarımı asarım fakat Dünya Şampiyonası’ndan döndükten sonrasında bunu asla asmadım.” ifadelerini kullandı.

İbrahim, madalyanın içsel değerinin oldukça büyük bulunduğunu vurgulayarak, “Olimpiyat madalyası olursa Dünya Şampiyonası madalyasını vitrinden çıkarıp asabilirim. Olimpiyat madalyasını çantaya saklayabilirim. Aslına bakarsak bunu da bu şekilde yapmayı planlamamıştım. Aldığımda asacağımı düşünüyordum fakat bir türlü asamadım. Oldukça mu abartıyorum bilmiyorum fakat benim için oldukça kıymetli. Kirlensin istemiyorum. O yüzden çantada tutuyorum.” şeklinde görüş belirtti.

Kürsünün zirvesine çıkmış olduğu Dünya Şampiyonası’nın Türk spor zamanı açısından önemine değinen İbrahim Çolak, şunları kaydetti:

“Zamanı bir şampiyonaydı. O tarihin bir parçası olmak oldukça başka bir duygu. 50-60 yıl sonrasında bile o yarışma konuşulacak. Benim, ekip arkadaşlarımın, federasyon başkanımızın, antrenörümün adı yine yine anılacak. Bu yüzden bizim için içsel kıymeti oldukça fazla. Aynı anda birden fazla duyguyu yaşadığım bir andı. Hem Türkiye’nin ilk dünya şampiyonası madalyası oldu, ilk madalya altın oldu, büyük bir organizasyonda İstiklal Marşı okundu ve Olimpiyat Oyunları’na katılma hakkı elde ettim. Benden mutlusu yoktu. Yarışma gününü hayal meyal hatırlıyorum. Anca yarışma günü videolarını izleyince anımsayabiliyorum.”

“Pozitif yönde yönden bakmaya çalışıyorum”

İbrahim Çolak koronavirüs sebebiyle evde kalmış olduğu sürecin pozitif yönde yönlerine odaklandığını söylemiş oldu.

Düzgüsel zamanda yoğun bir emek harcama tempolarının olduğuna değinen İbrahim, şöyleki devam etti:

“Oldukça yoğun bir tempodan aniden düşük tempolu bir yaşam yaşamaya başladık. Bu da bizi allak bullak etti fakat vücut buna da alışıyor. Normalde evde kalmayı seven birisiyim. Düzgüsel günlerde tempomuz yüksek olduğundan evde durmayı özlüyorum. ’Madem evdeyim, bunun tadını çıkarayım.’ diyorum. Pozitif yönde yönden bakmaya çalışıyorum. Ailemle daha oldukça vakit geçirmeye çalışıyorum. Düzgüsel yaşantımızda dinlence günlerimde bile ailemle yeterince vakit geçirmediğimi fark ettim. Şimdi aramızdaki yazışma ve bağ daha oldukça kuvvetlendi.” şeklinde konuştu.

Evde performansını yükseltemediğini özetleyen ulusal cimnastikçi, “Geçen haftaya kadar online antrenman yapıyorduk. Bizi formda tutmaya yarıyor fakat geliştirmiyor. Şundan dolayı bir cimnastikçinin salona girip, aletlerle antrenman yapması gerekiyor. Evde yaptıklarımız bizi terletiyor fakat ileriye götürüp geliştiremez. Gençlik ve Spor Bakanlığının onayıyla olimpik sporcuların antrenman yapmasına izin çıktı. Bunu uygulamaya başladık. Toplumsal mesafeyi koruyup, lüzumlu tedbirleri aldıktan sonrasında bir sorun olamayacağını düşünüyoruz. Bu sürede cimnastik salonunu, antrenörümü, arkadaşlarımı oldukça özlediğimi fark ettim.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

“Olimpiyatın ertelenmesi benim için avantaj oldu”

İbrahim Çolak, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nın ertelenmesinin kendisi açısından avantaj bulunduğunu dile getirdi.

Yaşamış olduğu omuz sakatlığından dolayı ortalama 2 ay ilkin ameliyat edildiğini hatırlatan İbrahim, sözlerini şöyleki sürdürdü:

“Doktorum 3 ay içinde eski halime döneceğimi söylemiş oldu. Olimpiyatlar ve Avrupa Şampiyonası vardı ve bundan dolayı moralim bozulmuştu. Sonrasında koronavirüsten dolayı tüm yarışmalar ertelenmeye başladı. Arkasından Avrupa Şampiyonası, en sonda da olimpiyatlar ertelendi. Bu benim için bir avantaj oldu, bana bir ’oh’ çektirdi. Olimpiyatlar ertelenmese de hazır olacaktım. Antrenörüm Yılmaz Göktekin ile bir plan yapmıştık, hazır olacaktım fakat ne kadar hazır olacağımı bilemiyorduk. Bir ihtimal Dünya Şampiyonası’ndaki performansımın üstüne çıkamazdım. Her şeyin ertelenmesi benim için iyi oldu. Acil etmem ihtiyaç duyulan bir durum kalmadı. Ilkin eski sağlığıma kavuşmak, sonrasında da kendimi geliştirmek isterim.”

“Türk cimnastiği her yıl üzerine koyarak yükseliyor”

Ulusal sporcu, Türk cimnastiğinin Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen’in göreve gelmesiyle yükselişe geçtiğini söylemiş oldu.

Bir Türk cimnastikçinin olimpiyatlarda ilk kez 2012 Londra’da savaşım ettiğini hatırlatan İbrahim, şunları kaydetti:

“Türk cimnastiği, 2012 Londra’dan sonrasında her yıl inanılmaz derecede yükselerek yol aldı. Bundan en büyük katkı federasyon başkanımız Sayın Suat Çelen’in. Kendisi başkanlığa ulaştıktan sonra söylediği hedefleri her yıl gerçekleştirdik. Çalıştık, üstümüze düşen görevi yaptık. Hepimizin hedefi aynı. Bunun yolunda, birbirimize inanarak yürüyoruz. Bu yüzden Türk cimnastiği her yıl üzerine koyarak terfi etti. Bunu da dünya cimnastiği fark etti ve bizi takip etmeye başladı. Bizi bizlerden daha oldukça takip ediyorlar. Bir şampiyonaya gittiğimizde medya mensupları Rus, ABD, Çin ve Japonları takip etmiş olduğu benzer biçimde Türk Ulusal Ekibi’nı da izliyor. ’Türkiye’de ne oldu da bu kadar oldukça ilerlediler?’ diye merak ediyorlar. Yabancı ülkelerde kamp yapmak istiyorduk. Geçen yıl İsviçre Ulusal Ekibi bizimle kamp yapmak istedi. Tarihimizde ilk kez bu tarz bir olay oldu. Bazı sporcular benimle birebir çalışmak istiyor. Cumhurbaşkanımızın, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın, Spor Genel Müdürlüğümüzün, federasyonumuzun bizlere oldukça desteği var. Bu destekleri başarıyla sonuçlandırmak bizi mutlu ediyor.”

“The Çolak 2” hareketi yolda

İbrahim Çolak, dünya cimnastik literatüründe kendi adını taşıyan ikinci hareketi yapmayı planlıyor.

Yakalanan her başarıda hedeflerin de değiştiğini dile getiren İbrahim, “Bir hedefe ulaşınca bitmiyor ve ’Daha iyi ne yapabilirim?’ diye düşünmeye başlıyorsunuz. Kendime hususi bir hareketim var. Bir ihtimal bir hareket daha yapmak isterim. Kafamızda bir hareket var. Antrenörüm ile düşünüyoruz. ’The Çolak 2’ diye bir hareket daha olabilir fakat şu anda düşünme aşamasındayız.” diye konuştu.

Hedefinin 2024 Olimpiyatları’nın sonuna kadar her organizasyonda zirvede yer almak bulunduğunu kaydeden mili cimnastikçi, sözlerini şöyleki tamamladı:

“Kariyerimde 2020 Olimpiyatları en büyük hedefimdi. Orada altın madalya almak isterim. Şu andan itibaren 2024 Paris Olimpiyat Oyunları da hedefim. Bu 4 senelik arada da tüm Avrupa ve dünya şampiyonalarında unvanımı korumak isterim. Bir Avrupa yada dünya şampiyonasında madalya almak zor fakat bunu devam ettirmek daha da zor. Bunu yapabilirsem daha da başarı göstermiş olduğumu düşüneceğim. 2024’e geldiğimizde fizyolojik durumuma bakacağım. Hala madalya alabilecek seviyedeysem bir olimpiyat daha zorlamayı düşünüyorum. Sporculuktan sonrasını hemen hemen planlamadım. Minimum 5-6 yıl daha cimnastik yapmak isterim. Kariyerimin sonlarına doğru planlarım fakat spordan kopamam. Bunca senedir sporun içindeyim ve bir ihtimal alıştırmacı olurum.”