Fatma Uruk: Şu anda kimse benim kaldığım yerde bu koşullarda kalmayı istemez

Özgür dalış sporunda elde etmiş olduğu sayısız başarılar ile adından söz ettiren ulusal sporcu Fatma Uruk, 2015 senesinde geçirdiği bir kaza sonrası vertigo hastalığına yakalandı. Sonrasında koku ve tat alma duyularını da yitiren Fatma Uruk, Türkiye ikinciliği elde etme başarısını gösterdi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) ekonomist olarak mezun olan Fatma Uruk, hususi bir bankada da Kıdemli Müfettiş olarak çalışmakta. Yaşamış olduğu tüm zorluklara karşın tutkunu olduğu sporu hiçbir vakit bırakmayan Fatma Uruk, dünya rekoru denemesi için Meksika’nın Valladolid kentine gitti. Mart ayının başlangıcında gittiği Meksika’da amacının 23 Nisan’da üstün dereceli denemesi gerçekleştirip kendisi benzer biçimde spor ile hayata tutunan ufaklıklara cesaret vermek istediğini dile getiren Uruk, şu anda kimsenin kendisinin yerinde olmak istemeyeceğini adresi kayıtlı olmadığı için polis kontrolünden geçerek markete bile gidemediğini kaydetti.

Fatma Uruk, insanların öldüğü ve çaresiz kalmış olduğu günlerde hakkaten sızlanmaya yakınma etmeye hakkının olmadığını da ifade ederek, “Ben iyiyim, tek endişem Türkiye. Türkiye’deki gidişat, akrabalarım ve sevdiklerim. Kendimi açıkçası daha azca düşünüyorum. Türkiye’dekilere moral veriyorum yeri geliyor. Ben buradayım. Bu enerjiyle, bu hayalin verdiği güçle bir halde burada daha uzun kalmanın yolunu bulacağım” diye konuştu.

“AMACIM HAYATA BENİM GİBİ SPOR İLE TUTUNAN ÇOCUKLARA KENDİ ÇOCUKLUK HAYALİMİ GERÇEKLEŞTİREREK CESARET VERMEKTİ”

Üstün derece elde etmek için Meksika’ya gittiğini sadece, gittikten 1 hafta sonrasında dalış yapacakları bölgelere erişme imkanları kalmadığını belirten Fatma Uruk, “Tüm Türkiye’ye sıhhat ve sabır arzuluyorum. Sıhhat çalışanları başta olmak üzer işine devam etmek zorunda olan her insana kolay gelsin. Bende bu salgına talihsiz dönemde yakalananlardanım. Bir süredir dünya rekoru denemem için antrenman yapmakta olduğum Meksika’dayım. Buraya mart ayının başlangıcında gelmiş. Hedefim üstün dereceli denemesini 23 Nisan’da yapmış olup, hayata benim benzer biçimde spor ile tutunan ufaklıklara kendi çocukluk hayalimi gerçekleştirerek cesaret vermekti. Fakat ne yazık ki geldikten 1 hafta sonrasında dalış yaptığımız bölgelere erişme imkanımız kalmadı. Resmi görevliler ve Türkiye’den bana destek olacak dostlarım gelemediler. Ben de burada kaldım. Size şu anda Valladolid’deki karantina evimden sesleniyorum. Buradaki koşullar ve gidişattan bahsedersem niçin dönemediğim daha iyi anlaşılacaktır. Ilk olarak fazlaca gezinsel bir yerdeyiz. Ocak ayından beri buraya Çin dahil hiçbir ülkeden uçuş yasağı gelmedi. Ben buraya maskeyle geldiğimde dostlarım boşuna endişelendiğimi söylüyorlardı. Etrafımda her şey düzgüsel seyrederken ben de kendimi paranoyak benzer biçimde hissetmeye başladım. Hemen hemen olay da yoktu. Bekleyip gidişatı görmek istedim. Fakat 18 Mart itibarıyla aynı evde olduğum arkadaşlarımdan birinin bulunduğunu bilmesek de hastalığa yakalandı ve kısa sürede bir değişiklik başladı. Sokağa çıkma yasağı olmasa bile korktuk, doğrusunu söylemek gerekirse. Kendi kendimize önlem almaya başladık” dedi.

“MADDİYAT, SAĞLIK VE HAYATIMI ADADIĞIM HAYALİMİN ARASINDA SIKIŞTIM”

Virüsün yaygın olduğu dönemde seyahat yapmayı göze alamadığını da ifade eden ulusal özgür dalışçı, “Ciğerleriyle ilgili sorun yaşamak nefes tutan bir sporcu için hakkaten fazlaca ürkütücü. Sıhhat sebebiyle daha ilkin 1 kere sporu bırakmak zorunda kaldım. Kronik vertigom var. Virüsün bu kadar yaygın olduğu bir dönemde yolcuğu açıkçası göze alamadım. Neler yapabileceğimi düşündüm. Maddiyat, sıhhat ve hayatımı adadığım hayalimin içinde sıkıştım. Üstün dereceli denemelerinde harcamalar bireysel olarak sporcunun kendisine ilişik. Bende kendi imkanlarımla minimum sayıda insanla altından kalkabileceğim bir organizasyon yapmıştım. Dönme fırsatı olduğu dönemde ise bilet tutarları bütçenin neredeyse tamamıydı. Hususi bir bankada çalışıyorum. İzinlerimi yöneticilerimin yardımıyla bu şekilde ayarlayabildim. Tekrardan madden değil izin anlamında da bu şekilde bir olanak yaratmak mümkün değildi. Beni en fazlaca üzen şey, buraya gelip sudan uzak kalmak. İstanbul’da esasen denizde antrenman yapma imkanım yok. Senede 1 kere yarışmalardan, yarışmalara dalıyorum. Günümün tamamı masa başlangıcında emek harcayarak geçerken ben bu dünya rekorunu kıracak seviyeye geldim. Sonuçta yılların emeği var. Bu yalnız benim sayemde olmadı. Bana inanan ve destek olmak için çaba gösteren pek fazlaca insan var. Buraya gelmek için sarf ettiğimiz emek dönmeyi göze alamayacağım kadar fazla. Fakat her şeyi bir kenara bırakıp niçin dönmediğimi kendime sorduğumda şu cevabı veriyorum ve bundan dolayı fazlaca mutluyum. Bu beni hayata bağlayan şey ve ben bunun hayaliyle yaşıyorum” şeklinde konuştu.

“TEK ENDİŞEM TÜRKİYE”

Meksika’da birçok güçlük yaşadığını, polis kontrolünden geçip markete gidemediğini söyleyen Fatma Uruk, “Şu anda kimse benim kaldığım yerde bu koşullarda kalmayı istemez. Bende istemezdim. Mesela dün, polis kontrolünden geçip markete gidemedik. Şu sebeple, adresimi kaydettirmem gerekiyor. Şimdi bunu çözmeye çalışıyorum. Bunun benzer biçimde daha birçok güçlük çıkıyor. Sadece bu tarz şeyleri da halledecek gücü ve enerjiyi bulabiliyorum kendimde. Güvenlik sebebiyle korkuyordum fakat bunu da aştım. Şu sebeple niçin burada olduğumu biliyorum. En azından küçük bir ihtimal var, bunun için buradayım ben. Bunu umuyorum. Her şeyden öte insanların öldüğü ve çaresiz kalmış olduğu günlerde hakkaten sızlanmaya yakınma etmeye hakkım olmadığımı düşünüyorum. Ben iyiyim, tek endişem Türkiye, Türkiye’deki gidişat, akrabalarım ve sevdiklerim. Kendimi açıkçası daha azca düşünüyorum. Türkiye’dekilere moral veriyorum yeri geliyor. Ben buradayım. Bu enerjiyle, bu hayalin verdiği güçle bir halde burada daha uzun kalmanın yolunu bulacağım” ifadelerini kullandı.

“İSPANYOLCA ÖĞRENMEYE BAŞLADIM”

Çevresinde İngilizce konuşan insan olmadığını ve bu yüzden İspanyolca öğrenmeye başladığını ifade eden Fatma Uruk, “Asla yapamadığım kadar, karada antrenman yapıyorum burada, günde 4 saat nefes tutuyorum. Denize gidemiyorum fakat, İspanyolca öğrenmeye başladım. Güvenlik sebebiyle öğrenmekte zorundayım. Etrafımda İngilizce konuşan insan yok. Ben inanırım ki bu günler bitecek ve buradan fazlaca güzel haberlerle, bu rekoru sıhhatli bir halde kırıp, sıhhatli günlerin müjdesini vererek Türkiye’ye döneceğim. Buna hep birlikte sevineceğiz. Şu sebeple, biliyorum ben burada yalnız değilim. Her gün birçok insan arayıp, soruyor. Günü vardığında üstün dereceli denemesini sürpriz yaparak açıklayacaktık, olmadı. Ben de artık bu süreci daha atlatılabilir kılmak için bir halde sesimi duyurmaya karar verdim. İlgili kurum ve kuruluşların bir kısmının burada olduğumdan haberi var, bir kısmına hala ulaşamadım. Ümit ederim onlarda şu anda sesimi duyacaktır. Her insana benim yaptığım benzer biçimde sevdikleri şeylere daha sıkı tutunmalarını tavsiye ediyorum. Şu sebeple, zorlukları açmada fazlaca yardımı oluyor. Sağlıkla kalınca” dedi.

Öte taraftan Fatma Uruk, hedeflediği dalışı 23 Nisan’da gerçekleştirememesi durumunda 19 Mayıs’a kadar beklemeyi planlıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz