Mirkan Aydın: Hedefimiz ekol olmak

Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in ilk yıllarında söylediği “azca zamanda fazlaca iş” sözü, Hanımefendiler Basketbol Süper Ligi’nde Nesibe Aydın Gençlik ve Spor Kulübü ile vücut bulmuş…

2010 senesinde kurulan, hanım basketbolunda 2017 senesinde bölgesel ligle maceraya başlamış olan, 2 yıl içinde Birinci Lig’e yükselen Nesibe Aydın, derhal arkasından soluğu Süper Lig’de almıştı. Ankara temsilcisi, dev ligdeki ilk 2 sezonunda da yarı final oynama başarısı gösterirken, bu sürem da ilk 4 içinde yer edinen bir kulüp olarak eşine azca rastlanır bir başarı hikayesi yazıyor… Süper Lig’in tek okul ekibi hususi durumunu de taşıyan Nesibe Aydın Okulları’nın Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Nesibe Aydın Gençlik ve Spor Kulübü’nün ise Başkanı olan Mirkan Aydın, hanım basketbolunda varoluşlarının altında “hanıma verdikleri değerin” yattığını söylemiş oldu. ‘Niçin hanım basketbolu?’ sorusuna verdiği yanıt da esasen açıklıyordu okulun felsefesini ve ideolojisini…

Ankara basketboluna senelerce hizmet vermiş olan ve vermeye devam eden Ali Kavaklıoğlu ve gene deneyimli coach Erman Okerman ile beraber geleceğin temellerini atmaya devam eden Mirkan Aydın, kuruluşundan bugüne hedeflerini, hayallerini, hayata geçirdikleri projeleri söyledi:

‘BABAMIN VİZYONU YOL GÖSTERİCİ OLDU’

“Okulumuz 1984 senesinde kuruldu. Annem (Nesibe Aydın) ve babam öğretmendi. Babam rahmetli Hüsamettin hoca, fazlaca iyi bir eğitimciydi. Annem de keza fazlaca iyi bir öğretmendi. Babam, doğu kökenli, adam egemen bir toplumda yetişmiş, hanıma fazlaca ehemmiyet veren bir kişiydi. Annem Ankara’da birazcık daha çağdaş bir ailede büyümüş biriydi. Babamın hanıma perspektif yardımıyla babam hep geri planda, annem de hep ön planda yer aldı hep… Kurumların adını da hep annem üstüne koydu. Bu sayede de Türkiye’de nam salmış, iyi işler meydana getiren hanım eğitimci misyonunu da anneme yüklemiş oldu. Ikimiz de Nesibe (Aydın) hocadan devraldığımız hanım girişimci, hanım eğitimci önder özelliklerini spor alanında da bir bayan basketbol ekibi ile süsleyelim dedik. Bu anlamda da fazlaca iyi oldu. Bu alanda da bir eğitim kurumunun, altyapıya ehemmiyet veren bir takımın eksikliğinin bulunduğunu gördük. Hem bir bayan girişimci liderliğinde götürülen bir hususi okul ve hem de bir basketbol takımının birbirini fazlaca bütünleyeceğini düşündük ve böylece de başlamış olduk.”

-Altyapı kategorilerinde de birçok takımınız bulunduğunu biliyoruz. Altyapıya da ehemmiyet veriyor olmanız fazlaca kıymetli. Bu anlamda hedefleriniz neler?

“Mali kısmı hakkaten bizi yoruyor aslına bakarsak… Bizim okul olarak ilk yola çıkışımızdan beri bilime, sanata ve spora denk yer veriyoruz. Biz hep şunu tespit ettik. Bir sporcu yetiştirmek, bununla beraber bilimsel niteliği olan anlamda da başarıya ulaşmış bir çocuk yetiştirmek, iyi bir evlat, hayırlı bir yurttaş yetiştirmek anlamına geliyor. Okul ilk kurulduğu andan itibaren temel atletizm, yüzme, jimnastik becerilerini 4-5 yaş grubundan itibaren geliştirmelerini sağladık. Sonrasında doğal yaşları ilerledikçe branşlaşma ile beraber müsabık sporcu olmalarını sağladık ve bu da okula fazlaca ciddi bir dinamizm getirdi. Biz niçin istifade ediyoruz? Antrenman kültürü, spor bilinci, sıhhatli ve tertipli yaşam spor hayatında olmasa da okul hayatında fazlaca ciddi başarılar getiriyor. Öğrencilerin mesuliyet bilinci artıyor. Alıştırmacı&sporcu ilişkisi içinde fazlaca ciddi bir disiplin sağlıyor. Bunu olduğu şeklinde okula yansıtıyor.”

‘3 BİN LİSANSLI SPORCUMUZ VAR’

“Şu anda 8 bir öğrencimiz var Türkiye genelinde… Bunların 3 bini lisanslı sporcu. Aslen şu anda bir devlet organizasyonu şeklinde bir sporcu fabrikası olarak yola devam ediyoruz. Mesela biz Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir burslu sporcu protokolü yaptık. Temel olarak hanım basketbolunu ve yüzmeyi öne çıkardık. Oradan Ulusal Ekip seviyesindeki sporcular bizlere burs için başvuruyorlar. Bizim okulumuzun da bilimsel niteliği olan başarısına uygunsa biz o öğrencilere tam bursla eğitim fırsatı sunuyoruz. Türkiye genelinde bizim 7 ilde 11 okulumuz var. Tamamı bu protokol kapsamında iyi bir eğitim alarak sportif çalışmalarına devam ediyorlar.”

‘KADIN BASKETBOLU BİZİM VİTRİNİMİZ’

“Hanım basketboluna dönecek olursak bu alan aslına bakarsak bizim vitrinimiz oldu. Ali (Kavaklıoğlu) hocamla ilk karşılaşmamızdan itibaren biz bunu hayal etmiştik. Nesibe Aydın Okulları’nın altyapısı var. Öğrencilerimizin hayal edebilecekleri bir vizyon koymamız icap ettiğini düşündük. Ustalaşmış alanda da kendimizi göstermemiz gerektiğine karar verdik. Ali hocam da benim liseden öğretmenim bununla beraber… Aslına bakarsan bir gönül birliğimiz vardı. Bu şekilde ustalaşmış olarak da birlikteliğe karar verdik. Kolları sıvayıp amatör ligden başladık. İlk yılımızı amatör ligde geçirdik. Sonrasında 1. Lig’e çıktık. Orada 2 yıl geçirdikten sonrasında Süper Lig’e çıktık. Süper Lig’de de üçüncü yılımızdayız. Doğrusu hepimiz kalıcı mı, gidici mi diye bizi sorguluyordu. İlk 2 yılda hep ilk 4’ün içindeydik. Avrupa Kupası’na katılım hakkını kazandık. Bu sürem da şu anda ilk 3 içinde yolumuza devam ediyoruz. Bütçe kısmına gelecek olursak altyapı odaklı bir kulüp olduğumuz için 2-3 yıl içinde oyuncu mevcudumuzun en azından 3’te 1’inin altyapıdan gelmesi şeklinde bir planlamamız var. Bunların aktarma gelirlerinden de bir beklentimiz var. Kısmet olursa WNBA’e oyuncu göndermeyi ve bu sayede gelir elde etmeyi de planlıyoruz. Altyapıda ulusal başarılarımız da var. Geçen sürem U16’da Türkiye 5.’si olduk.

Çocuklarımız, okulun bir ekibi bulunduğunu, Süper Lig’de yer aldığını, Avrupa Kupası oynadığını görüyorlar. Lisemizden 2 oyuncumuz da kadroda ve bazen süre alıyorlar. Şimdi biz onlara bir hayal verdik ve bunun da pozitif yönde tesirini gördük. Şimdi kendilerini orada hayal etmeye başladılar. Fazlaca güzel bir hava var ve bundan her yönüyle istifade ediyoruz. Hanım basketbolunda bir basketbol ekolü yaratmak istiyoruz. Doğal bir Euroleague finali oynama hedefimiz de var…”

‘CİDDİ BİR POTANSİYEL VAR’

“Hanım basketbolunda aslına bakarsak fazlaca ciddi bir potansiyel var. Ciddi bir altyapı emek harcaması yapılırsa bu potansiyel açığa çıkarılabilir. Birçok talebe okulumuza gelebilmek için hususi çaba gösteriyor. Takip edebildiğim kadarıyla altyapıya yatırım meydana getiren kulüp olarak bir biz varız. Üst yapıda da birkaç kulüp transferle çarkı döndürmeye çalışıyor.

‘EĞİTİM VE SPOR BİRLİKTE GÜZEL’

“Kulüp ve okul birbirini besleyen yapılar. İkisi de birbirinin varlığından istifade ediyor. Bizim de imtihan odaklı bir eğitim kültürümüz var. Sadece öğrencilerimizin spor halletmeye, hareket etmeye, oynamaya da gereksinimleri var. ABD’li bir eğitimcinin sözü hep aklımda: ‘Çocuğun beyni var. Fakat bir bedeni de var. Beyniyle birlikte onu da okula getiriyor. Bunu ihmal etmeyin’… Evlatların zihnine bombardıman yapıyoruz. En hareketli çağlarında sabah 8 sıraya otur, akşam 4 bayağı kalk… Bu ona zulüm. Bu olmamalı… Spor, bilimsel niteliği olan başarıyı destekliyor. Hem de çocuğun doğasına uygun bir şey. Eğitim toplumunun o anlamda bir değişikliğe ihtiyacı var. Sporun okullarda yer edebilmesi için de kesinlikle bu şeklinde oluşumların desteklenmesi gerekiyor.”

‘DESTEĞE İHTİYAÇ DUYUYORUZ’

“Biz şu anda ustalaşmış spor kulübümüze devletten bir kuruş destek almadığımız şeklinde bir de A.Ş. şeklinde, şirket şeklinde gelirlerimizden inanılmaz derecede kesintiye uğruyoruz. SGK, vergi ne var ise hepsini ödüyoruz. Üzerine para vermemize rağmen hiçbir katkı ya da teşvik alamıyoruz. Doğrusu bu anlamda maalesef kaderiyle baş başa bırakılmış bir yapı söz mevzusu… İlk başta bunun iyileştirilmesi gerekiyor. Ekonomik koşullar hayallerimizi ötelememize niçin oluyor.”

‘REKABET ORTAMI ADİL OLMALI’

“Baktığımız süre ligin yüzde 60’ı, 70’ı kamu ekibi… Hususi kulüp takımları içinde Fenerbahçe , Galatasaray , Beşiktaş şeklinde kulüpler var. Ötekiler de Nesibe Aydın, Bursa Uludağ ve Antalya… Bursa ve Antalya esasen ilk yarı tamamlanmadan lige havlu attılar. Bizim bu tablo içinde bunların bütçesi ile savaşım etmemiz mümkün değil. Mesela Botaş’ın yanında biz denizde damla değiliz. Ya da belediyelerin, ya da Emlak Konut’un bütçeleri ile baş etmemiz ihtimaller içinde değil. Bu kurumların lige direk müdahil olması yerine kulüplere destek olması gerekir… Bir kamu kurumunun bütçesinden 300 bin dolar verip ABD’den oyuncu getirmesi ne kadar mantıklı, bilemiyorum. Biz kamu ile savaşım eden bir kulüp statüsündeyiz. Sıhhatli bir yapı içinde rekabet ortamının adil olduğu bir düzende yarışmak daha güzel olacaktır. Bunların değişmesi gerekiyor.”

ALİ KAVAKLIOĞLU (ASBAŞKAN): ‘MOTTOMUZ AZ PARA İLE ÇOK İŞ’

“Nesibe Aydın Gençlik ve Spor Kulübü olarak hanım basketbol takımını kurduğumuzda bu kadar acele yol alacağımızı düşünmemiştik. 5 senelik geçmişi olan bir kulüp olarak birçok köklü kulübün önüne geçtik. Geçtiğimiz günlerde Voleybol Federasyonu Başkanı Akif Üstündağ geldi. Bizim basketboldaki başarımızı acaba okul bünyesinde voleybola da kurgulayabilir miyiz diye danıştı. Sadece biz basketbola odaklanmaya devam edeceğiz. Dışarıdan basketbolda gelecek vaad eden yetenekli 5 öğrenciyi bünyemize kattık. Başkan Mirkan Aydın’ın vizyonu olmasa bu şekilde başarıya ulaşmış bir organizasyon ortaya çıkamazdı. Genç bir kulübüz. Ben 50 senedir sahanın içerisindeyim. Kulübümüzde her insanın vazife tanımı belli. Bu, işleyiş açısından fazlaca mühim. Kurumsal yapıyı Başkanımız önderliğinde kurduk. Eğer yapı kurumsal eğer olmazsa bu padişahlığa dönüşür ve başarı ihtimali ortadan kalkar. En azından uzun solukta başarı hayal olur. Ben de elimden geldiği kadar bilgimi, birikimimi, deneyimimi aktarıyorum. Hayal kurmadan bir bölgelere gelmek mümkün değil. Bu, sporun doğasında var. Bir şeylere yetişebilmek için hedef koymanız gerekiyor. Mottomuz şu… Azca para ile fazlaca şey yapacağız. Aslına bakarsan her şey para demek değil… En mühim detay beraber hareket edebilecek bir ekip ruhu oluşturmak. Antrenörü, idarecisi, oyuncusu, fizyoterapisti, masörü… Buna da kimya deniyor. Biz bunu 3 senedir her insana gösteriyoruz. Biz şu anda Türkiye’de hanım basketbolu açısından örnek alınacak bir hale geldik. Saygı duyulan, örnek alınan bir kulüp olmak da hakkaten gurur duyulacak, kıymetli bir şey… Bence en mühim nokta da bu…”

ERMAN OKERMAN (COACH): ‘BAŞARIMIZ TESADÜF DEĞİL’

“Nesibe Aydın GSK olarak bizim Süper Lig’de bu üçüncü yılımız. İlk ve ikinci yılımızda hep ilk dört içindeydik. Bütçe istediği kadar minik olsun bu iş birazcık kimya işi… Üçüncü yıl, gene üçüncülük rastlantı olması imkansız. Dolayısıyla evet, bütçe düşük, kabul ediyorum. Üstelik bu sürem şöyleki bir sorun da yaşadık. Uzun Amerikalı oyuncumuz sakatlandı. Bazı maçları tamamlanmamış oynadık. Hatta tamamlanmamış kalmışken Fenerbahçe’yi de o dönemde yenmeyi başardık. Ondan sonraki en büyük şansımız hızlıca yeni bir yabancı bulup adaptasyonunu hızlıca sağladık. Bu da doğal bizi üst sıralarda tuttu. O süreci fazlaca iyi geçtik. Başka bir ekip olsa bence şu anda 6, 7, 8.’lik için oynuyor olabilirdi. Hedefimiz devamlı en iyisini yapabilmek. Üç senelik bir plan doğrultusunda bir kupa kaldırmak şeklinde gizli saklı bir hedefimiz de var. Fazlaca kolay gerçekleştirilebilir bir şey değil bir ihtimal fakat ulaşmak için çabalayacağız. Artık lig kupası mı olur, Türkiye Kupası mı olur, Avrupa Kupası mı olur, onu göreceğiz. Nesibe Aydın Kulübü her geçen yıl büyüyen bir kulüp. Her geçen yıl oyuncuların daha fazlaca tercih etmiş olduğu bir kulüp. Buraya gelen her oyuncu, Türkü de, yabancısı da hem basketbol hem de maddi olarak kendine fazlaca büyük kıymet katıyor. Bizim ikinci en büyük hedefimiz de aslına bakarsak bu. Ben 10 yıl Ulusal Ekip’da destek antrenörlük de yaptım. O süreçte de oyuncu yetiştirmek için çabalıyordum.

İlk yıl TKBL’den Mükemmel Eldaş A Ulusal oldu. İkinci yıl Meltem Yıldızhan’a fazlaca büyük bir çıkış yaptırdık. Bu yıl de örneğin Şevval Akalan da muhteşem bir sürem geçiriyor. Bizlere gelen yabancı oyuncular çarpı iki kontratlarla iş buldular. Kulübün yapısı da benim karakterim de yetiştiricilik mevzusuna yatkın… Bundan da fazlaca mutluyuz. Bu da bizim en büyük hedeflerimizden biriydi. Ilk olarak en büyük hedefim kupalar kazanmak. Gönlümden geçen doğal ki bunu Nesibe Aydın ile kazanmak. Mirkan Aydın şeklinde fazlaca iyi bir başkan, fazlaca iyi bir aile, Ali (Kavaklıoğlu) ağabey, yönetim hepsi hem bana hem de takıma fazlaca iyi destek oluyorlar. Bir başka hedefim doğal 10 yıl süresince A Ulusal Ekip seviyesinde destek alıştırmacı olarak vazife almış, dört Avrupa şampiyonası, olimpiyat görmüş, Dünya Kupası görmüş biri olarak Ulusal Ekip baş antrenörü olarak yer almak… Bunun haricinde, kendi yetiştirebildiğim oyuncular, bugünkü ekipteki İlayda Güner, Derin Yaya, Duygu Itina Şevval Akalan şeklinde bizimle birlikte parlayıp, yükselip Ulusal Takımlar’a bu anlamda büyük oyuncular yetiştirebilmek kişisel hedefim. Aslına bakarsan bu tarz şeyleri da başarırsam herhalde daha fazlasında gözüm olmaz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz