Türk futbolunun mühim isimlerinden kabul edilen ve 80’li yıllara damga vuran Arif Kocabıyık, deneyimli gazeteci Hakan Can’a çarpıcı bir röportaj verdi. Kocabıyık, Youtube üstünden gösterim meydana getiren Hakan Can TV’ye verdiği röportajda Şenol Güneş, Ali Şen, Galatasaray ‘a geçiş,14 yıl sonrasında şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’ndeki zamanı Neuchatel Xamax maçı, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Türk Ulusal Ekip’da unutulmaz hikâyesi ve hapiste yaşadıklarını söyledi. İşte hem Fenerbahçe hem Galatasaray forması giyen Kocabıyık’tan o günlerin hikayesi…
Ali Şen senelerdir beni takip etmiş
Rize’de öne çıkınca Fenerbahçe’nin dikkatini çektiğni belirten Arif Kocabıyık, “Fenerbahçe’den teklif ulaşınca biz fazlaca sevindik bundan dolayı Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birini reddedemezsiniz. Fenerbahçe Başkanı Ali Şen ile ilk karşılaşmamız kulüp binasında oldu. İmza töreni için hazırlanırken ‘Bana seni senelerdir takip ediyoruz, gelişiyorsun Fenerbahçe toplumu en üstün olacağın yer, lütfen bu formanın hakkını ver’ dedi” diye konuştu.
Şenol Güneş çalım attığım için senelerce tepki gösterdi
Şenol Güneş ile ilgili bir anısını da paylaşan Kocabıyık, şunları söylemiş oldu: “Trabzonspor-Fenerbahçe maçı vardı. Trabzon fazlaca iyi o dönem doğal. Maçta bir pozisyonda birkaç kişiyi çalımladım, ceza sahasına girdim. O sırada kaleci Şenol Güneş de önüme atladı. Doğal ben de topu tekrar çektim kaleyle karşı karşıya kaldım. O denli hırs yapmışız ki, tek derdimiz maçı kazanmak. O maçtan sonrasında Şenol Güneş birazcık tepki toplamıştı. 90’lı yıllara kadar Şenol Güneşle karşılıklı oynadık. O pozisyondan sonrasında birazcık bana tepki gösterdi. Zira ertesi gün gazetelerde ‘Fenerbahçe Şenol’a dava açıyor’ diye yazılar çıkmış. Benim attığım çalımlar esnasında Şenol Güneş devamlı yere atlamış olduğu için bu şekilde komiklik yapılmış kısaca.Doğrusu Şenol Ağabey o ilk yapmış olduğu hamlede kalsaydı benim iş zora girecekti fakat fakat içeri, içeri gidince benim de işim daha kolay oldu. Doğrusu şimdi o pozisyon onunda umurunda değildir de atlamasaydın Şenol abi, işimi yaptım ben. Maçtan sonrasında ulusal takıma gittik. Trabzonlu ve Fenerbahçeli oyuncular iki ayrı grup halinde oturduk. Avusturya’dan 5 yedik. Doğal bu şekilde giderse netice da bu olur!…”
Fatih Terim beni Galatasaray’a istedi
Arif Kocabıyık, hak etmiş olduğu para verilmeyince Fenerbahçe’den ayrılarak Galatasaray’ın yolunu tuttuğunu söylemiş oldu. Kocabıyık, bu geçirme vakasını da şu şekilde söyledi: “Fenerbahçe ile alttan gelen oyuncular sözleşme imzalayınca ben de kendimi başarı göstermiş bulduğum için, imza için hak ettiğimi düşündüğüm parayı istedim. Kulüp doğal reddetti. Fakat benden daha azca oynayanlar 7-8 milyon alırken ben bir iki üstünü istedim. Başkan ‘Sen asla 10 milyonu birarada gördün mü’ dedi. Ben de ‘Başkanım verirseniz göreceğim’ dedim. Bunun üstüne ’10 milyonu sen bana getir git’ dedi. O zamanlar ünlülerin takıldığı bir mekânda Fatih Terim’le konuştuk. Bana ‘Ne yapacaksın’ diye sorunca ben de ‘Ilkin Fenerbahçe’ye gideceğim’ dedim. O da ‘Bak ben senin için Galatasaray ile de uğraş veriyorum, yaşantını düzene sok. Senin işini halledelim’ dedi. O dönem Antepli Aziz Ortaoğlu diye bir işinsanı vardı. Fatih Terim’le konuşmuş ‘Ben Arif’i Antep’e alıyorum’ benzer biçimde sözler etmiş. Aziz Ağabey, 10 milyon verip benim Fenerbahçe ile olan mukavelemi feshetti. Doğal onlar benim Antep’e gideceğimi sanıyor. Fakat ben Galatasaray bayrağı ile fotoğraf çektirdim. Ertesi gün kıyametler koptu. Semih Bayülgen vardı. O Fenerbahçe’nin perde arkasındaki aslolan başkanıydı. ‘Nasıl verirsiniz bu adamı. Insanın Antep’e gideceğini nasıl düşünürsünüz? Açık ki ya Galatasaray ya da Beşiktaş ‘a gidecek’ diye ortalığı yıkmış kulüpte. Doğal bu durumu duyan Fenerbahçe taraftarı da tesisleri basıp cam çerçeve indirmişler. İşte bu şekilde Galatasaray’a geçirme oldum.”
Mustafa Denizli, “Neuchatel’i eleyeceğiz” dedi, güldük!
1988-1989 sezonunda o zamanki adı Şampiyon Kulüpler Kupası olan bugünkü Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray yarı finale kadar terfi etti. Bu yolda İsviçre’nin Neuchatel Xamax takımıyla 2. turda oynanan maçlar tarihe geçti. İlk maçta Galatasaray deplasmanda 3-0 yitirdi. İstanbul’daysa Cimbom 5-0 kazanmıştır. Fakat maçta çıkan tribün vakaları sebebiyle Galatasaray’ın hükmen yenilmesi söz mevzusu oldu. İlginçtir o vakit internasyonal ilişkileri fazlaca iyi olan Fenerbahçe’nin eski başkanı Ali Şen de devreye girerek, maçın 5-0 tescilinde başrol oynadı.
Isın ısın buğu olacaktım!
İlk maçta oynamadığını özetleyen Arif Kocabıyık, zamanı periyodu de şu şekilde söyledi: “İlk maç taktiksel sebepten dolayı oynamadım. İkinci maç öncesi Mustafa Denizli bizi topladı. ’15 gün var maça. Yaptığınız her işte bu maçı düşünün, bu maçı kazanacağız. Eleyeceğiz’ dedi. Doğal biz güldük, karşımızda müthiş bir ekip olacaktı. Maç günü kadro açıklandı ben kadrodayım, Mustafa Denizli beni çağırdı. Şimdi Mustafa Hoca o vakit maçtan ilkin, maçı kafasında oynar ben de düşündüm ki beni başka bir pozisyona alacak. Gittim yanına dedi ki ‘Rakibin solbeki müthiş bir adam, senin yerine Minik Harp oynasın’ dedi. Ben de ‘Olmaz hocam falan’ demedim. ‘Tamam’ dedim. Maç başladı, Minik Harp yapamıyor! Mustafa Denizli, ‘Arif hazırlansın’ dedi. İşte başladım hazırlanmaya fakat dakikalar geçiyor ben hâlâ ısınıyorum. Sinirlendim, yedek kulübesine geldim. Mustafa Hoca ‘Ne yapıyorsun sen’ dedi. Dedim ‘Hocam adama yazık, bana da ayıp oluyor’ dedim. ‘Tamam, sen ısın. Oyunaalacağım seni’ dedi. Dönem bitti, ben hâlâ umuyorum. İkinci dönem tüm oyuncular sahaya çıktı. Kale arkasına ısınmaya yolladı yine beni hoca. Birazcık daha ısınsam buğu olacağım! 55, 60 derken 65. dakikada aldı beni oyuna. Sol tarafı birazcık toparladım maçı 5-0 kazandık ve tur atladık.”
14 yıl sonrasında gelen unutulmaz şampiyonluk
Fenerbahçe ile iki şampiyonluk yaşayan Arif Kocabıyık, Galatasaray ile de zamanı başarılarda yer alır. Bunlardan biri de 14 yıl sonrasında gelen lig şampiyonluğu olur. Arif Kocabıyık, 2-1 kazanılan ve Eskişehirspor ile oynanan şampiyonluk maçının kendisi için de unutulmaz bulunduğunu söyedi: “Bu maçta golleri erken bulmasaydık kim bilir Eskişehirspor bizi şampiyonluktan edecekti. Ben 15 dakika kala oyundan çıktım. O vakit kenara gelen topları daha da uzağa atardık ki dakikalar geçsin! Ali Sami Yen’in süslenmesi de o gün müthişti. Şampiyonluk sonrası tüm boğazı gezmemiz, hakkaten harikaydı. Galatasaray’a yakışanda buydu.”
Ulusal Takıma alınmayı unutuldum!
80’lerde Türk Ulusal Ekibi fazlaca başarı göstermiş sonuçlar alamıyordu. Öyleki ki orta sahayı geçtiğimizde bile heyecanlanırdık. Arif Kocaıyık, ulusal takıma dair bir anısını da söyledi: “Arnavutluk maçı vardı. O denli iyi oynuyoruz ki. Fakat rakip kaleci de fazlaca iyi maç çıkardı. Maç Arnavutluk ceza sahasında geçiyor. Son dakikalarda bir top geldi, asla vurmayacağım bir yerden vurdum. Top o şekilde bir yere gitti ki keleci ona bile uzandı fakat gol oldu. Bir başka ulusal maç için kadro açıklanıyor ben lokalde takılıyorum. Bana dediler ki ‘Kadroda yoksun’. ‘Nasıl yokum’ falan derken, hiç kimseye de bir şey diyemedim. Onlardan izahat bekledim fakat o bugündür kimse niçin alınmadığımı söylemedi. Hocalar kendi aralarında konuşurken ‘Ne yaptık, Arif’i nasıl unuturuz, nasıl yapsak falan’ derken, beni umut ulusal takımına aldılar. Gitmeme benzer biçimde bir lüksümüz yok. A ekip oyuncuları da bizle dalga geçiyor doğal!
Meşhur müzisyen Umay Umay yüzünden hapse girdi
Arif Kocabıyık, Rizespor’da oynarken,ekip arkadaşı Osman Denizci ile beraber meşhur sanatçı Umay Umay yüzünden hapis de yattı. Kocabıyık, bu olayın detaylarını da şu şekilde söyledi: “O yılların jenerasyonu bilir, o vaka yüz karası bir vakaydı. Hak etmediğimiz bir yüz karasıydı. O dönem Osman Denizci’nin bir flörtü vardı Trabzonlu bir kızdı. Doğal o yıllarda pastanede oturmak bir kahve içmek fazlaca ters işlerdi. Bu şekilde durumlar Karadeniz yapısına fazlaca tersti o zamanlar. Osman benden evimin anahtarlarını istedi, ben de ona ‘Bak sen benden daha fazlaca Karadenizli’sin. Eve girip çıkarken dikkatli ol’ dedim ve anahtarları verdim. Bir iki saat sonrasında geldi, anahtarları bana verip teşekkür etti. Bigün sonrasında Galatasaray deplasmanına gittik. Ondan sonra Trabzon’da da Fenerbahçe ile maçımız vardı. Trabzon’a dönerken tayyare inmeden derhal ilkin kulüp menajeri Kemal Ağabey geldi ‘Aşağıda polisler sizi bekliyor’ dedi. Ben ‘Hay Allah’ dedim. Doğrusu ortada bir şey yok ki! Osman pastaneye harcayacağı mesaiyi benim evde harcadı. Ondan sonra öğrendik ki Umay Hanım, Osman’dan ayrıldıktan sonrasında Rize’deki akrabalarında kalmış. Eve dönmeyince ailesi tedirgin olmuş. Araştırmışlar; kızın Osman’la birlikte bulunduğunu öğrenmişler. Ben evimin anahtarlarını verdiğim için suçlu oldum, Osman’ın suçları da bana eklendi.
Ali Şen bizi kurtardı
Bizi mahkemede asla konuşturmadan ceza evine yolladılar. Kızın yaşı reşit olmadığı için konuşma hakkı yoktu. Onun yerine babasının söylediği her şey geçerli sayıldı. Cezaevi müdürü bizi bir koğuş ağasına teslim etti. Doğal o ağa da kan davasından içeride. Müdür, o kişiye ‘Bunlar maçtan sonrasında vaka çıkarmışlar o yüzden bu tarz şeyleri konuk et, diye anons et’ dedi. Cezaevinde Rizespor oyuncularıyız diye müthiş bir saygınlık gördük. Doğal biz çıkmayı bekliyoruz fakat haftalar, aylar oldu çıkamadık. Cezaevinden çıkışımız Ali Şen yardımıyla oldu. Yaptığımız iş ar namus işi olarak yayınlandı fakat ortada o şekilde bir şey yok. Ondan sonra Osman Umay Hanımla evliliğe ilk adımını attı aslına bakarsanız. Ali Şen, biz 5-6 ay sonrasında Fenerbahçe’ye geçirme olacağımız için, Fenerbahçe oyuncusuymuşuz benzer biçimde sahiplendi. Osman, 5 yıl boşanmama şartı ile bende cüzi bir para cezasıyla ceza evinden çıktım. Benim için fena bir anıydı, günahsızdık demek ki kaderimizde vardı. Umay da 90’larda müzisyen oldu Umay Umay adıyla albümler yaparak fazlaca meşhur oldu.”